Son dönemde Mehmet Gürcan Karakaş ismini çok duyduk. Almanya’dan yerli otomobil projesinin başına getirilmişti. Bu alanda dünyanın en iyilerinden birisiydi. Aselsan’da başladığı iş yaşamını Bosch’ta zirveye taşımıştı. Yurtdışından aldık getirdik yerli otomobil projemizi ona emanet ettik.

Türkiye’nin bu tür çok sayıda beyni olduğunu düşünüyoruz. Bu değerleri tek tek bulup, belli projelerin başına getirilmesi insan kaynağının yeni dönemde doğru kullanılması anlamına gelebilir. Yeni dönemde ekonomide büyük yeni bir atak yapacaksak bu tür isimleri iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

Selahattin Hakman bu isimlerinden biri… Yeni dönemin kilit sektörlerinden biri olan enerjiyi çok iyi biliyor. Bilmenin ötesinde bu konuda önemli işlere imza atmış bir isim. Selahattin Hakman iş yaşamına Siemens’te başladı. Daha sonra Sabancı’da enerji grubunu yönetti. Enerjisa’nın bugün geldiği noktada büyük katkıları bulunuyor.

Hakman, son olarak enerjide Türkiye’nin atması gereken adımlara ilişkin projeler geliştirmek üzere kurulan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin başkanlığını üstlendi.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi sektörün bütün paydaşlarının katılımıyla doğru politikalar üretmek üzere yola çıktı ve bize göre şu tespitleri yaptı:

* Türkiye her şeye rağmen büyümeye devam ediyor. Edecek de… O halde enerjiye daha çok ihtiyaç duyacak.

* Yeni enerji ihtiyacının karşılanması için iklim değişikliği, karbon salınımı gibi çevresel etkilere dikkat edilmesi gerekiyor.

* Bütün dünyada artık geri plana atılmış fosil yakıtlardan enerji elde etmek güncelliğini kaybetmiş durumda.

* Ayrıca Türkiye bu şekilde enerji elde etiği takdirde ithalata bağımlı olacağı için cari açık sıkıntısı da devam edecek.

* Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye yönelmesi hem çevresel faktörler konusunda hem de ekonomik açıdan avantaj sağlayacak.

* Yani yenilenebilir enerjiye yönelmek Türkiye ekonomisine katkı yapacağı gibi çevre duyarlılığı nedeniyle Türkiye prestij kazanacak. Bir taşla iki kuş vurulmuş olacak. Ve en önemlisi Türkiye’yi cari açık belasından kurtaracak.

İşte Selahattin Hakman’ın Yönlendirme Komitesi Başkanı olduğu SHURA’nın önümüzdeki dönemde enerji politikalarını böyle dönüştürmeye çalışıyor.

Dönüştürme çerçevesinde başka çalışmalar da gündemde… Özellikle eski tip enerji yöntemlerinin terk edilmesi isteniyor. Yani bir merkezde fosil yakıttan üretilen ve oradan en uzak noktaya dağıtılan enerji sistemleri yerine, yerinde üretilen ve büyük dağıtım sistemleri gerektirmeyen projelere geçilmesi öngörülüyor.

Örneğin bir fabrikanın enerjisinin tepesine kurulacak güneş sistemlerinden elde etmesi gibi… Ya da bir sitenin enerjisini binaların üzerine kurulacak sistemle sağlaması şeklinde…

Olur mu demeyin… Oluyor. Tespitlere göre dünya bu yöne doğru gidiyor. Küçük örnekler giderek artıyor. Üstelik bu tür enerji yatırımlarının maliyetleri de giderek azalıyor. Verimliliği de giderek artıyor. Yani üç yıl önce yapacağınız bir güneş yatırımının bütçesi azalmış üstelik de verimliliği artmış durumda.

Yani yerinde ve yenilenebilir enerji yatırımı yapan karlı çıkıyor.

Bu girişimler enerji maliyetlerini azaltacak, daha çok kaynaktan sağlandığı için enerjinin demokratikleşmesini sağlayacak özellik taşıyor.

Gelişmeler enerjide üreteci ve tüketici kavramlarının buluşmasını gündeme getiriyor ve yeni bir dönemin başlangıcının sinyallerini veriyor.

Yeni dönemde türetici kavramı ortaya çıkıyor. Hakman bu kavramın önümüzdeki dönemde enerji sektörüne damgasını vuracağını düşünüyor…

Biraz önce ifade ettiğimiz gibi fabrikasının çatışında güneş enerjini üreten girişimciye türetici denecek… Yine oturduğu binadan enerji elde eden de türetici olacak. Türeticilerin sayısı artıkça iklim değişikliği gibi sıkıntılar azalacak.

Türeticilerin enerji pazarındaki ağırlıkları arttıkça Türkiye’nin cari açık sıkıntısı azalacak.

Dolasıyla enerji sektörünü yeniden keşfetmek gerekiyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi ve Selahattin Hakman bu keşif yolculuğuna çıkmış bulunuyor.

Kamudan özel sektöre tüm paydaşlarının onlara bu yolculukta eşlik etmesi doğru politikalara ulaşılmasının yolunu açacak. Üstelik bu keşfetme yolculuğuna dijital destekler de gelirse, küçük dokunuşlar büyük enerji patlamalarına dönüşebilir.

Dijital destekten kasıt enerjinin planlanması ve paylaşımı… Çok basit bir örnek… Çamaşırların fabrikaların kapalı olduğu hafta sonu yıkanması gibi.

Yine depolama ile ilgili çalışmalar… Geçen yıl düzenlediğimiz Küresel Isınma Kurultayı’nın ana konusu enerjinin depolanmasıydı… Konu giderek dünyanın gündemine taşınıyor. Bu konuda Türkiye’de de çok önemli çalışmalar yapıldığı biliyoruz.

Bu arada hemen belirtelim dijital gelişme enerji verimliliği konusunda da önemli adımların atılmasını sağlayabilir. Yani enerjide bütün gelişmeler Türkiye’nin lehine… Bunu koordine etmek bu dönüşümü yönetilebilir hale getirmek gerekiyor.

Bunun için de yerli otomobilde yaptığımız gibi enerjide de Selahattin Hakman gibi beyinlerden yararlanmamız gerekiyor.

Bir son not… SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin kuruluş toplantısına katılan European Foundation yani Avrupa İklim Vakfı Genel Müdürü Prof. Laurence Tubiana bir önemli noktanın altını çizdi.

Dünyada iklim değişikliği ile mücadelenin sembol isimlerinden Prof. Laurence Tubiana Türkiye’nin güneş ve rüzgar kaynakları konusunda dünyanın en şanslı ülkesi olduğunu ifade etti.

Konuyu en iyi bilen isimlerden birinin bu mesajı vermesi de dönüşümün istikametini belirleme konusunda kolaylaştırıcı olabilir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106