Seçimler kısa bir süre önce bitmiş iktidara çok yeni kurulmuş bir parti AK Parti gelmişti… Yeni hükümetin ilk icraatlarından biri bürokrasinin belini kırmaktı. Bunun için Başbakan, bakanlar ve bakanların hemen ardından gelen bürokratlar dinleyici koltuklarına oturmuş, dikkatle dinliyor, notlar alıyordu. Anlatıcı ya da konuşmacı kürsüsünden Türkiye ekonomisinin nabzını tutan İstanbul Sanayi Odası’nın meslek komitelerinin başkanları vardı. Hangi sektör bürokrasiden ne çekiyor çok kısa sürede bunu anlatıyorlardı.
Tamam işte bu...  Bürokrasi bitecek, bu iş tamam diye düşündüm içimden… Ama öyle olmadı.

Hatta bir süre sonra yatırım ortamını kolaylaştırmak için bir birim oluşturuldu. Ali Babacan gibi bir çok konuda önemli başarılara imza atmış biri isim bu birimin başında yer aldı ama o da bir türlü yatarım ortamının iyileşmesini sağlayamadı. Şimdilerde yine gündemde yatırımcının önüne turkuaz halı mesajı var. Başbakan Binali Yıldırım buna ilişkin mesajını şu cümlelerle iletiyor…
- Türkiye’nin her bölgesine yatırım yapılması için üretimi, istihdamı tüm gücümüzle teşvik edeceğiz, destekleyeceğiz. Adeta yatırımcının önüne turkuaz halı sereceğiz.

Başbakan Yıldırım’ın bu söylemini bir popülizm olarak algılamıyoruz. Tam aksine gerçekçi olduğunu biliyoruz. Çünkü bir önceki yıl Yıldırım’ı sahurda dinlemiştik ve ”Üretime yönelmeliyiz. Artık Reuters ekranlarından ekonominin yönetildiği dönemi kapatmalıyız” demişti.
Verilen turkuaz halı mesajı tam da dün söylediklerinin bugün de arkadaşında olduğunun göstergesi sayılmalı. Peki bu söylem eyleme nasıl geçer… Tamam turkuaz halı serilecek de sonrasında ne olacak. İşler nasıl basitleşecek, nasıl hızlanacak… İşte bu sorunun somut yanıtını seçim çalışmaları sırasında daha milletvekili adayı olduğu dönemde Bayburt’ta şimdinin Maliye Bakanı
Naci Ağbal’dan şu ifadelerle almıştık:
- Yatırım yapılması için siyasi irade noktasında hiç bir sıkıntı yok. Kanunlar yatırımcıyı teşvik ediyor ama maalesef gerek merkezi bürokrasi gerekse yerel idareler yatırımcıya farklı gözle bakıyor. Yerel idareler bazen kaynak sorunlarını yatırımcının üzerinden giderme çabasına girişiyor. Şahsen benim en önem verdiğim başlık bu. Önümüzdeki dönemde bir yatırımcı, yatırım yapma kararı aldığı anda devlet bire bir ilgilenmeli. Bir belediyeye baş başa bırakılmamalı. Yeni bir yapı oluşturulmalı. Mesleki ehliyeti olan ve bütün bakanlıklarda işleri kolaylaştırmaya dönük çalışmalar yapacak bir yapı.

Naci Ağbal milletvekili adaylığı sırasında Bayburt’ta böyle demişti. Tam da turkuaz halı olayını somutlaştıracak bir sistem. Buna yönelik somut çalışmalar yapıldığını da eklemişti sözlerine… Biz de bu çalışmayı anahtar teslim yatırım diye nitelemiştik. Turkuaz halı ile anahtar teslim yatırım birleşirse halıdan geçen yatırımcı sonrasında duvara çarpmaz. Binlerce genci iş bekleyen, milli geliri 10 bin dolar tuzağına takılmış Türkiye’nin bunu yapmaktan başka şansı yok… Çünkü dünya bunu yapıyor. Mesela 10 bin doları yıllar önce aşmış dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya ne yapıyor…

Türkiye’de en lezzetli baklavaları yapan Faruk Güllü bu ülkede yatırım yapmak istiyor. Bütün belediyeler bu yatırımın kendi kentlerinde olması için seferber oluyor. Sonunda Bochum Belediye Başkanı Faruk Güllü’yü ikna ediyor. Arsa konusunda müthiş kolaylıklar sağlıyor… Bankalar gelip kredi konusunda birbirinden cazip teklifler getiriyor. İşin ilginç yanı oturacağı evi bile hazırlıyorlar.

Faruk Güllüoğlu markası bir baklava fabrikası için bu ilgiyi görüyor. Hem de Almanya’da… Peki biz ne yapıyoruz. Türkiye’nin önde gelen işadamları her toplantıda birbirinden ilginç bürokrasi öyküleri anlatıyor. Anlatılan bu hikayelere zaman zaman gülüyoruz ağlamamız gerekirken…

Sonuçta bu defa olsun artık. Turkuaz rengi ile yenelim bu bürokrasiyi… Naci Ağbal vekil adayı iken söylediklerini uygulasın… Bitirelim artık şu bürokrasiyi…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106