Son dönemdeki en önemli tutkumuz yerli olmak. Yerli otomobil, yerli cep telefonu, yerli uydu, yerli yazılım… Çok istiyoruz bunların olmasını… Ama yerlilik kavramı konusunda tam bir mutabakat sağlanmış gibi görünmüyor. Aslında Türkiye’de üretilen yerli demek şimdilik en doğrusu gibi. Ancak herkes bu görüşte değil. Konuyu sorgularken yanlış yapılıyor. Bu yüzden de yerliye destek ve teşvik derken bazen sonuç alınamıyor.

Beklentiler boş çıkıyor, hayal kırıklıkları başlıyor.
Devletin başta yerli makine olmak üzere her şeyin yerlisine yönelik destek genelgesi var.

Yerli alın diyor devlet… Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu konuya özel önem veriyor. Bakanlar toplantılarda kamunun alımlarda yerliye pozitif ayrımcılık yapmasını istiyor. Ama öyle olmuyor. Yerli ürün her defasında bir engele takılıyor. Yerli ürüne pozitif ayrımcılık hayata geçmiyor.
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran bu duruma isyan etti. Söyledi söyledi ve bıktı. Artık söylemekten usandı. Sıkıntıları herkese anlattı ama bir sonuç alamadı. Bazen yerli ürün öyle engellere takılıyor ki anlatması bile çok zor. Acaba yerliye destek mi köstek mi sorusu bile gündeme geliyor.
Bazen de içinden çıkılmaz hale geliyor yerliye destek… Mesela jeneratör konusunda yaşanan bir örnek… Türkiye’de üretim yapan önemli bir jeneratör markası bir kamu ihalesini girmek isterse yerlilik standardını tutturamaz. Çünkü kamunun yerlilik oranı çok yüksektir. Zaten jeneratörün önemli bir kısmı motor… Bu parçanın yerli olması çok zor. Bu yüzden diğer bütün parçaları Türkiye’de üretilse bile bir jeneratör markası yerli ve milli olmayı başaramıyor.

Bu yüzden de kamu ya da özelde kendisine pozitif ayrımcılık yapılamıyor. Yani Türkiye’de üretim yapan, mühendis çalıştıran, ARGE merkezi kuranla Çin’de veya bir başka ülkede üretim yapan firmaya aynı muamele yapılıyor.
Peki hiç mi kıymeti yok Türkiye’de üretmenin… Hiç mi kıymeti yok Türk mühendis çalıştırmanın… Türkiye’nin yerli jeneratör markalarından Teksan’ın Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler’e soruyoruz durum böyle mi diye…

- Aynen böyle oluyor.

Diyor ve devam ediyor…

- Evet jeneratörün en büyük parçası motor… Türkiye’de üretilmiyor bu parça. Dolayısıyla siz bir jeneratör yapmak için mutlaka bu parçayı ithal etmek zorundasınız. Diğer parçaları yerli olmuş… ARGE yaparak ürüne farklı özellikle katmışsınız hiç önemli değil. Bize yönelik bir pozitif ayrımcılık yok. Yerlilik oranı, yerlilik meselesini esnek hale getirmek çok önemli.

Teksan buna rağmen bıkmadan usanmadan bu dev rakipleriyle mücadele ediyor.

En son yapılan şehir hastanelerinin bütün jeneratör işlerini onlar aldı. Her şeye rağmen, rakiplerin kendi ülkelerinde önemli destekler almasına rağmen, onları geçti. Onları sollarken yerli olmanın avantajını hiç yaşamadı. Oysa çoğu mühendis 700’de fazla eleman çalıştırıp ve onlarca ülkeye ihracat yaparak Türkiye’ye döviz kazandırıyordu.

Peki sadece bu sıkıntı bu sektörlerle mi sınırlı? Elbette değil. Yazılımdan, uydu teknolojilerine her alanda benzer sıkıntılar yaşanıyor. Mesela Türkiye’nin en büyük cep telefonu üreticisi Vestel’de bu konuda dertli. Venüs markasıyla cep telefonu pazarına giren Vestel’e sürekli sorulan yerlilik oranı sorusu can sıkıyor.

Çünkü dünyanın neresinde cep telefonu üretirseniz üretin bir iki ana parçayı üreten bir iki ana firma var. Bu firmalar rakip olmanız ve bunları üretmeniz mümkün değil. Ayrıca kimine göre gerekli de değil. Çünkü bu firmalarla fiyat ve teknolojik rekabet şansınız yok. Yani cep telefonunu ana parçalarını bu firmalardan almak zorundasınız.
Vestel de böyle yapıyor. Tıpkı dünyadaki diğer cep telefonu üreticileri gibi. Ama cep telefonu üretmek önemli. Herkes neden Türkiye cep telefonu üretmiyor diye soruyor. Sonra da birisi çıkıp ürettiğinde yerlilik oranı çemberine alınıyor. İşte bu noktada Vestel’in İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan’da dertli. 

- Yerlilik oranı sorusu bilinçli sorulmalı. Cep telefonu üretmeye başladıysanız bunu pazarlayabiliyorsanız devamı gelecek demektir. Cep telefonu olayına farklı yerden bakmak lazım. Yazılım önemli. Bu alanda yeni çalışmalar yapmak da önemli. Parçaya bakıp yerlilik tartışması yapmak çok doğru değil. Cep telefonunun arkasına ciddi bir Ar-Ge koymazsanız ve her 6 ayda bir yeni ürün tasarlamazsanız silinip giderseniz. Ama şu da bir gerçek, bir zamanlar sektör teşvik lafını kullanmaktan mahcubiyet duyuyordu. Bunda mahcubiyet duyulacak bir şey yok. Dünyada her zaman büyük projeler, teknolojik projeler devletler tarafından destekleniyor. Biz bunun örneklerini ekonomi yönetimine de her zaman sunuyoruz. Ve şimdi yerli üretimde mutlaka bir takım yerli desteklere ihtiyaç var. Türkiye’de de bir cep telefonu üretimi teknolojisi oluşsun, eko sistem oluşsun… Bunun önünü kısır yerlilik tartışmaları ile kesmeyelim.

Bu arada bir de şu tartışma var. Cep telefonunu yabancılar üretti artık biz treni kaçırdık. Turan Erdoğan bu noktada çok önemli bir uyarı yapıyor…

- Diyeceksiniz ki artık dijital dünyada her şey yapıldı, internetler, cep telefonu… Hayır. Dijital devrimin daha inanın çok başındayız. Başında olduğumuz devrimi de kaçırırsak, önümüzdeki 50 yılı kaçırırız.

Evet dijital devrimi kaçırmamak için yerlilik meselesine biraz farklı pencereden bakmak gerekiyor. Türkiye’de üretilen her şey yerlidir demek önemli. Ayrıca bugün üretilen ürünün yüzde 30 yerli olur, yarın bu oran çok yukarılara çıkar. Bardağın yarısının dolu olması da bazen çok önemlidir. Biraz sabır. Yoksa uzun süredir üzerinde çalıştığımız yerli otomobil meselesinde de çuvallarız. Daha ilk günden onu da oransal tartışmalarla dibe iteriz.

Meclis’te Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı olan Ziya Altunyaldız’ın şu sözlerini de hatırlatıp yerlilik oranını ancak süreç içinde yukarılara çekileceğine vurgu yapalım ve noktayı koyalım.

- Ülkemizde Ar-Ge'ye ayrılan pay toplam gelirin yüzde 1.06'sı seviyesinde. İsrail gelirinin yüzde 4.3'ünü Ar-Ge'ye harcıyor. 1 TIR ilaç 600 TIR una bedel… Bu orta gelir tuzağından kurtulabilmek için bu işi başaranları izleyerek, aşkla, tutkuyla çalışmamız lazım.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106