Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, “Tevhit Mesajı” adlı tefsirin yazarı Prof. Hasan Elik, Kale Grubu’nun 61. kuruluş yıldönümünde Çan Fabrika Camii’nde kendi hazırladığı Cuma Hutbesi’ni okudu.

Kale Grubu’nun kurucusu rahmetli İbrahim Bodur’un yakın dostlarından biri olan Prof. Elik, Çan’da okuduğu hutbeyi bana gönderdi. Hutbenin istihdamla ilgili bölümünden bazı ayrıntıları bu dergide sizlerle paylaşmak istedim.

Prof. Elik, hutbenin istihdamla ilgili bölümüne şu cümleyle girdi:

- İnsanlara iş kapısı açmak anlamına gelen istihdam, dinî bakımdan çok anlamlı ve değerlidir. Açılan her fabrika, her işyeri aynı zamanda birçok iyiliğe açılan, kötülüğe de kapanan kapıdır.

Bu noktada müteşebbislerle ilgili şu mesajı verdi:

- Topluma iş imkanları sağlayan, sosyal sorumluluk bilinci yüksek, müteşebbis insanlar; istihdam sayesinde ülkenin kalkınmasına, halkın refahına katkıda bulunmaları dolayısıyla büyük mutluluklar yaşarlar. Çünkü, onlar için hayat sadece yaşamakla değil, aynı zamanda yaşatmakla daha büyük anlam kazanır.

Hz. Peygamber’in bu konudaki beyanlarından örnek aktardı:

- İnsanların en hayırlısı, onlara en faydalı olanlardır.

Hz. Peygamber’den bir beyan daha okudu:

- Bir kimse bir ağaç dikse, o ağaçtan yenen mahsûl onun için sadakadır. O ağaçtan çalınan meyve de onun için sadakadır. Vahşi hayvanların yediği de sadakadır, kuşların yediği de...

Bu beyandan çıkardığı dersi şöyle paylaştı:

- Bir ağaç dikmenin faydası, sevabı bu kadar çok olursa, onbinlere, yüzbinlere iş kapısı açmak suretiyle onların yaşamlarına katkıda bulunmanın toplumsal faydasını ve sevabını siz düşünün.

İhtiyaç sahiplerinin mali sıkıntılarını gidermenin, yoksullara yardım etmenin, yani zekatın İslam inancının temel ilkelerinden biri olduğunun altını çizdi:

- Ancak, insanlara iş imkanları sağlayarak, onları ömür boyu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarmak, kanaatimce günümüz Müslümanlarının zekata verdikleri önem kadar değer arz etmektedir.

Bir insana iş imkanı sağlamanın onun sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret olmadığını kaydetti:

- Onun düzenli bir hayat yaşaması, kendisine özgüven ve saygı duyması, onurlu bir yaşam sürmesi, ailesi ve çevresinden saygı görmesi gibi çok olumlu özellikleri de beraberinde getirmektedir. Bir insan için en iyi rehabilitasyon işidir. Dolayısıyla iş ve meslek sahibi olmak, mutlu bireyler ve onlardan oluşan mutlu toplumlar oluşturur.

Büyüğünden küçüğüne fabrikaların, işyerlerinin açılmasını “kötülüğe kapanan kapı” olarak görmek, işe daha büyük bir anlam yüklüyor değil mi?

Üretmek toplumsal ödevdir

Prof. Hasan Elik, okuduğu hutbede üretim ve istihdamın toplumsal boyutuna da değindi:

- Toplumsal bir varlık olan insan için üretmek sadece bireysel ihtiyacı karşılamak değil, aynı zamanda toplumsal bir ödevdir. İnsan, varlığını muhafaza edebilmek için de, tabii ihtiyaçlarını karşılamak için de başkalarına muhtaç olduğu gibi, başkalarının yardımına muhtaçtır.

Toplumsal düzen ve kurallara uymanın esas olduğunu anımsattı:

- Bilinmelidir ki tabiatın tabi olduğu fizik kuralları olduğu gibi, toplumsal yapının da kanunları vardır ve bu kanunlar bizzat yaratıcı tarafından konulmuş olup, onlara aykırı hareket, bozulmayı, çürümeyi (fesat) getirir ki buna sebep olmak din diliyle günahtır.

Başarısız insan yoktur

Prof. Hasan Elik, hutbesinde aslında başarısız insan olmadığının altını çizdi:

- Başarısız organizasyonlar, kırımlar ve yetkililer vardır. Ünlü bilim ve düşünce insanı Pascal’ın dediği gibi, yönetimlerin, ilgili kurum ve kuruluşların en temel görevi insanları iş ve meslek sahibi yapmaktır.

Mısır El-Ezher Üniversitesi öğretim üyesi merhum Muhammed Gazali’nin tespitini paylaştı:

- Toplumun ihtiyaç duyduğu her alanda gerekli kurumlar oluşturmak, her meslekte yeteri kadar ehil insan yetiştirmek farz-ı kifaye, toplumsal ödevdir.

Şu ünlü deyimi anımsattı:

- Mezarlıklar keşfedilmemiş, değerlendirilmemiş yeteneklerle doludur...

Ardından şu çağrıyı yaptı:

- Üretim ve istihdamı gerçekleştirmek, toplumsal sorumluluk bilincini, dayanışmayı, organizasyonu, planlamayı, yönlendirmeyi, rehberlik etmeyi, bireylerin kabiliyetlerini keşfederek onları, başarılı olacakları alanlarda değerlendirmeyi, elverişli ortamı ve sürekliliği gerektirir. Bu yapılırsa herkes başarılı olur ve toplum, sosyal düzen ve refaha kavuşur. Aksi halde Yüce Yaratıcının armağanı olan kabiliyetler toprağa gömülür...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106