Erkan Gürkan’ı T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’ndan (KOSGEB) beri tanırım… KOSGEB onun döneminde KOBİ'lerin birinci lige çıkmasını sağlamıştı. Bazı KOBİ’ler ihracatı ve ARGE’yi onun döneminde öğrendi. Halen Ostim Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi ve Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği (URAK) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmekte olan Erkan Gürkan, şimdi Cumhurbaşkanlığı’nın desteğiyle yeni bir hamlenin içinde. ‘Beni Hafife Alma’ adıyla hayatın her alanında başarı hikayeleri yazmayı hedefleyen projenin ilk önemli adımı atıldı.

İlk adım örnek alınacak bir yerel kalkınmada başarı hikayesi… Projenin yerel ortağı Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler projeyi bizzat destek verdi ve proje ile fındık altı tavukçuluk desteklendi. Başkan Hilmi Güler projeyi şöyle anlatıyor:

“Fındık bahçelerinde tarım yapılamaz. Sadece ot biter. O kadar boş alan var ki bunları değerlendirelim istedik. Fındık bahçelerinde fındıkların altında tavukçuluğa destek verdik. Özellikle kadın kooperatiflerini destekledik. Fındık altı tavukçuluk çok ilgi gördü. Binlerce yumurta üretiyoruz. Üretici beni hafife alma dedi ve daha düne kadar yumurtayı kent dışından getirirken şimdi yumurta satar hale geldi. En büyük alıcımız Migros… Onların desteği sayesinde bu işi başardık. Şimdi yumurta ihracatı bile yapıyoruz.”

MİGROS ÖNÜNÜ AÇTI

Hilmi Güler projeyi bu şekilde anlatıyor. Peki bu başarı hikayesinin en etkili ortağı Migros projeyi nasıl değerlendiriyor… Migros İcra Kurulu Başkanı Ömer Özgür Tort’un ağzından aktaralım:

‘’Migros’un cirosunun yüzde 77’si tarıma dayalı. Türkiye’nin taze kategorisinde en çok ürün satan perakendecisiyiz. Yılda 350 bin ton meyve-sebze alımı yapıyoruz. Tarımsal üretimin devamlılığının sağlanması odak konumuz. Ülkemizde tarımsal ürünlerde üreticilerin yüzde 90’ı bireysel veya aile işletmeleri. Bu sebeple temel ürünlerde uzmanlaşmış Tarım Ortak Girişimlerinin, birliklerin oluşturulması gerekiyor. Bu onlara verimli ve rekabetçi bir ortam sağlayacaktır. Havza bazlı üretim, yeni jenerasyonun çiftçiliğe özendirilmesi, küçük üreticiler için finansman sistemi ve üretimin bilim-teknoloji ile desteklenmesi, yerel ürünlerin aynı bölgede satışının önceliklendirilmesi ve yerel ekonomiye kazandırılması çok önemli. ‘Beni Hafife Alma Projesi’ de bunları destekleyen bir model. Bu kapsamda, üreticilere kalibrasyon, ambalaj, etiket, gıda kodeksi, ürün içerik geliştirme gibi konularda bedelsiz eğitimler veriyor, Migros standartlarında ürettikleri ürünlerine alım garantisi sunuyoruz. Ayrıca banka iş birlikleri yoluyla finansman desteği sağlıyor, üreticilerin beklemeden emeğinin karşılığını almalarını sağlıyoruz. Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Ordu Yumurta Üreticileri Birliği ile yaptığımız işbirliği sayesinde Ordu’da yumurta üssü kurduk. Çoğunluğu kadın olan üreticilerimiz, yıllık 2.4 milyon adetlik üretim yaparken bizimle 10 milyon adet üretim rakamına ulaştı. Hedefimiz bu sayının 2022 sonu itibariyle 15 milyon adede ulaşması. Önümüzdeki dönemde de benzer projeleri yerel kooperatif, birlik ve üreticilerle gerçekleştireceğiz.”

Bu arada hemen hatırlatalım Migros ‘Beni Hafife Alma’ kapsamında sadece yumurta üretimine destek vermiyor. Dünyaca tanınan ve sadece yöresinin endemik bitkileriyle beslenen Karayaka kuzusunun üretimine de destek oluyor. Yakında bu konudaki adımları da paylaşacak.

Aslında ‘Beni Hafife Alma’ bir güç birliği projesi… Üretici ile satıcıyı yan yana getiriyor. Tüketicinin yüzünü güldürüyor.

TAM DESTEK VERİYORUZ

Yani herkesin mutlu olduğu bir proje… Konuya ilgi gösteren kurumlardan biri de Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu (TAMPF) Başkanı Alp Önder Özpamukçu… Türkiye’nin tüm satış noktalarının temsilcisi olarak gelişmeleri yakından izleyen ve ‘Beni Hafife Alma Projesi’nin tam içinde yer alan Özpamukçu’nun değerlendirmesi şu şekilde:

‘’Türkiye öyle bir coğrafya ki biz 3000 coğrafi ürün çıkarabiliyoruz böyle bir toprağın üzerindeyiz. Üretimin yüzde 90’ı hala küçük işletmelerde ve bizim bir şekilde bunlara kanallar açmamız gerekiyor. Diğer taraftan organize perakende rafa aldığı üründe bütün tedarik zincirine hâkim olmak istiyor. Ve tüketicisine de benden sağlıklı ürün alıyorsun demek istiyor, bunun için ürün güvenliği onlar için çok önemli. Bir büyük problemimiz tarımda çiftçimizin kazanamaması. Yıllardır çalışan çiftçimiz bir gün zarar ettiği bir gün kar ettiği için refah seviyesine ulaşamamıştır. Böyle olunca da bu ülkedeki çiftçi yaş ortalaması 55’e geriledi. Bu kadar küçük işletmenin olduğu bir ortamda 55 yaş ortalaması da soru işareti. Buradaki kurduğumuz modelde de çiftçinin kazanacağı araçların minimalize edildiği karlıklarının maksimum olduğu bir açık hesap yöntemini yaparak perakendecilerin bu tür müesseselere pozitif ayrım yapmasının önünü açalım istedik. TAMPF olarak da bu projeyi destekleyip daha çok kuluçka şirket çıkaralım diye bir gayretimiz olacak.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Fatma Geyik 1 yıl önce

Çok dikkat çekici ve farkındalık yapabilecek bir başlıkla sektöre yön verecek bir proje.Tebrik ederim.

Avatar
Arif Esen 1 yıl önce

Kalemine sağlık.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106