TÜİK, Şubat ayının son gününde büyüme verilerini açıkladı. Ekonomimiz 2023’te yüzde 4,5 oranında, yılın son çeyreğinde ise yüzde 4 oranında büyümüştü.

Bu rakamlar aşağı yukarı tahminlerimiz çerçevesindeydi. Yeni ve güzel olan yanı, GSYH büyüklüğünün tarihte ilk kez 1 trilyon doları aşması, kişi başına milli gelirin de 13 bin 110 dolara ulaşmasıydı.

Büyüme rakamlarına kendi açımızdan göz attığımızda ise güçlü bir tüketim etkisine rağmen sanayi üretimimizdeki sınırlı artışı gördük. Türkiye’nin yüzde 4,5 büyüme ile kapattığı 2023 yılında, sanayimiz sadece yüzde 1,6 oranında büyüdü. Üretim yöntemiyle hesapta sanayi sektörü yüzde 0,8 büyürken, büyümeye katkısı yüzde 0,16 oldu. Böylece sanayi sektörü Türkiye’nin büyümesine, inşaat ve hizmetler sektöründen daha zayıf bir katkı sağlamış oldu.

Tüm konuşmalarımda dile getirdiğim, yazılarımda kağıda döktüğüm, Türkiye’nin dev sanayi sektörünün temsilcilerinin ülkemizin dört bir yanından durmaksızın vurguladığı, bizim için sıkıntı yaratan konuları teker teker hatırladım:

- Yüksek enerji maliyetleriyle uğraşıyoruz. Sanayicinin kullandığı elektriğin fiyatı, konutların kullandığı elektrik fiyatının 3 katına çıkmış. Şirketlerin enerji maliyetleri düşürülmeli.

- Arka arkaya asgari ücrete yapılan zamlar, en düşük işveren maliyetini 800 dolar seviyesine yaklaştırdı.

- Öte yandan orta kademe, kalifiye eleman sıkıntımız hiç bitmiyor.

- Serbest olduğu vurgulanan döviz kuru sürekli baskılandığı, düşük kaldığı için ihracatçılarımıza itici katkıda bulunmuyor.

- Özellikle son dönemde firmalar için önemli bir sorun olan ara malı ve girdi maliyetlerinin düşürülmesi konusunda kapsamlı politikalar üretilmedi.

- Kredi faizlerindeki yükseklik nedeniyle ucuz finansmana erişim sorunlarımız devam ediyor.

- Ticaret Bakanlığının ihracatçılar için uygulamaya koyduğu teşvik ve desteklerin güncellenmesi gerekiyor.

Bütün bunlara ek olarak global ihracat pazarlarındaki durgunluk ve zayıf talep bitmedi. İhracatçımızın yeni pazarlar arayışı durmaksızın sürüyor.

İstanbul Sanayi Odası Başkanı dostum Erdal Bahçıvan’ın benim sözlerime paralel, katkı sağlayan veciz sözlerini de yazıma kısaca aktarmak istiyorum:

“Önümüzde sabır ve fedakarlık gerektiren bir süreç var. Ancak bu sabır ve fedakarlığı herkes gösterirse ekonomiyi yeniden düzlüğe çıkarmayı başarabiliriz. Fedakarlık sadece reel ekonomiyi temsil edenlerden, biz sanayicilerden, ihracatçılardan beklenirse bu hem haksızlık olur hem de üretim hayatında çok daha fazla sıkıntılara neden olur. Kamunun üretim dünyasından yükselen seslere daha fazla kulak vermesi gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum.”

Şunu bir kez daha vurgulamalıyım ki ekonominin temeli sanayidir. Bu temel de ülke çapında çok sağlam atılmıştır, daha da yaygın biçimde yükselmektedir. Kimi zor dönemler insan yaşamında olduğu gibi iş yaşamında da sık sık karşımıza çıkar. Sıkıntıları aşmak isteyen Ekonomi Yönetimi başarıya odaklı bir büyük programı disiplin içinde sürdürürken biz de alışık olduğumuz biçimde engelleri hızla aşıp hedeflerimize ulaşacağız.

İş dünyasında omuz omuza ilerlediğimiz sevgili sanayici dostlarıma sevgi, saygı, mutluluk, bereket, sağlık dileklerimi sunuyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106