Hareketli, yenilikçi bir Haziran ayını geride bıraktık.
Mayıs ayındaki seçimlerde, demokrasimizin mabedi Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni seçilen milletvekillerimizle ülkemizi büyütecek yoğun çalışmalara yelken açtı.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ikinci tur seçimlerde seçmen çoğunluğunun güveniyle yeniden Cumhurbaşkanlığına seçildi.
Hızla kurulan yeni Hükümette bizi yakından ilgilendiren önemli değişiklikler yapıldı. Ekonomi, Sayın Mehmet Şimşek’e emanet edildi. Merkez Bankası Başkanlığını da Sayın Hafize Gaye Erkan üstlendi.
Böylece ekonomide rüzgarlar diğer yönden esmeye başladı. Merkez Bankası aylardır her toplantıda aldığı faiz indirme kararında u dönüşü yaptı ve politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8.5’ten yüzde 15 düzeyine yükseltildi.
Öte yandan serbest bırakılan döviz kuru da çok hızlı bir yükseliş gösterdi. Şu anda ihracatçılarımızın beklediği düzeylere ulaşmış bulunuyor.
Ekonomi yönetiminden yapılan açıklamalar belli bir yol haritası çizildiğini, bu yolda yavaş da olsa çizgiden sapmayan emin adımlarla ilerleneceğini vurguluyor. Para Piyasası Kurulu, “dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin başlamasına karar verdiğini” duyurdu.
Biz sanayiciler yatırım ve üretimin sürekliliği için en çok finansal istikrarı önemseriz. Merkez Bankamızın aldığı kararı finansal istikrarın oluşmasına ve istikrarlı bir şekilde sürdürülmesine dönük atılmış bir adım olarak görüyoruz ve bunu sağlamaya yönelik çabaları destekliyoruz. Beklentimiz, yılın ikinci yarısında uygulanacak yeni ekonomi programı ile risklerin azaltılması, öngörülebilirliğin sağlanmasıdır.
Ayrıca, birinci sorunumuz enflasyonun düşürülmesi için yeniden kararlı bir politika izlenmesi, enflasyonun düşürülmesi hedefinin özellikle vurgulanması da bizi sevindiriyor. Çünkü yüksek enflasyon, işletmelerimizde elde edilen geliri de, karı da eritmektedir. Ekonomimiz üzerindeki en büyük risk enflasyondur.
Değinmek istediğim konulardan birisi de asgari ücretin yüzde 34 oranında artışla net 11 bin 402 TL’ye ve brüt 13 bin 414 TL’ye çıkarılması. İşveren maliyeti ise 15 bin 762 liradır. Yeni ücretler çalışanlarımıza hayırlı olsun. Yüksek enflasyon ortamında ücretlerdeki sürekli aşınmanın da elbette farkındayız. Yine de maliyetler içinde ücretin payının durmaksızın yükseldiğini de vurgulamak isterim. Asgari ücret desteğinin 500 TL’ye çıkartılması, asgari ücrete kadar olan tutardan vergi alınmaması uygulamasının devam etmesini de yetersiz ama olumlu kararlar olarak değerlendiriyorum.
Bir de ihracata değinmek isterim. Haziran ayını 20.9 milyar dolar ihracatla tamamladık. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10.5 eksideyiz ama 9 günlük bayram tatilini de unutmamak gerekiyor. Türkiye’nin her köşesindeki sanayicilerimiz durmaksızın üretim yaparak dünyanın her köşesine ihracat hedefine ulaşmaya çalışıyor. Ülkemiz ekonomisinin daha güçlü, sürdürülebilir, güvenli, yatırımlara açık bir döneme hızla geçebilmesi için başlatılan büyük yürüyüşte biz de yerimizi çoktan aldık. TİM’in ‘İlk 1000 İhracatçı’ araştırmasında 30 katılımcımız yer aldı. Haydi sevinç ve mutlulukla hep beraber ilerleyelim.
Tüm sanayici dostlarıma, mutlu, bereketli üretim günleri diliyorum.
