İnovasyon artık günlük hayatımızda bile çok sık kullandığımız sözcüklerden biri oldu… Hatta son dönemde biraz eskidi bile… Bugünlerde daha çok AR-GE, endüstri 4.0, hibrit gibi sözcükler kullanmaya başladık.

Bütün bu sözcükler aslında zenginleşme anlamına geliyor. Olaya böyle baktığımızda kullanılan bu sözcüklerin altını kimin doldurduğu hayati önem kazanıyor. Ve hepimizi ilgilendiriyor.
Dolduruluyor mu? Biraz buna bakmak iyi olabilir… Buna bakıldığında Türkiye’de iyi şeyler de oluyor sonucu çıkıyor…

Bir örnekle başlayalım…  Bildiğiniz gibi dünyada teknoloji denildiğinde akla gelen en önemli gelişmelerden biri CERN… Dünyanın en büyük fizik merkezi Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü’nde (CERN) olmak, bu merkezde yapılanlara katkı sağlamak en büyük teknoloji şirketi olmak için yeterli görülüyor.Yine bu işi atladık, atlıyoruz derken Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu olaya el koydu.

TOBB bünyesinde CERN İrtibat Ofisi kuruldu… Başına uzun yıllar ABD yaşamış önemli bir isim kısa sürede transfer edildi. Bu isim kısa sürede iyi bir ekip kurdu. TOBB bünyesinde kurulan CERN İrtibat Ofisi de CERN’e üye ülkelerin sanayi ve endüstri firmalarının ihale süreçlerine katılımda koordinasyonu sağlamak üzere görev yapıyor.
Bütün Türkiye’yi dolaşıp ihale süreçlerine ilişkin detaylı bilgiler sunuyor. Yani TOBB, 600 milyon euroluk CERN Projesi'nde Türk firmalarının pay alması için öncü oluyor. Hatta sonuç da alıyor… Bu alanda ilk siparişlerden birini Ankara firması Dora Makine aldı. Yenileri de sırada… Bugüne kadar bu işe ilgi göstermeyen yenilikçi firmaların mutlaka en kısa sürede irtibat ofisi ile ilişki kurmasında büyük fayda olduğunu söyleyebiliriz.

Bu önemli bir gelişme… Fazlaca inovasyonu konuşmanın somut sonuçlarından biri…

Bir başkası Türkiye Tohumcular Birliği’nin önderliğinde gerçekleşen hibrit tohum olayı… Tohumcular Birliği Başkanı Kamil Yılmaz bu konudaki çalışmaları anlatmak için önce şu gerekçeyi paylaşıyor…

- Dünya nüfusu artıyor, ekilebilir topraklar azalıyor. Buna bir de iklim değişikliği nedeniyle tarımsal imkanların azalmasını da eklerseniz, ortaya beslenme sorunu çıkıyor. Bu sorunu çözmek için teknolojiyi kullanmak ve daha verimli tohumlar üzerinde çalışmalıyız. İşte bu çalışmalarla elde edilen tohum hibrit diye niteleniyor… Verimliği yüksek bu tohuma ilgi giderek artıyor. Sertifikalı tohum üretimi 2002 yılında 145 bin tondu. 2009 yılında 385 bin tonu aşan üretim, 2013’te 743 bin tona, 2015’te ise 896 bin tona ulaştı. 2016 yılında ise 957 bin 925 ton üretim yapıldı.  Son zamanlarda AR-GE çalışmaları sonucu geliştirilen yeni ve üstün nitelikli çeşitler üretime alındı. Ve dolayısıyla tarımda, fide, fidan ve süs bitkileri üretimi arttı. Bu gelişme tohumculuk sektörünü da olumlu etkiledi. Artık dünyada ilk 10 içinde yer alıyoruz. Hedefimiz ilk 5’e girmek.

Hibrit aslında doğadan gerçekleşen buluşmayı teknolojik ortama taşıyarak elde edilen tohum demek… Bu yöntemle üretimde büyüme katlanarak sağlanıyor. Tohumcular Birliği önceki Başkanı Yıldıray Gençer ile Bursa’da bunu yerinde görme şansını yakaladık.

Türkiye’nin bu alanda yaptığı atak, dünyanın doyurulması noktasında öne geçmesi anlamına geliyor. Daha çok tarım ve gıda ürünü satabilme imkanı yakalamış oluyoruz.
Böylece küresel gıda savaşlarının galibi olmak gibi bir şansımız ortaya çıkıyor. Herkes bu savaşın kazanılmasında Tohumcular Birliği gibi kuruluşlara büyük görev düştüğünü söylüyor.
Hibrit hayatın her alanında öne çıkıyor… Mesela jenaratör alanında önemli başarılar elde eden Teksan da hibrit ürünü sayesinde öne çıktı.

Türkiye AR-GE sıralamasında ilk 100 içerisinde yer alan Teksan Jeneratör Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler, geçtiğimiz günlerde tesislerini gezerken Türkiye’nin ilk hibrit jeneratörünü geliştirdiklerini anlattı… Hibrit jenaratörün de tohumda olduğu gibi verimlilik arayışından kaynaklandığını söylüyor Başeğmezler ve şöyle devam ediyor…

- Enerji kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeğinden hareketle yenilenebilir enerji çözümleri üzerinde çalışıyoruz. Enerji verimliliğinde önemli birer çözüm olan Türkiye’nin ilk yerli üretim kojenerasyon-trijenerasyon sistemlerini, ilk hibrit jeneratörü ve ilk ve tek hibrit aydınlatma kulelerini geliştirdik.

Hibrit üretim HIZIR ile savunma sektörüne de girdi. İzmir’in önemli firmalarından Katmerciler, Türkiye’nin ilk hibrit zırhlısının HIZIR olacağını anlattı.

Hibrit öyle bir noktaya geldi ki son olarak bir spor mağazası hibrit bisikletleri gündeme getirdi. Böylece  hem doğada hem de şehirde bisiklete binmenin keyfini yaşamayı öneriyor.

Otomotiv sektörünün önde gelen markalarından Jeep de Türkiye pazarına sunduğu yeni mobelinin hibrit olduğuna dikkat çekti.

Son ABD gezisinde bir uzman “artık bu ülkede hibrit otomobil kullanmayana iyi gözle bakmıyorlar” demişti. Çünkü hibrit otomobil daha az enerji kullanmak anlamına geliyor.

Şimdi bu kadar ARGE, inovasyon ve hibrit konuştuktan sonra meseleyi yeniden TOBB’a getirelim. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TOBB Genel Kurulu’ndan yerli otomobil çağrısı yaptı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da bu görevi üstlendi. Şimdi çalışmalar devam ediyor.

Bu noktaya kadar söylediklerimizi bu yeni ve yerli otomobil çalışmasıyla birleştirilmesi gerektiğini ifade edelim.

Bir kere yeni otomobil hibrit olmalı… İkincisi Türkiye hibrit konusunda aşama kaydetmiş Teksan, Katmerciler gibi yerli firmaların tecrübelerinde faydalanılmalı. Üçüncüsü otomotiv sektörünün son dönemde kendi tekrara girdiği tasarım konusunda devrim yapacak bir adım atmalı.

Son olarak Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından İTÜ Arı Teknokent bünyesindeki İTÜ Çekirdek işbirliğinde düzenlenen 6. Otomotiv Ar-Ge Proje Pazarı’nda yapılan çalışmalar dikkatlice incelenmeli.

Bu çalışmada dereceye giren ürünler mutlaka dikkate alınmalı. Ve bu etkinliğe ev sahipliği yapan Orhan Sabuncu’nun şu sözleri dikkate alınmalı…

- Orta ve uzun vadede hedefimiz, Türkiye’nin sadece üretim merkezi olarak kalması değil, aynı zamanda Ar-Ge, Yenilik ve Tasarım Merkezi haline gelmesi. Dünya otomotiv sektörü hızla kabuk değiştiriyor. Konvansiyonel içten yanmalı motora sahip, mekanik parça ağırlıklı araçlar yerini, hibrit ve elektrik motorlu, yazılım ağırlıklı araçlara bırakıyor.

Son olarak da otomotiv teknolojileri alanında dünyanın en büyük mühendislik firması olan AVL’nin Türkiye Genel Müdürü Dr. Umut Genç’in geçtiğimiz aylarda yapılan toplantıda gündeme gelen şu görüşlerine bakalım…

- AVL 2018’de ilk yerli ileri hibrit elektrikli, 2020’de ilk yerli otonom araç prototipini sahaya çıkaracak. Yüzde 100 yerli akıllı araç ile yazılım çalışmaları devam ediyor.
Umut Genç Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdi. Ardından ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Bu alanda Türkiye’nin önemli beyinlerinden biri… Bu nedenle yerli otomobil çalışmasında yaptığı çalışmalardan yararlanılmalı.

Son olarak MEF Okulları ve MEF Üniversitesi işbirliğiyle yapılan yarışmalar da bu konudaki çalışmaları yapanlar tarafından yakından izlenmeli. CERN’te iş yapan kuruluşlara sahip, hibrit tohumda dünyada ilk 5’e girmeyi hedefleyen ülkenin en büyük işadamı örgütü TOBB bu yerli otomobili yapar ama yapılan otomobilin çok farklı yapılması da mümkün. Bütün bunları o yüzden de anlatmak istedik.
                                   

 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106