Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yıldönümünü muhteşem bir coşku ve heyecanla kutladık. Milyonlarca al bayrak, gün boyunca yurdun milyonlarca köşesinde sevgi ile dalgalandı. Aslında şu anda da dalgalanmaya devam ediyor. 1 milyon 182 bin 245 kişi Anıtkabir’e Ata’sına koştu. Milli Savunma Bakanlığı, mahşeri kalabalık nedeniyle Anıtkabir’e giremeyen yüzbinlerce kişiden özür diledi. Halkın kendisini kendi kararıyla yöneteceği sistem olan Cumhuriyet çok açık biçimde belli ki Türk insanı tarafından yürekten kabul edilmiş, daha da önemlisi sahiplenilmişti.

Atatürk, Cumhuriyeti 29 Ekim 1923’te ilan etmişti. Ondan önce, hızla yaptığı en önemli çalışma neydi biliyor musunuz? Ülkenin iktisadi özgürlüğünü sağlaması, sanayileşmesi, güçlü ayakları üstüne sağlam basmasını sağlamak için İzmir İktisat Kongresi’ni toplamak… Kongre 17 Şubat 1923’te toplandı. Yani Cumhuriyetin ilanından 9 ay önce…

Ata’mızın Kongredeki ekonomiye ve sanayileşmeye ilişkin sözleri, bugün toplanan kongre ve panellerde konuşulanlardan farksız, hatta içeriği daha da dolu. İşte bazıları:

- "İktisat demek, hayat demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, emek demektir, her şey demektir."

- "Milli ekonominin gelişmesi, milli kaynakların değerlendirilmesi ve milli sanayinin geliştirilmesi temelinde olmalıdır. Bu amaçla, tarım, ticaret ve sanayi gibi alanlarda çalışmalar yapılmalıdır."

Bu dönemde sanayi hakkındaki diğer sözleri ise gerçekten ‘damardan’ açıklamalardı. Sanayiye nasıl önem verdiğini her konuşmasında yeniden vurguluyordu:

- "Sanayileşmek, milletimizin en önemli hedeflerinden biridir."

- "Sanayileşmek, milletimizi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmanın, milletimizin bağımsızlığını ve refahını sağlamanın en önemli yoludur."

- Sanayileşmemiş bir millet, başka milletlerin iktisadi ve siyasi baskısı altında yaşamaya mahkumdur. Bu nedenle, Türkiye'nin sanayileşmesi için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız."

Türk milleti bu sözleri emir telakki etti ve Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında önemli rol oynayan pek çok sanayi tesisi kuruldu. 1923’te birkaç yüz tane olan sanayi kuruluşlarının sayısı, Cumhuriyetin güvenli kanatları altında bugün 150 binin üstüne çıktı.

Üstelik, yurt dışına ihtiyaç duyurmayan ağır sanayi tesisleri arka arkaya kurulmaya devam ediyor. Yüzlerce sanayi kuruluşunu kucaklayan, rahat, temiz ve güvenli ortamlarda çalışmalarını sağlayan Organize Sanayi Bölgelerinin sayısı 382’ye ulaştı. İhraç edilen ürünler içinde sanayi ürünlerinin payı yüzde 90’ı aştı. Türkiye artık bir sanayi ülkesi olarak anılmaya başladı. Atatürk’ün gösterdiği yolda koşar adım ilerliyoruz…

Bu sevindirici haberin ardından üzücü bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Dergimizin Genel Yayın Müdürü Arif Esen kısa bir süre önce yaşama veda etti. İlk sayıdan bu yana titiz, dikkatli, yoğun çalışmasını yakından izlediğimiz Arif Esen’in vefatı bizi ve kendisini tanıyan herkesi çok üzdü. Sevgili mesai arkadaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.

Sanayici dostlarıma mutlu, huzurlu, bereketli bir üretim dönemi ve nice coşkulu Cumhuriyet Bayramları diliyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106