Yıllardan beri FED ile yatıp kalktık, ‘faiz artırdı, artırmadı, indirdi’ tartışmaları yaptık.

FED son bir yıldır kararlı bir biçimde arka arkaya faiz artırımları açıklıyor. Hedef kesin ve net: Yüksek enflasyonla mücadele. FED’i korkutan enflasyon oranı şu anda yüzde 8.2.

Avrupa Birliği ülkelerindeki enflasyon ise yüzde 6’dan yüzde 22’ye kadar değişiyor. Ancak, FED’in endişe ve telaşı Avrupa’da görülmüyor. Avrupalılar bir durgunluk ve yüksek enflasyon dönemini boyunlarını eğmiş bekliyorlar.

Bunun sonucunda, herkesin tahmin edebileceği gibi Dolar güçleniyor, Euro zayıflıyor. Bir zamanlar dolara tepeden bakan euro şimdi aşağılara indi. İki parayı karşılaştıran euro/dolar paritesi de bu yıl yüzde 15 geriledi ve 0,95’e kadar indi.

İşte bu durum doğrudan bizi çok rahatsız ediyor, zarara sokuyor, keyfimizi kaçırıyor. Çünkü ihracatının yaklaşık yarısını Avrupa’ya yapan Türkiye’nin zararı az buz değil. Bizler yıllardır dolarla ithalat yapıp, euro ile ihracat yapıyoruz. Dolar değerlenince pahalıya alıp, ucuza satıyoruz. Aynı miktarda sattığımız üründen elde ettiğimiz gelirle aynı miktarda ithal malı alamıyoruz.

Hepimizi yakan bu kaybın az olduğunu sakın düşünmeyin. Sadece otomotivdeki parite kaynaklı kayıp 1 milyar doların çok üstünde. Diğer sektörlerde de yüzmilyonlarca dolarlık kayıp var. TİM Başkanı Mustafa Gültepe, son ihracat verilerini açıklarken, “Ekim ayında parite nedeniyle 1.5 milyar dolar kaybımız oldu. Parite kaynaklı kayıp 10 ayda 11.5 milyar dolara ulaştı.” dedi.

Covid 19 neredeyse kaybolmasına rağmen Pandeminin olumsuz dalgaları, tahrip edici darbeler vurmaya devam ediyor. Neyse ki bir çok kez vurguladığım gibi iş insanlarımız, ihracatçılarımızın yüksek dinamizmi, en zor durumlardan bile rahatça çıkmasına fırsat veriyor. İhracat ordumuzun neferleri, şimdiden dolarla ihracat yapabilecekleri yeni pazarları keşfettiler ve buralarda yakın temaslarda bulunuyorlar.

Bu tür global sorunlara ek olarak bizim kendi piyasalarımızda da yaşadığımız müzmin sorunlar var. TÜİK’in verilerine göre Ekim ayı Tüketici Fiyat Endeksi yüzde 85.51’e ve Üretici Fiyat Endeksi de yüzde 157.69’a çıktı.

Böylesi sürekli artan yüksek enflasyon, mal, tedarik, üretim, döviz kuru, krediler gibi her türlü piyasa unsurunu pahalı ve kararsız hale getiriyor. Enflasyonla mücadelenin bizim birinci görevimiz olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Sanayici dostlarıma, savaşsız, enflasyonsuz, huzur ve mutluluk içinde sağlıklı üretim günleri diliyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106