Öne Çıkanlar GİRAY DUDA İKV BAŞKANI AYHAN ZEYTİNOĞLU Asaf Savaş Akat Global Sanayici Av. Ferhan Arıkan Proje bazlı teşvikler

“Sanayimiz kur politikası yüzünden güç kaybediyor”

GİRAY DUDA

Türkiye ekonomisinin önde gelen uzmanlarından Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu ile güncel ekonomik konuları konuştuk. Prof. Aslanoğlu, sorunların büyük ölçüde kur politikasından kaynaklandığını belirtiyor ve yakın zamanda radikal bir değişim beklemediğini vurguluyor.
- Sayın Erhan Aslanoğlu. Ekim sonu ve Kasım başının en önemli konusu ABD Başkanlık seçimleriydi. Siz de gördünüz, Amerikalılar, Trump gibi, ‘Make great America again’ dedi. Seçime girerken Amerikan ekonomisinin durumu çok mu kötüydü de halk yönetimi değiştirme kararı verdi. Kamala Harris’e karşı Donald Trump’ın söyledikleri mi onlara cazip geldi. Siz bu sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bana ekonomiden ziyade ekonomi dışı faktörler daha etkili oldu gibi geliyor. Evet. ABD ekonomisinde aslında çok olumsuz bir tablo yok. Biden yönetimi gelir dağılımı sorununu falan çözebileceği iddiasıyla geldi, onu çözemedi. Amerika iyi ama iyi olan için iyi kötü olan için kötü. O yüzden özetle gelir dağılımı sorununun devam ediyor olması ekonomideki birinci sorun. Ama bence burada daha çok ekonomi dışı faktörler etkili oldu.

DEMOKRATLARIN KARİZMATİK ADAYLARI YOKTU

- Adayların gücü, görüntüsü, sözleri, hırsları, mesajları belki de seçmenin sandıktaki kararını etkiledi.
- Zaten Trump'ın yüzde elliye yakın bir desteği vardı önceki seçimde de. Bu süreçte yaşananlar sonucunda muhtemelen Trump’a haksızlık edildiğine dair bir algı oluştu. Göç meselesini Trump çok kullandı. Dünyayı gittikçe daha muhafazakar ve korumacı eğilim bekliyor. Trump da onu iyi kullandı. Toplumun günlük hayatını ilgilendiren birçok meselede radikal söylemlerde bulundu.

Demokratlar anlaşılan çok somut bir şey yapamadı. Yeni bir şey söyleyemediler. Zaten Joe Biden güçlü, faydalı, göz doyurucu başkanlık falan da yapamadı. Belki Demokratların daha karizmatik, daha güçlü bir adayı olsa sonuç değişirdi ama olmadı. Kamala Harris, Biden'ın devamı niteliğinde, hatta daha da silik olabilir gibi bir algıyla bu sonuç ortaya çıkmış gibi gözüküyor. Bence ekonomi dışı nedenlerle oy verdi Amerikalılar.

“AMERİKA DAHA SORUNLU HALE GELECEK”

Ama, sonuçta Amerikalılar bence o bekledikleri şeyi çok bulamayacaklar. Yani Amerika çok daha riskli ve daha sorunlu bir hale gelecek Trump yönetiminde. Evet bunu Elon Musk'ın nasıl şirket yönettiğine bakarak da anlarız. Trump'ın kendi şirketlerinden de anlarız, önceki döneminden de anlarız. Daha zor bir döneme geliyor. Gelir dağılımı daha da bozulacak. Daha çok güvenlik kaygılarıyla oy verdiler sanıyorum. Göreceğiz, hayırlı olsun Amerikalılar için ama dünyayı da etkileyecek bu iş diye düşünüyorum

AMERİKA’YI İKİ İŞADAMI YÖNETECEK

- Peki, Elon Musk'a Mars yolu açıldı herhalde değil mi?
- Açıldı, bütün yollar açıldı. Bundan sonra zenginliğine zenginlik katacak. Aslında birçok alanda tekelleşiyorlardı. Şimdi daha da büyük tekelleşme yönünde fırsatlar çıkacak onlara. Dolayısıyla Amerika'yı iki işadamı yönetecek, Trump ve Musk. Yani burası Amerika kim gelirse gelsin fark etmez denilen şey bence Trump döneminde çok anormal fark etmese bile bir fark çıkacak yani.

ERKEN FAİZ İNDİRDİLER, YANLIŞ YAPTILAR

- Evet. Bu sabah kripto paralar hemen uçtu. Elon Musk’ın hisseleri de. Faizler önümüzdeki dönemde ne olur?
- Yani Amerika faizi indirecek, mecburen indirecek. Yani elli baz puan indirdikten sonra birden duramaz. O yüzden indirecek. FED erken indirim yaptı. Yanlış yaptı ve bence yanlışının da farkında.

“BUNDAN SONRA DURABİLİR”

- Sizce erken indirdi öyle mi?
- FED, bundan sonra çok hızlı gitmeyecek, bundan sonra durabilir. Yeni değerlendirmeler yapacak ve bir sonraki toplantıda muhtemelen pas geçebilir.

“SÜRESİ BİTMEDEN GÖREVDEN ALMAZ”
- Trump ile FED arasında bir problem çıkar herhalde değil mi? Trump’ın FED’e sert eleştirel yaklaşımı vardı. Bir de faizlerin indirilmesinin kesin arkasında tabi Trump.
- Evet, Trump’ın politikası büyüme odaklı olacak. FED Başkanı için dönemi bitmeden önce görevden alma olmaz ama bir dönem daha seçmeyebilir. Oraya Elon Musk falan da çok güçlü olduğu için daha kendine yatkın bir aday getirme ihtimali artıyor. Yani Trump'ın ikinci kez kazanması ve yaş olarak da bir dönem daha yapabilecek olması çok radikal atımlara itebilir. Merkez Bankası da nasibini alır bunlardan.

“YENİDEN TİCARET SAVAŞLARI BAŞLAYACAK”

- Hocam geçen dönemde, Trump'ın önceki döneminde yani, ABD ile Avrupa ve ABD ile Çin arasında ticaret savaşları yaşamıştık. Şimdi bunlar yeniden ortaya çıkar mı? O dönemdeki ticaret savaşlarından nasıl sonuçlar alındı?
- Çin'le olan ticaret savaşını arttıracak. Daha büyük boyutlu ticaret savaşı gelecek. Artı, Avrupa'ya karşı bir ticaret savaşı başlatacak. Evet. Bunu hep söylüyor. Amerika'ya karşı dış fazla veren tüm ülkeler Trump için hedefte. O yüzden gelecek. Belki çok büyük boyutta olmaz, Çin’e yaptığı kadar yapmaz, yapamaz ama geleceği görünüyor. Avrupa'da demografik olarak yaşlı nüfus var. Dış talebe çok bağımlı büyüme olduğu için zaten Çin'in yavaş gitmesinden bayağı negatif etkileniyorlardı. Şimdi Amerika pazarında da kayıp yaşayınca Avrupa'nın büyümesi bu işten olumsuz etkilenir gibi geliyor bana. Avrupa, büyüme tarafında daha sorunlu olacak.

Aynı zamanda Rusya Ukrayna meselesinde de Rusya'nın dediğine daha yakın bir şekilde bu konu kapanacak herhalde. Ama Avrupa, Ukrayna'ya yardım edememenin, tek başına Amerika olmadan hareket edememenin sıkıntısını da kendi Avrupa iç siyasetinde yaşayacak. Yani hani kendimizi savunamıyoruz, ekonomisi büyütemiyoruz diyerek başka alternatifler yaratma yönünde bir şeyler göreceğiz muhtemelen. Bu adımlar Avrupa'nın siyasetini de önümüzdeki seçimlerde etkiler diye düşünüyorum.
SERMAYE AKIŞI SINIRLI OLUR
- Genel olarak bakarsak Türkiye'ye doğrudan etkileri neler olur? Mesela uluslararası doğrudan yatırımlar çok da fazla değil ama azalır mı? Dolarda, euroda nelerle karşılaşırız?
- Ben şöyle birincisi dünya daha globalleşmeden bölgeselleşmeye geçeceği için daha güvenli bir alan arayışı devam edecek. Bizim gibi ülkelere sermaye işleri daha sınırlı olacak. Dolayısıyla dünya büyümesi, Avrupa büyümesi üzerinden Türkiye'de de bir olumsuzluk olur. Sermaye hareketleri daha sınırlı olur.
Ama yani para bu. Türkiye iyi işler yaparsa hala para bulur. Fakat daha maliyetli olacak. Trump'ın işbaşına gelmesinden sonra daha büyük bütçe açığı olacağı için zaten Amerika'da tahvil faizleri yükseliyor bir süredir. Devam da eder.
Borçlanma maliyetleri de arttı. Bunun dışında yani Avrupa'nın yavaşlamasının ihracat üzerinde etkileri olacak. Evet. Ama Türkiye'nin şu anda yaşadığı sorunlar daha çok içeri kaynaklı. Yani dışarının bize yapabilecekleri sınırlı gibi geliyor. Avrupa iyi bile gitse biz şu anda çok da rahat giremeyebiliriz zaten. Çünkü çok pahalıyız. Rekabet gücümüz şu anda zayıf. Ekonomi üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı kanaatindeyim Amerikan seçim sonuçlarının

“SERVET ETKİSİ GÜÇLÜ”
- Evet. Peki Türkiye'ye geçelim mi? Enflasyonla mücadele nasıl gidiyor? Bir direnç var galiba değil mi? Son açıklanan aylık enflasyon oranları beklenenden yüksek geldi.
- Evet, enflasyon dinamikleri canlı. Talep yeterince bastırılamadı, iç talep. Bunu görüyoruz. Yani bu anlamda servet etkisi dediğimiz etki devrede. Bir şekilde döviz bazında kazanan, servetini arttıranlar, önceki dönemde konut, araba fiyatları artışından servetini arttıranlar hepsi bir araya geldiğinde güçlü bir servet etkisi var. Yani talep yeterince zayıflamadı Türkiye'de. Enflasyonda işimiz hala zor diye düşünüyorum.

“GÜVEN MESELESİ DEVREYE GİRMELİ”
- Hocam talepte istenilen gerileme yok. Yani şundan mı oluyor? Her gün her üründe fiyat artışıyla karşılaşan insanların bir an önce ucuza almam gerekiyor diye düşünmesi hala geçerli değil mi? Yani bu kırılmadıkça nasıl olacak talebin azalması?
- Doğru. Bu kırılmadıkça çok zor. Güven meselesinin devrede olması lazım. Yani ekonomi yönetiminin üretim faaliyetleriyle çok daha iyi iletişimde olması gerekiyor ama olmuyor, olamıyor. Yani bu şartlarda enflasyonun düşmesini yönelik etken yaratmak çok zor. Ailelerin büyük çoğunluğunda enflasyon beklentisi var. Dolayısıyla burada Merkez Bankası'nın tek başına yapabilecekleri sınırlı olduğu hep söylendi. Aynı şekilde maliye politikası, kayıt dışıyla mücadele, yapısal reformların hepsi gerekiyor gerçekten. Önlemlerin başında da kayıt dışıyla mücadele getirir. Yani Türkiye kayıt dışıyla mücadeleye kadar servet etkisi azaltmadan, faizi uzun sürede yukarıda tutmadan başaramaz. Yani iç talebi bastırması Türkiye'nin hepimizin, herkesin kendi tüketim seviyesine göre hissetmesi gerekiyor. Yani üç kere yaptığınız bir şeyi iki kere, bir kere yapmaya başlamak gibi bir davranış biçimi değişikliğine bizi sokabilmesi gerekiyor.


“HERKES KENDİ DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPIYOR”
- Şimdi hocam yine aynı çerçevede yani enflasyonun TÜİK’in açıkladığı enflasyonların beklenen üzerinde olmasının nedeni bu gerçek enflasyonun aslında açıklanan enflasyondan daha yüksek olması olabilir mi? Çünkü yaşanan enflasyonun yüksekliği her alanda yine fiyatlamaları olumsuz etkiliyor. Bir lokanta düşünelim. Alacağı her ürünü bir gün sonra daha fazla alıyorsa kendisi de ona göre bir kat iki kat arttırıyor fiyatları. Her alanda her sektörde böyle.
- Katılıyorum, bu enflasyonla mücadelede o dediğimiz beklentinin kırılması gerekiyor. Çünkü yaşanan, istenilen enflasyon farklı hizmet sektörlerinde çok yüksek artışlar var. Dolayısıyla yani ekonomi yönetimi ısrarla enflasyonun düşük olduğunu söylüyor, vatandaş da olmadığını söylüyor. Evet. Herkes kendi bildiğine göre davranıyor. Maliye ona göre, şirketler ona göre. Hani bu çerçevede ekonomik başarı şansı çok azaltıyor. Evet. Bizler de hani sadece kuru tutarak falan başarmak çok zor.
O beklentiyi ne düşürüyor onu iyi anlaması lazım ekonomi yönetiminin. O beklentiyi düşürmeyen faktörler gerçek enflasyonun daha yüksek algılandığı veya nedenlerine gelip sağlanırsa ona göre bir politika oluşturursa daha gerçekçi hedefler koyabilir. Daha makul şekilde ilerleyebilir. Siz güzel özetlediniz, gerçekte olan bu.

“SANAYİDEKİ GÜCÜMÜZÜ KAYBEDİYORUZ”
- Evet. Hocam sanayi sektörüne gelelim. Çok kötü bir yıl geçirdi sanayi. ISO'nun imalat sanayi PMI 45,8 olarak açıklandı. Tam Nisan ayından bu yana 50’nin altında. Hatta geçen ay Eylül'de daha da düşüktü, 44 dolayındaydı. Sanayi formunda olmazsa ihracatta istihdamda nasıl başarı, güzel sonuçlar beklenecek. Sanayinin genel gidişatına, durumuna ve olması gerekene nasıl bakıyorsunuz? Neler olmalı?
- Sanayide, Türkiye'nin orta ve düşük teknolojide önemli bir gücü var. Ama son dönemde pahalılık yüzünden bunu kaybetmeye başladık. Yani Türkiye'nin pahalı olma lüksü yok. Ama sürdürüyoruz. Maalesef burada kur politikamız çok etkili oluyor. Yani evet, finansman, kredi olanakları, düşük maliyetli krediler, bunlar önemli ama bunlar hep günü kurtarmaya yarar. Ana mesele kurun doğru yerde oluşmaması bence. Evet. Türk Lirasının aşırı değer kaybına da ihtiyaç yok. Türk lirası hani görece yönetilebilir bir oranda değer kaybederek de bu süreçten çıkabilir. Ama sanayi teşvikler vs. bir yere kadar bir etkide bulunabilir. Kuru, sattığımız ülkenin fiyatını etkileyecek bir mekanizmayı mutlaka devreye sokmamız gerektiği kanaatindeyim.

“KUR, TAHAMMÜL GÜCÜNÜ ZORLUYOR”
- Evet kur sabit dururken maliyetler sürekli artıyor. Her türlü işçilik maliyetleri, enerji maliyetleri zaten uçuyor. Onun dışındaki ham madde, üretim ne ararsanız yani bir fabrikanın, bir işyerinin harcadığı yaptığı harcamalardaki her kalem. TIM'in başkanı yine iki gün önce ihracatı açıklarken Türkiye'deki iflasların arttığına dikkat çekti. Özellikle vurguladı ki genellikle tim başkanları böyle olumsuz konuşmazlar biliyorsunuz. Yani bunun yakında düzelmesi ihtimali var mı pek gözükmüyor mu sanki?

- Ekonomi yönetimi kur politikasında çok kararlı görünüyor şu anda. Dolayısıyla pek öyle burada mevcut tablonun hızla değişmesini beklemek yanlış olur. Ama benim okuduğum mevcut durum daha kötüleştirilmeyecek. Yani yılbaşından sonra yılbaşı civarlarından itibaren bir miktar Türk lirasının değer kaybına izin verilecek. Ondan sonra da işte bu çerçevede biraz mevcutla devam edilecek ama şu anda çok zorlanıyor ve tahammülü gücünü zorluyor. Yani ihracatçı sanayici demek daha doğru. Türkiye'nin ihracatının yüzde doksan yedisi zaten sanayi ürünü. O yüzden sanayinin sorunu ile ihracatçının sorunları aynı. Ayrı bir dünyada yaşamıyorlar.

Ama sürdürülemez. Bence Türkiye bu kur politikasını sürdüremeyecek. Sadece "ne kadar sürdürülebilir? " konusu var. Şu anda kararlı görünüyor ekonomi yönetimi. Yani bence 5-6 ay hafif değer kaybetse bile Türk lirası genelde değerli kalmaya devam edecek ve bu şikayetler devam edecek diye düşünüyorum genel anlamda. Fakat eninde sonunda benim Türkiye, ihracat ve sanayinin ihtiyacı olan hamleyi yapacak. Mükemmel olacağını zannetmiyorum çok istendiği kadar ama biraz topu çevirecek kadar, tekerleri döndürecek kadar bir hareket muhtemelen gelecektir diye düşünüyorum

“TÜRK LİRASI GELECEK YIL YÜZDE 30 DEĞER KAYBEDECEK”
- Yani yılbaşından sonra kurda hafif bir hareketlenmeye ek olarak, paralel olarak ya da faizlerde de bir düşüş bekliyorsunuz, öyle mi?
- Bekliyorum yani. Çok büyük değil dediğim gibi reel kur endeksi aynı yerde kalacak muhtemelen. Ama bu enflasyon kadar bir değer kaybı demek. Yani bu yılın enflasyonunu minimuma çekmek için Aralık'ın yirmi, yirmi beşine kadar çok sınırlı bir artış olabilir. Bundan sonra yani yılın başında dolar kuru 36 lirayla falan başlayıp ilerleyecek. Ama görünen o Türk lirası önümüzdeki bir yılda yüzde otuz falan değer kaybedecek gibi gözüküyor şu anda. Evet. Ama hani mevcut enflasyona yakın bir rakam ve şu anda sorun var. Hani bir yüzde yirmi yirmi beş değer kaybedip üzerine bir yüzde otuz falan daha değerli kaybına ihtiyacımız var bir yıl içinde. O kadar artış ama şu anda bu olmayacak gibi. Yani maalesef firmalar, herkes ne zorluk yaşıyorsa o zorluğu yaşamaya devam edecekmiş gibi bir süre daha plan yapmasında fayda var. Çok kısa vadede bir değişim olacakmış gibi gözükmüyor.

“FAİZ İNDİRİMİ GELECEK YILA KALIR”
- Peki faizler ne olur, yani Merkez Bankası'nın faiz indirmesi olabilir mi?
- Ya o da muhtemelen ben Merkez Bankası'nı gidişatından anladığım faiz indirimleri gelecek yıla kalacak gibi gözüküyor. Ama, Aralık ihtimali tamamen ortadan kalkmış değil. Aralık masada duruyor. Ama asıl faiz indirimi ihtimali Ocak, Şubata daha fazla kalacak gibi görünüyor.

“FAİZLER ÇOK YAVAŞ İNER”
- O indirimler de herhalde küçük miktarlar falan başlar.
- Evet öyle. Faizler kırk dokuz, kırk sekiz diye gider. Artık enflasyon olsa zarar falan dersi biraz ara bitti ama burası şu anda çok ıslah edecek bir durumda değil. Merkez Bankası'nın genel yaklaşımı da öyle bir dilime doğru gittiğine dair sinyal veriyor.

“TEKSTİL YURT DIŞINA GİDİYOR”
- Hocam Türkiye'nin en büyük sektörü, tekstil sektöründe iflaslar, olumsuzluklar birbirini izledi, izliyor. Biliyorsunuz Mısır’a göçler başladı. Gidiyorlar Mısır’da fabrikalar kuruyorlar ya da fabrikalarını oraya taşıyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu şartlarda bu eğilim devam edecek ama ben dediğim gibi beş altı ay daha bu mevcut politikalar sürecek ve bu süreçte bu devam edecek diye düşünüyorum. Ama bir süre sonra bunun yarattığı zayiat daha çok anlaşıldıkça sanayi ve ihracatı destekleyecek kur politikası dahil adımlar atılmaya başlayacak diye de bekliyorum yani. Tekstilde de gerçekten yenilikçiliğe açık, inovasyona açık firmalar da var.
Yine de bu işi bırakan, kaybeden daha çok olacak gibi geliyor. Ama genel olarak hani Mısır'a, Fas’a, Romanya'ya falan gitme eğilimi artar. Bunun Türkiye üzerine olumsuz etkisini biz hemen görmüyoruz, hissedemeyiz ama üretim faktörleri, iş gücü gidiyor, gençler gidiyor. İş de giderse biz gelecekte neyle üreteceğiz? Yani bunlar üretim faktörleri ve bunlarla ilişkili sermaye. Yani bunları kaybetme veya bunların iyilerini kaybetme lüksümüz pek yok. Bu anlamda hani bir şekilde bu politikalar çok sürdürülebilir politikalar gibi gelmiyor bana.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner116

banner115

banner114

banner111

banner110