İnsanlık bu virüsü yenecek. Ben de böyle düşünenler arasındayım. Peki sonrasında ne olacak. İşte o önemli. Virüs sonrasına ilişkin Türkiye açısından güzel günler mesajları veriliyor. Bunun gerekçesi olarak da Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin önemli isimlerden Fatih Bilici’nin şu değerlendirmesi ortak görüş olarak sunulabilir:

Bir kere dünyanın en büyük üretim merkezi olan Çin eski ağırlığını yitirecek. Yeni ve alternatif üretim merkezleri ortaya çıkacak. İşte Türkiye yeni üretim merkezlerinden biri olmaya bu nedenle aday…

Bilici’nin bu tespiti genel kabul görüyor ve otomotivden tekstile, tarımdan sağlığa sektör sektör bunun analizleri yapılıyor. Güvenilir Ürün Platformu da bu analizler için tarım ve gıda sektörlerinin önde gelen isimleri ile bir ortak akıl buluşması gerçekleştirdi. Buluşmaya katılan bazı isimlerle görüşme şansımız oldu. Sohbet ettik.

Sektörün önde gelen isimleri tarım ve ona bağlı olarak gıdada dünyanın üretim merkezi olmak için Türkiye’nin önünde büyük fırsatlar olduğunu ortaya koydu. Bu ortak görüş olarak ortaya çıktı. Yine bu noktada Tarım Bakanlığı’na büyük görev düştüğü görüşünde de herkes buluştu. Sektörün bütün kesimleri bakanlıktan önderlik beklediklerini söylediler.

Ve ilk önderliğin ekim işinde atıldığı söylendi. TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan bu gelişmeye ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

Tarım Bakanlığı yazlık ekim için yüzde 75 tohum desteği kampanyası başlattı. Bu destek buğday, mercimek ve kuru fasulye ekimi için kıymetli bir başlangıç. Şimdi sıra çiftçinin tarlaya ulaşmasını kolaylaştırmakta…

Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru da aynı konuya dikkat çekti ve uyarıyı bir tık öteye taşıdı:

- Bu günler özellikle meyve ve sebzeyi kaliteli şekilde elde edebilmek için önemli… Bakımların aralıksız olarak yapılması gerekiyor. Bana göre en önemli konu çiftçi ve mevsimlik işçilerimizi tarlaya sağlıklı bir şekilde ulaştırabilmek, bunu yapamazsak sonuçlarını Ağustos-Eylül ayından itibaren düşük verimle görürüz.

Üretim merkezi olmak adına tarladan gelen uyarılar böyle… Peki fabrikadan gelen uyarılar var mı? Tarlayı başarırsak iş fabrikalara gelecek… Mesela Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı Abdulkadir Külahçıoğlu dünyaya makarna satmak için çalışmalar yaptıklarını hatırlatıyor.

Aynı şeyi uzun süre Meyve Suyu Üreticileri Derneği Başkanlığını yapan Aroma’nın sahibi Mahmut Atom Duruk da ifade ediyor ve inovatif ürünler sayesinde dünya pazarında çok etkin olmaya hedeflediklerini söylüyor.

Helvacızade ve Zade Vital Ceo’su Mevlüt Büyükhelvacıgil olaya daha da üst boyuta taşıyor ve diyor ki:

- Topraklarımızın bize sunduğu çeşitliliği iyi değerlendirebilmemiz ve bu kıymetlerimizin mutlaka korunması gerek. Özellikle organik tarım ve iyi tarım uygulamalarını çok iyi yapabiliyor olmamız lazım. Biz bunun hazırlıklarını yaptık. Gelecek de dünya bu tür ürünlere yönelecek.

Bütün bunların yapılması için gerekli teknolojik altyapı da oluştu. Türkiye’nin artık dünyada da yazılım satan şirketi Başarsoft tarım ile ilgili de önemli adımlar attı. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Alim Küçükpehlivan son çalışmayı şöyle özetliyor:

Artık uydudan takip ederek sulama ve ilaçlama ihtiyaçlarını dronlarla yapabiliyoruz.

Yeni üretim merkezi olmak için un ve şeker mevcut… Bunu destekleyen bir de başka unsur var. Dünyaya satmadan önce bu ürünlerin iç pazarda tüketilmesi çok önemli. Çiftçiye alım mesajı verilmeli. Peki alım işi sadece devletin mi… Ya da TMO’nun ellerinde mi… Kesinlikle hayır... Özel sektör bu konuda çok duyarlı...

İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz bildiğiniz gibi aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Yardımcısı… Ve Kopuz bu konudaki net konuşuyor:

Kimsenin elinde ürün kalmaz. Biz bu konuda gerekli adımlara atarız.

Benzer bir açıklama İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer’den geliyor:

- Eksinler diksinler biz bütün ürünleri almaya hazırız.

Ahmet Özer Türkiye’nin en büyük toptancılarından biri… Benzer bir açıklamayı Dinçer Bakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Dinçer de yapıyor.

Yani un ve şekere böylece su desteği de verilmiş oluyor. Bu durumda iş dünya pazarlarına açılmakta. Bunun için Türkiye’nin çok iyi bir ihracatçı ordusu var. Yani helva ortaya çıktıktan sonra iç pazarda alıcısı hazır. Dünyaya satmak da ihracatçının işi…

Yani işe önce ekilmedik bir karış toprak bırakmayarak başlamak gerekiyor. Bunun satışı ile ilgili bir sorun olmayacağı kesin. Ekilirken, işlenirken ve tüketiciye ulaşırken sağlanacak istihdam da belki büyüyen işsizler ordusunun küçülmesini sağlayacak en önemli önlem olacak. Belki bir gün de köye geri dönüşü ya da tersine göçü işleriz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106