O günlerde henüz saçlarımıza ak düşmemişti… Yahya Arıkan, Yücel Akdemir ve arkadaşları genç birer muhasebeciydi. Biz de ekonomi gazeteciğine yeni başlamıştık. Muhasebeci denildiğinde patronu için vergi konusunda oynamalar yapan akla geliyordu. Bu genç adamlar bu anlayışı değiştirdiler. Önce bir dernek kurdular. Sonra kurumsal adımlar atıldı. Ve oda sistemi gündeme geldi, yasası çıktı. Ve meslek giderek saygınlık zirvesine doğru koşmaya başladı.
Geçtiğimiz günlerde Güzel Ordu Derneği’nin toplantısında Yücel Akdemir ve sektörün önemli isimlerinden Zeki Gündüz ile karşılaşınca o günleri hatırladım.
Yücel Akdemir şimdi İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı… Zeki Gündüz ise sektörün çok önemli bir kurumunun ortakları arasında.
Biz üç Orduluyu biraya getiren de Ordu’nun son dönemde yetiştirdiği en önemli isimlerden Ordu Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Bahadır Baş olunca işin sohbet kısmında meslek konuşuldu.
DEFTER TUTMAKTAN DANIŞMANLIĞA
Dinlerken mesleğin muhteşem bir noktaya geldiğini biraz da kıskanarak öğrendim… Bir kere sürekli eğitim noktasındalar… Ve insanlık tarihi kadar eski olan ancak Türkiye’de henüz delikanlılık yaşlarında olan muhasebecilik mesleği artık şirketlerin eli kolu haline gelmiş… Çok iyi yetişmiş muhasebecilerle çalışan şirketlerin sırtının yere gelmesinin çok zor olduğu gördüm…
Bütün bunları nereden mi çıkarıyorum… Bakın Yücel Akdemir süreci nasıl anlatıyor…
* Şu anda gelir vergisi beyannamelerini bitiriyor… Kurumlar Vergisi beyannamelerini hazırlamaya başlıyor. Ama bunun yanı sıra KOSGEB, KGF (Kredi Garanti Fonu) gibi kredilere başvuruyor… Bunları organize ediyor. Şirketlerin finansman maliyetleri aşağı çekiyor.
* Mesleğimiz birçok alana hizmet verirken işletme danışmanlığını da yapmakta bizim asıl işimiz haline geldi. Bizler, defter tutma üzerinden gerçekleştirilen işlerimizi artık danışmanlık faaliyetine çevirmek zorundayız. Mesleğimizin geleceği danışmanlık ve denetimdir.
* İşte o zaman firmalar kendi işlerini yapacak. Üretime, ihracata odaklanacak. Yeni pazarlar peşinde koşacak. Bütün bunları yaparken arkalarında onlara sürekli bilgi aktaran, Onların işlerini kolaylaştıran, ne yaparsa ne olacağının net bilgisini veren bir ekip olacak. İşte yeni muhasebeci bu… Biz meslektaşlarımızı buraya yönlendiriyoruz.
* Firmaların bu anlayıştaki meslektaşlarımızla çalışmaları Türkiye ekonomisine büyük ivme kazandıracak. Türkiye farklı bir rotaya girecek.
İYİ BİR JENERASYON İŞ BAŞINDA
Gördüğüm şu… Yıllar önce mesleğe saygınlık kazandırmak için yola çıkan ekip çalışmaya devam ediyor.
Meslek örgütleri TÜRMOB’un AB’ye girmesini sağlayan, Türk Ticaret Yasası’nın çıkmasında büyük bir özveriyle çalışan, ülke olarak sınav sisteminde sınıfta kaldığımız bir dönemde stajerlikten mesleğe geçiş sınavlarını bugüne kadar başarıyla uygulayan ekip iyi gidiyor.
Onların iyi gitmesi özel sektörün iyi gitmesi anlamına geliyor. Denetlenmiş, hesabını kitabını bilen bir özel sektör ekonominin lokomotif olacak, daha çok iş ve aş yaratacak.
Hani futbolda bir deyim vardır ya…. İyi bir jenerasyon yakaladık şampiyonluğa gideriz diye… İşte muhasebecilik mesleği iyi bir jenerasyon yakaladı. Yahya Arıkan, Yücel Akdemir ve arkadaşları neredeyse 30 yıldır birlikteler. Beraber yürüdüler. Mesleğin bu noktaya çıkmasında bu ekibin büyük katkısı oldu.
Şimdi mesleğin Türkiye ekonomisine katkı verme zamanı geldi. Özel sektör, şirketler herkes artık muhasebecinizde sadece defter tutmasını, beyanname vermesini beklemeyin. Daha fazla, daha fazla isteyin.
