Firmalarımızın sürdürülebilirlik üzerine yaptıkları çalışmaları ürün seviyesine indirmelerini sağlayacak olan ve bunu yaparken uluslararası seviyede farkındalık ve yeni pazarlar yaratma fırsatına sahip olacakları EPD Türkiye (1)  ülkemizde hayat geçti. Çevresel Ürün Beyanları olarak bilinen EPD belgeleri üzerine konunun öneminden dolayı daha önceki yazılarımda yer vermiştim.

Çevresel Ürün Beyanları, ISO 14025 standardında tanımlanmış bir ürünün veya sistemin çevresel performansının iletişimini sağlayan ve ISO 14040/44 serisi yaşam döngüsü değerlendirmesi standartlarına uygun olarak yapılan bir etiketleme olarak bilinir. 1 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe giren ve CE markalamasını yeniden tanımlayan Avrupa Yapı Ürünleri Yönetmeliği(2)  nedeniyle Türkiye’de özellikle yapı ürünlerinde bu beyanlar yapılmaya başlanmıştı.

Kaleseramik, AKG Gazbeton, Dalsan, Akkon, Eczacıbaşı Vitra, Onduline, Çimsa ve Ytong gibi sektörlerinin öncü firmaları tarafından alınan Çevresel Ürün Beyanları artık EPD Türkiye ile tüm diğer ürün gruplarına yayılacak. Bu ürün grupları arasında elektrik üretiminin belgelendirmesinden yiyecek ve içeceklere kadar birçok ürün yer alıyor.

Bu gelişme iki açıdan önemlidir. Birincisi, artık Çevresel Ürün Beyanlarının Avrupa Komisyonu tarafından geliştirilen ve Ürün Çevre Ayak izi (Product Environmental Profile)(3)  olarak lansmanı yapılan taslağın ve Fransa’da Grenelle II yasasıyla 168 firmada yapılan çalışmaların Çevresel Ürün Beyanı olarak geliştiriliyor olmasıdır. Bunun yanında tekstil, çimento ve beton gibi sektör temsilcileri Çevresel Ürün Beyanlarını sektörlerinde alınabilmesine olanak sağlamaya başlamışlardır. İkincisi ise EPD Türkiye kanalıyla yapılacak bu belgelendirmeler sayesinde hem masraflar Türkiye’de kalacak hem de hızlı bir şekilde belgelendirme yapılabilecektir.

Üreticilerimizin uzun soluklu olan bu belgelendirmelere en kısa sürede başlamaları ileride doğabilecek ticari riskleri azaltmaları açısından önem arz etmektedir. İklim değişikliği ile mücadele çabaları çerçevesinde ve özellikle en büyük ihracat pazarı olan Avrupa nezdinde düzenlenen birçok direktif ve yasalar, kaynak verimliliğini artırmayı, karbon ve enerji yoğunluğunun hesaplanarak azaltılmasını öngörmektedir. Avrupa Birliği’nin de dahil olduğu, endüstrileşmiş ülkeler, ürünlerin çevresel etkilerini azaltmak amacıyla, ürüne yönelik çevresel politikalar geliştirmeye başlamışlardır. Son yıllarda tüketici eğilimlerini etkileyen çevresel faktörler dikkat çekmekte, bilinçli tüketici doğaya zararlı olmayan ürünleri ya da “çevreye saygıyı” vurgulayan ülkelerin ürettiği ürünleri veya markaları tercih etmektedir. Türkiye sanayinde yapılacak çalışmalarla, ürün ve süreçlerin çevresel performanslarının iyileştirilmesi, hem Türk markalarının marka değerini artıracak, hem de tedarikçi olarak tercih edilmelerine yol açacaktır. 

  1-EPD Türkiye Ürün Çevre Beyanları, www.epdturkey.org 
  2-Construction Products Regulation (EU) No 305/2011 (CPR), Marc 2011.
  3-http://ec.europa.eu/environment/eussd/product_footprint.htm
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106