Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak başkanlığında bir heyet, “Yeni pazar” arayışları çerçevesinde Fas’a gitti. Görüşmeler sırasında şu fırsat ortaya çıktı:
- Fas’ta 3 bine yakın balıkçı teknesi var. Bu teknelerin yenilenmesi gerekiyor. Fas Hükümeti, teknelerin yenilenmesi için 500 milyon Euro’luk bir teşvik paketi çıkardı. İlk etapta 150’ye yakın tekne yenilenecek.
Bu fırsat, Başaran Bayrak başkanlığındaki heyeti heyecanlandırdı. Halen yıllık 500-600 milyon dolarlık cirosuyla dünyada gemi bakımında önemli yeri olan Türkiye’de Fas’ın balıkçı teknelerinin yenilenmesinde de önemli rol alabilirdi.
Heyet Türkiye’ye dönünce konuyu ayrıntılı inceledi. Karşılarına şu sonuç çıktı:
- Fas’taki balıkçı teknelerini yenilemek için Türkiye’deki bankalardan proje kredisi kullanmak gerekecek. Bankalar, krediyi kullandırırken projenin olabilirliğine bakacak. Muhatap ülke Fas olduğu için, sağlam teminat almadan bize kredi kullandırmayabilirler.
Başaran Bayrak, Birlik Danışmanı Prof. Mustafa İnsel’le Hamburg’ta gerçekleşen “SMM 2014 Uluslararası Gemi Yapımı, Makinesi ve Teknolojileri Fuarı”nda Türki şirketlerinin stantları arasında dolaşırken Fas konusunu açtı:
- Tersanelerimizin çoğu yüzde 35-40 kapasiteyle çalışıyor. Biz de diğer ihracatçılar gibi yeni pazar arayışımızı sürdürüyoruz. Ancak, Afrika pazarı bizim sektörün gerçeğiyle pek örtüşmüyor. Sektörümüz ihracatını birinci sırada Norveç olmak üzere daha çok Avrupa’ya yapıyor.
İran’ın da hep gündemlerinde olduğunu vurguladı:
- Orada da yılardır ambargo bizi frenliyor.
- Sizin sektör de İran’a uygulanan ambargodan etkilendi mi?
- Biz de payımıza düşen etkiyi gördük.
Gemi bakım ve tamirinin döviz kazandırıcı hizmet olmasına rağmen ihracat sayılmadığını kaydetti:
- Özellikle Tuzla ve Yalova’daki tersanelerde gemi bakım-tamir işi önemli yer tutuyor. Bir geminin 4 yılda bir büyük bakıma girmesi gerekiyor.
- Fas’taki balıkçı tekneleri projesinde ön finansman için Türk Eximbank’tan bir formül bulamıyor musunuz?
- Eximbank’ın kullandırdığı kaynakların da kendine göre kuralları var. Bu konu üzerinde bir çalışma yapmak gerekiyor.
Çin ve Kore, özellikle büyük gemi yapımında, Türk tersanelerinin karşısında güçlü rakipler olarak duruyor.
Türkiye’de büyük gemi yapacak tersane sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Bu durumda sektörün Fas’ın balıkçı teknelerinin yenilenmesi gibi fırsatları değerlendirecek formülleri geliştirmesi gerekiyor...
Bisikletle Berlin Duvarı turu yaptık, trafiğe çıkınca şaşırıp kaldık
Bir grup meslektaşımla birlikte Visit Berlin CEO’su Burkhard Kieker’in davetiyle Berlin’e gittim. Davetin amacı bize 7-9 Kazım 2014’te gerçekleşecek “Berlin Duvarı’nın yıkılışının 25’inci yıldönümü” etkinliklerini anlatmaktı.
Kieker ve ekibi, 7-9 Kasım’da Berlin’e 1 milyon dolayında turist beklediklerini belirtirken, bize de elektrikli bisikletlerle “duvar turu” yaptırdı. Rehber eşliğinde 3 saati 50-60 Euro olan tur öncesinde elektrikli bisikletleri en güvenli nasıl kullanacağımız anlatıldı:
- Bisikletlerimiz 3 tekerlekli olduğu için devrilme riski yok. Ancak, trafiğe çıktığımızda rehberi izlemenizde yarar var.
Meydanda birkaç yüz metrelik denemeden sonra rehber önde, biz arkada tura başladık. Güzergahın bir bölümünde bisiklet yolundan, önemli kısmında da normal araç trafiğinin içinde yol aldık. 15 kilometreyi bulan tur boyunca otomobil sürücülerinin bisikletliye karşı çok dikkatli davrandığını, asla sıkıştırmadığını gözlemledik.
Türk gazetecileri olarak aramızda sık sık şunu konuştuk:
- Bu turu İstanbul’da yapmaya kalksak otomobil, kamyon, otobüs sürücüleri mutlaka bizi bir kenara yuvarlardı.
Tur sırasında bir yandan Berlin Duvarı’nın varlığı sırasında yaşanan acıları, dramları dinledik, diğer taraftan da bisikletle turistik tur yapmanın rahatlığını gördük.
Sahi, İstanbul’da en azından tarihi yarımadanın bir bölümünde böyle turlar yapmaya kalkan olsa, aynı rahatlık hissedilir mi?
