Almanya ikinci dünya savaşı sonrası her kente bir önemli fabrikayı kurar… Kurulan bu fabrikalarla bugünün otomobil, beyaz eşya, kimya devleri işte böyle ortaya çıktı.

Bu dağılım yapılırken bazı kentlere bir başka önemli sektör uygun bulundu… Bu kentler fuarcılık sektörüne yönlendirildi. Yerel yönetimler, kamu kuruluşları ve bölgenin işadamları bu kuruluşların ortakları oldu. Yani Almanya’nın dünya devi fuar şirketleri aslında kamu ağırlıklı çok ortaklı yapılar.

Almanya fuarcılığı ekmeğini çok yedi. Sonra diğer Avrupa ülkeleri bu durumu gördü ve bu işe önemsemeye başladı.

Cannes’in emlak ve film endüstrisine yönelik iki önemli etkinlik markası bu çalışma ile gündeme geldi. Barcelona teknoloji zirvesi bu takipçilikten çıktı.

Türkiye bu işe her zaman olduğu gibi geç başladı. Ama bir ara hızlı yol aldı. Özellikle TÜYAP ve CNR’ın kurumsallaşması ile umutlar zirve yaptı.

Hatta o günlerde Almanya’nın giderek bu işi yapamaz hale geleceği konuşuldu. Çünkü otel altyapısı yetersizdi. Üstelik eskisi kadar üretim ve tüketimin odağında değildi.

O günlerde bu işin bize doğru geleceği konuşuluyordu. Hatta bir ara bize gelir gibi oldu… Ama bir de baktık ki fuarcılık bize transit geçmişti. Dubai birer birer fuar markaları oluşturmaya başladı.

Hadi emlak fuarını anladık da gıda fuarcılığında da bizi geçtiler. Dünya markası oldular. Yine fırsatı kaçırdık diye dövünürken geçtiğimiz günlerde fuarcılıkta önemli bir adım atıldı.

Antalya’da Alman Modeli şeklinde kurulan ANFAŞ atağa geçti. ANFAŞ’ta kentin bütün önemli kurumları ortak olarak bulunuyor. Belediye, odalar ve işadamları ANFAŞ bünyesindeler…Ve fuarcılık kentin gelecek vizyonu ile örtüşüyor.

Fiziksel olarak fuarcılık için en önemli iki unsur gerekiyor. Fuar Merkezi ve otel… ANFAŞ’ın dev bir fuar merkezi bulunuyor. Antalya’da otel altyapısı ise muhteşem.

Yani fuarcılık yapmak için Antalya’da altyapı mevcut. Üstyapı, yani anlayışın buna uygun olması gerekiyor. Bunun için geçtiğimiz günlerde yılın transferi yapıldı.

İstanbul’da birçok fuarı markalaşmasını sağlayan Murat Özer ANFAŞ’a genel müdür olarak transfer edildi. ANFAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Badak ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Bıdı bu transferin gerçekleşmesi için büyük çaba harcadı.

Murat Özer gelir gelmez çalışmaya koyuldu. Önce bu yıl ki fuarları daha iyi yapmak için çalışmalar yaptı. Ekonomideki sıkıntılara rağmen fena da geçmedi fuarlar.

Şimdi Antalya’da dev bir fuar organize etme için düğmeye bastı. Gıda fuarı ile otel ekipmanlarını bir araya getirip eş zamanlı gerçekleşecek bu adımla hem gıdada hem de otel ekipmanlarında dünya markası olacak iki fuar birden oluşacak. Belki bir hafta sürecek olan bu iki etkinlik dünyada ve Türkiye’de bütün gelişmeleri içerecek.

Murat Özer bu eşzamanlı iki ayrı fuarı bir araya getirerek çok önemli bir adım atmış oldu. Otel ekipmanı için gelen işadamı aynı zamanda otelin gıda ihtiyacı ile de görüşmeler yapacak.

Fuar yetkilileri bunun önemli bir yenilik olduğunun altını çiziyor…

Eş zamanlı fuarcılık İstanbul’da da gündeme gelmeli. Mobilyada bir hafta arayla iki ayrı fuar yaparak güç bölünmesine neden olan sektör eş zamanlı fuarı gündeme getirebilir. Bunun için CNR patronu Ceyda Erem ile TÜYAP’ın başındaki isim Bülent Ünal mutlaka bir araya getirilmeli. Bu görev de sektörün iki birleştirici ismi Mobilya Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Ahmet Güleç ile TOBB Mobilya Sektör Meclisi Başkanı Davut Doğan’a düşüyor.

Bu durumda Türkiye’de marka olacak üç fuar kendiliğinde ortaya çıkıyor. Mobilya, otel ekipmanları ve gıda…

Buna teknoloji eklenebilir… İyi yapılırsa tarım olabilir. Ve en önemlisi hazır giyim ve tekstil…

Bunlar nasıl olacak? Nerede olacak? Üzerinde bilimsel çalışmalar yapılmalı. Ama İstanbul’da iki önemli fuar merkezinin olduğunu biliyoruz. Antalya’da ANFAŞ’ı biliyoruz. Bursa, Samsun, Adana, Bursa ve Gaziantep’te kısmen başarılı fuarlar yapıldığını görüyor ya da duyuyoruz.

Fuar işi esas olarak TOBB ‘a bağlı… Bu işin markalaşmasının da doğal olarak TOBB tarafından yapılması gerekiyor. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun fuar işi ile ilgili firmaları bir kere dinlemesi ile bu işin çözüleceğini düşünüyoruz. Ama Başkan Hisarcıklıoğlu’nun önceden bağımsız isimlerden oluşacak bir ekibe fuarlarla ilgili bir çalışma yaptırması gerekiyor. İşte o zaman Dubai’ye kaptırdığımız fuarcılık etkinliğine yeniden el atmış oluruz.

Bu arada artık her şey internette fuar işi bitti filan diye bir görüş var… Son dönemde yurtiçinde ve yurtdışında katıldığımız fuarlarda ve katılanlardan aldığımız bilgilerde bu görüşü doğrulayacak hiçbir emareye rastlamadığımızı belirtelim.

Bu arada fuarın sadece fuardan ibaret bir etkinlik olmadığının da altını çizelim… Murat Özer ve ANFAŞ ekibinin geçtiğimiz günlerde Başbakan Binali Yıldırım ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ye verdikleri rapordaki bir bilgiyi aktaralım sizlere…

* Fuarlarda harcanın 100 liranın 15 lirası fuarı düzenleyen şirkete kalırken, 85 lirası düzenlenen şehrin ekonomisine kalıyor.

Ve raporun değerlendirmesini de Murat Özer’in iki cümlesi ile bağlayalım…

* Bu nedenle yurtiçinde gerçekleştirilecek tüm fuarlara katılacaklara yurtdışı fuarlarda verilen desteği talep ediyoruz.

* Exhibit in Turkey - Türkiye’de fuara gel sloganıyla hazırladığımız raporda, yurtdışından buraya doğru alıcıları getirecek fuarlar yaparak, bu coğrafya ve dolayısıyla Türkiye’nin fuarcılık sektörünün merkezi haline getirecek önerilere yer verdik.

Şimdi tekrar bir özet yapalım. Fuarcılık Türkiye açısından önemli. Ve dünya markası yapılacak birkaç fuar seçmeliyiz. Bu fuarların yapılacağı kentleri belirlemeliyiz. Ve sonra hep birlikte bu fuarın dünya markası olması için çalışmalıyız.

Mesela gıda ile ilgili fuar yapıyorsak TAFED Başkanı Zeki Açıköz’ü de katmalıyız. Açıkgöz dosta düşmana bu gıdalardan bu lezzet çıkıyor diyebilsin, Anadolu’nun lezzet şovunu yapsın.

Eğer sanayi ile ilgili bir etkinlik yapılıyorsa Türkiye’nin en başarılı sanayi merkezlerinden Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Eyüp Sözdinler ve yönetiminin görüşü alınmalı. Yani illa da ortak akıl aranmalı.

Belirtildiği gibi fuardan kazanılan her 100 liranın 85 lirası kente geliyor. Yani taksiciye, lokantacıya, otelciye, giyim markalarına yani AVM’lere geliyor.

O zaman önce iyi bir planla yola çıkılmalı, sonra başarıya hep birlikte odaklanmalıyız. Öğrendiğimiz kadarıyla Türkiye’de 200’e yakın gıda fuarı yapılıyor. Hepsinin adı da fuar olmayabilir. Ama bu kadar dağınıklık bize bile fazla, toparlanmalıyız ve atağa geçmeliyiz.

Fuar merkezleri var, gelecek konuklarımızı ağırlayacak çok güzel otelleri var. Yetişmiş insan gücü, dil bilen genç dinamik gençlerimiz var. Yani her şey var. Helvayı yapacak birileri aranıyor. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106