Geçen ayki yazımızda iletişim konusuna değinmiş, ön yargıların iletişimi nasıl engellediğini örneklerle açıklamıştık.
Doğru iletişimi engelleyen unsur aslında sözünü ettiğimiz bu önyargıların kendisi değil, bunların doğru kullanılmamasıdır. Değişik kültürlere, yaşam tarzlarına ve anlayışlara sahip olan insanların aynı eğitim düzeyinde olsalar bile herhangi bir konuda farklı düşünmeleri işletmeler için sanıldığı gibi zarar değil fayda da üretebilir. Hatta bazen somut bir teknik konuda bile bu farklı deneyimler, bilgiler ve bakış açıları XWdaha iyi fikirlerin doğmasına neden olabilir. Ancak bu farklı düşünce ve yargıların çatışmasını sağlıklı bir tartışmaya çevirmeyi bilmek gerekir.
► SAĞLIKLI TARTIŞMA
Geçen ayki yazımızda önyargılara hangi adımlarla sahip olduğumuzu anlatmıştık. Aslında anlaşmanın, uzlaşmanın sırrı bu adımlarda bulunmaktadır. Karşımızdaki insanların bu yargılara varırken hangi bilgilerden, hangi kabullerden hangi varsayımlardan bu sonuçlara vardıklarını anlamaya çalışmak, adeta bu faktörleri anlamak için sorgulamak, ama öte yandan da kendi düşünce ve yargılarımıza yine hangi “yollardan” geçerek sahip olduğumuzu karşımızdakilere açıkça belirtmek, onlarla anlaşmanın en önemli anahtarıdır. Ben buna karşılıklı olarak “Perdeleri Açmak” diyorum. Yani önyargılarımızın mahremiyetini ortaya koymak. Örneğin iki kişinin birbirleriyle anlaşamadığı bir durumda taraflardan birinin “seninle biraz konuşabilir miyiz?” diyerek karşılıklı perdeleri açmayı önermesi her zaman iyi bir başlangıçtır. Tarafların sahip olduğu düşüncelerin arkasındaki bilgiler, duygular, anlamlar, değerler karşılıklı olarak ortaya çıktıkça anlaşmanın çok daha kolay olduğu görülecektir. Ya da bir toplantıda herkes fikirlerini ileri sürerken yine perdeler açık olur ve bu fikirlerin altındaki bilgiler, kaynaklar, bakış açıları, düşünce tarzları gibi unsurlar da açıkça belirtilirse o toplantının daha verimli olduğu görülecektir. Ancak bunu yapmak elbette o kadar kolay değildir. Aşağıda maddeler halinde belirttiğim hususlara sahip olan kişiler düşünce perdelerini çok kolay açabilirler. Bu özelliklere sahip insanlara bilimsel olarak “Olgun İnsan” denir ve böyle insanlar işyerlerince her zaman tercih edilirler:
► OLGUN İNSAN
● Dürüst ve iyi niyetlidirler, yalan söylemezler.
● Üretken ve yaratıcı ilişkiye hazırdırlar, (sorunu çözmeye adeta atılırlar).
● Fikir değiştirmeye yatkın ve hazırlıklıdırlar, (İnatçı değillerdir).
● Sadece kendi görüşlerini ortaya atmaya kalkışmazlar, (Özellikle amir konumunda iseler).
● Başkaları tarafından etkilenmeye hazırdırlar, (Elbette ki her şeye evet de demezler).
● Başkalarını etkilemeyi esas amaç edinmezler.
● Kendi bilgi, beceri ve düşüncelerini iyi tanırlar, (Kendilerinin ne olduklarını ve ne olmadıklarını iyi bilirler).
● İçinde bulundukları ortamı doğru değerlendirirler, (Nerede, neyi, ne kadar konuşacaklarını bilirler).
● Empati kurabilirler.
Öte yandan bu özelliklere sahip olamayıp da iletişim kurmakta güçlük çeken insanları uzmanlar, “Zor İnsanlar” olarak adlandırıyorlar. Böyle insanlar da işyerlerine ya önceden tespit edilip giremiyorlar ya da girdikten sonra bu özellikleri nedeniyle işlerini zaman içinde kaybediyorlar.
Bu zor insanlar, toplumdan topluma, kişiden kişiye göre farklı olarak tanımlansa da temelde aşağıdaki özelliklere sahiptirler:
► ZOR İNSAN
● Eğitimleri ve bilgileri yetersiz olmasına rağmen kendilerini çok iyi sanırlar,
● Öncelikleri belirlemede beceri sahibi değildirler,
● Hatalarını olgunlukla kabul etmez, sürekli açıklama yapıp kendilerini temize çıkarmak isterler,
● Yavaş düşünür ve yavaş harekete geçerler (‘haftaya yaparım’, ‘önümüzdeki Pazartesi’ gibi lafları çokça kullanırlar),
● İşleri karıştırırlar,
● Bazıları hiç konuşmazlar (bilgiyi zorla ağızlarından alırsınız),
● Yanlış anlamakta ısrar ederler,
● Karşısındakilerin söylediklerine önem vermezler,
● Amir olduklarını astlarıyla konuşurken sürekli hissettirirler,
● Karşılarındakilere saygı göstermezler,
● Sadece kendi yaptıkları şeylerin önemli olduğunu düşünürler,
● Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde kontrol oluşturmaya çalışırlar,
● Empati kuramazlar,
Her zaman ‘ben haklıyım’ derler.
Görüldüğü gibi iletişim, iki yazıda ele aldığımız bir kaç hususa bakıldığında bile çok karmaşık, kompleks ve zor bir süreçtir. Ve kişi ya da kuruluş için iletişim ve anlaşma sanatını doğru yapmak başarının önemli bir anahtarıdır.
Sözün özü;
İş arıyorsanız, bir işte çalışıyorsanız, pazarlama yapıyorsanız, yöneticiyseniz, ‘patron’sanız, Pazarlık ediyorsanız, toplantı yapıyorsanız hatta evlenme teklif ediyorsanız, biliniz ki başarınız büyük ölçüde yukarıdaki maddelerde belirtilenleri dikkate alarak karşınızdaki kişi veya kişilerle sağlıklı bir iletişim kurmanıza ve onları olumlu yönde etkilemenize bağlıdır.
Bu konuya gelecek ay da devam edeceğiz.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106