Tüm dünyada yaşamamızı sağlayan kaynakların hızla tükendiğini ve buna paralel olarak hammadde maliyetlerinin hızla artığını görüyoruz. Bu durum hiç bir zaman iyiye gitmeyecek aksine artan dünya nüfusu ile birlikte çoğu zaman kendini yenileyemeyen mevcut kaynaklara talep artacak. Bu konuyu bir önceki yazımda dünyanın bizleri besleme kabiliyetinin ölçülerek değerlendirildiği yazımda anlatmıştım. Aslında kaynakların azaldığını ölçemezsek de günlük yaşantımıza bu azalmanın farkına varabiliyoruz. Örneğin eskiden 10-20 metreden kuyu suyu çıkarılırken şimdi bu derinlikler 200 metreyi buluyor. Benzer bir şekilde %5-6 oranında metal içeren bir bakır cevheri ekonomik olurken %0.6 içeren cevherleri işlemeye çalışıyoruz. Bir buçuk milyar nüfusa sahip Çin’in bugün Afrika’da yoğun yatırım yapmasının temel nedenlerinden biri de budur.

Türkiye bu değişimin neresindedir? Her ne kadar çok zengin olduğumuz söylense de aslında nüfusuna belirli bir yaşam kalitesi sağlama kapasitesi açısından fakir bir ülkeyiz. Birçok kaynağı ithal etmekte, böyle olmasına rağmen kaynak verimliliği konusunda bir altyapı oluşturmuyoruz. Konunun önemi son zamanlarda gündem oluşturmaya başladı. Buna yeni kurulan Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün 10-12 Aralık 2013’te düzenleyeceği ulusal kongre örnek olarak gösterilebilir.

Ekonomik modelini yarı mamülü işleyip küçük bir katma değer katarak değer yaratma üzerine kuran Türkiye’nin bu modelini ciddi bir şekilde yenilemeye ihtiyacı vardır. Artık dünya en azı kullanarak en fazla faydanın sağlanacağı, en yüksek katma değerin yaratılacağı bir iş modeli üzerine kuruluyor. Burada az hammaddenin çok fayda sağladığı nano teknolojiler, kaynak kullanımında yenilikçi çözümler ve yeni malzemeler ön plana çıkacak. Çok üretim ve çok tüketim odaklı tek yönlü ekonomi modelinden üretim ve tüketimlerimizden çıkan atıkların tekrar ekonomiye kazandırıldığı döngüsel bir ekonomik modele geçişin hazırlığını yapmamız gerekiyor. Birçok üretim sektöründe bahsedilen 2023 hedeflerine ulaşılabilmesi için sanayide kaynak verimliliği ile maliyetlerin düşürülmesi, döngüsel ekonomi modeli ile hammaddelere olan talep azaltılmalıdır. Türkiye, sanayisinde eğer bunu başarabilirse dünya pazarındaki rekabetçi konumunu da güçlendirecektir.

 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106