Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Vakfı’nın Antalya’da düzenlediği “Ortadoğu’daki Köklü Değişim Bağlamında Türkiye ve Almanya” seminerindeyiz.
Benim yönettiğim oturumun konu başlığı şöyle:
- Türkiye ve Avrupa’nın Küresel İktisadi ve Finansal Krizden Çıkardığı Dersler...
Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ulrich Zachau ile Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Seyfettin Gürsel de oturumun iki konuşmacısı...
Sözü önce Ulrich Zachau’ya verdim, Erzurum’dan bir izlenim aktardı:
- Erzurum’da bir toplantıda katılımcılara ekonomiyle ilgili izlenimlerini sordum. Hemen herkes, “Sağlıkta çok iyi hizmet alıyoruz. Ayrıca cebimizdeki para artık eskisi kadar yüksek enflasyonla erimiyor” yanıtı verdi.
Zachau, bulunduğu konum nedeniyle tam cümleyi kullanmasa da, onun bu izlenimini hemen yorumladım:
- Sağlıkta iyi hizmet ve insanların cebinde nispeten daha iyi para olması, seçim kazandırıyor.
Sonra Türkiye’nin kriz dönemindeki performansına dikkat çekti:
- Türkiye, Avrupa’da krizi en iyi yöneten ülke oldu. Dünyada da bu konuda öne çıktı. Kamu kesiminin borç oranı GSMH’nin yüzde 40’ı düzeyine indi. Bu, dünyanın en iyi oranlarından biri...
2001 krizinin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’i anmadan geçmedi:
- 2001 krizinde yaşadığınız mali kriz sonrasında Kemal Derviş’in başlattığı reformları sonra gelen hükümet de benimseyip sürdürdü. Böylece güçlü bir bankacılık ve finans sektörüne kavuştunuz.
İhracatın yapısındaki değişime de vurgu yaptı:
- Geçmişe oranla fiyatı daha yüksek ürünler ihraç edebiliyorsunuz. Ayrıca kriz sırasında Avrupa’da talep düşünce, yönünüzü başka ülkelere çevirebildiniz.
Olumlu tabloları dile getirirken, Türkiye için kırılgan yönü anımsattı:
- Cari açık için olumlu yorum yapamayacağım. Bu konuda sorununuz var. Hem iç talepteki yükseklik, hem de petrol ithalatınız cari açığı yukarı çekiyor. Merkez Bankası ve hükümetin daha sert önlemler alması gerekebilir...
Gündemden epey düşmüş olmasına karşın, Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik konusu üzerinde de durdu:
- AB’ye tam üye olmanız halinde kalıcı yabancı sermaye akışı daha da yükselir. AK Parti’nin 12 Haziran’da sandıktan yeniden tek başına iktidar çıkması bekleniyordu…
Ancak, oyunun yüzde 50’yi bulacağına dönük tahmin yok denecek kadar azdı...
Ulrich Zachau’nun dışarıdan gözlemle ortaya koyduğu nokta, yüzde 50’ye önemli yanıtlardan birini veriyor:
- Sağlıkta iyi hizmet ve ceplerdeki paranın artışı, seçim kazandırıyor...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu başarıya rağmen hâlâ “Biz, bize oy vermeyen kalan yüzde 50’yi anlamaya çalışıyoruz” diyor...
Yüzde 26’da kalan CHP de bir yandan kurultay tartışmalarına, diğer taraftan Prof. Mehmet Haberal’la gazeteci Mustafa Balbay için, “Sandıktan çıktılar, artık Silivri yerine Meclis’te olmalılar”a odaklanıyor...
Kılıçdaroğlu’nun 12 Haziran gecesi verdiği, “Yarından itibaren önümüzdeki seçimler için çalışmalara başlıyoruz” sözü sanırım şimdilik havada kalıyor...

YUNANİSTAN TÜMÜYLE ÇÖKERSE TÜRKİYE'Yİ FAZLA ETKİLEMEZ
Avrupa Birliği (AB), Euro Bölgesi ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) tüm çabalarına karşın krizi atlatmakta güçlük çeken Yunanistan, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ulrich Zachau’nun üzerinde durduğu bir başka konu oldu:
- Yunanistan tümüyle çökerse Türkiye’ye etkisi çok az olur.
Zachau, bu mesajının nedenini hemen açıkladı:
- Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticari ilişki çok büyük boyutlarda değil. Bu yüzden, Yunanistan’ın tümüyle çökmesi Türkiye’yi fazla etkilemez.
Zachau, bu yorumu yapsa da 60’ıncı Hükümet’in Başbakan Yardımcısı Ali Babacan daha temkinliydi. Seçimden önceki buluşmamızda bu konuda şu mesajı verdi:
- Yunanistan’ın tümüyle çökmesi iyi olmaz. Çünkü, arkasından başka AB ülkelerini de olumsuz koşullara doğru sürükleyebilir...
İşte bu yüzden Euro Bölgesi ülkeleri ile IMF, Yunanistan’a, “28.5 milyar Euro’luk tasarruf planını göster, yeni kredi dilimini gönderelim” baskısı yaptı...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106