Öne Çıkanlar Ece Kamar Uğurteks GİRAY DUDA Global Sanayici ömer nart

 Akıllı telefonlarla birlikte akıllı yaşam konsepti oluştu

GİRAY DUDA

Akıllı telefon piyasasında kıyasıya bir rekabet sürüyor. Giderek büyüyen pazara hakim olan dünya markalarının yanına yerli markalar da girmeye başladı. Bunlardan birisi olan Başarı Ticaret, Kaan N1 adlı akıllı cep telefonunu iddialı biçimde piyasaya sundu. Şirket Genel Müdürü Kayhan Biber'le, akıllı cep telefonlarını her yönüyle konuştuk.

- Sayın Biber, Konumuz akıllı cep telefonları. Bugün Türkiye'deki cep telefonları pazarının özelliklerinden söz eder misiniz?

- Akıllı telefonlar çok kısa süre içerisinde akıllı olmayan telefonları yakalayıp hızla geçti. Klasik, akıllı telefon program ve işlemcileri olmayan telefon gruplarına akıllı olmayan telefonlar diyoruz. Akıllı olmayan nitelikteki telefonların piyasaları ülkemizde var. Dünyada da var. Ükemizde piyasaları oldukça küçük.

Türkiye'de ÖTV ile ilgili mevzuata göre telefonlarda yüzde 25 ÖTV var. Alt grup telefonlarda 160 TL ÖTV alınıyor. Bunun üstüne bandrol ve TRT payı da bindiğinde fiyat yükseldiği için akıllı olmayan telefon grubu bir şekilde oyundan çıktı. Dünyaya göre daha hızlı çıktı. Müşteriler, ben yaklaşık 400 lira verdikten sonra 100 lira daha koyarım ve akıllı telefon alırım diye düşünmeye başladılar. Üreticiler de bu kapsamdaki ürünleri üretmeye başladılar. Şu anda satılan ürünlerin yüzde 95'i akıllı telefondur. O kadar yükseldi. Bunun nedenine baktığımızda alttaki yüksek vergiden kaynaklandığını görüyoruz.

AYDA 1 MİLYON TELEFON SATILIYOR

Fiyat ortalamaları da yukarıya çıkmaya başladı. 1.000 lira dolaylarındaki telefonlardan Türkiye'de ayda ortalama 1 milyon tane satış oluyor. Yani pazar oldukça büyük bir pazar. İkincisi, vergilerin de artmasıyla ortalama pazar da sürekli yükseliyor. Hem 1.000 TL gibi düşük olmayan bir fiyat var. Hem de ayda 1 milyon gibi bir satış var.

Akıllı telefonların pazardaki paylarına baktığımızda oranlar biraz değişiyor. Operatörler, sistemlerinde, yüzde 50-60'lar düzeyinde akıllı telefon olduğunu söylüyorlar. Diğerleri de eski telefonlar. Bugün tabii hızlar da arttı. Akıllı telefonların fonksiyonları da değişti. Yeni jenerasyon akıllı telefonlar son 1-1.5 yıl içerisinde satılmış telefonlardır diyebiliriz.

FİYAT ARTIŞLARI VERGİDEN

- Telefonlarda fiyatların düşmesi beklenirken tersine yükseldi. Kimi telefonların fiyatları Birkaç bin liraya kadar çıkıyor. Akıllı özelliğinden ileri gelen bir fiyat artışı mıdır bu?

- Aslında akıllılık fiyatları doğrudan etkileyen bir unsur değil diyebiliriz. Telefonların eskiye oranla boyutları, ekranları büyüdü. Akıllı telefonlardan artık telefonla konuşmaktan öte faydalar sağlanmaya başlandı. Daha çok internet kullanılıyor, fotoğraf ve video çekiliyor, oyun oynanıyor. Bilgisayarımızda kullandığımız ofis programlarının birçoğu telefonlara yüklendi, e-postalar buradan yollanıp alınıyor ve sosyal medyaya dönük faaliyetler telefonla yürütülüyor. Bu nedenle ekran boyutları büyüdü. Ekran boyutlarının büyümesiyle gövde de büyüdü. Bunlar maliyetleri bir miktar artırdı.

Fakat Türkiye'de esas artışın vergiden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Vergi oranları bu kadar yüksek olmasaydı, Türkiye'de tüketiciler 200'lü fiyatlarda akıllı telefon alabilirlerdi. 4-4.5 inç büyüklüğünde akıllı telefonlar kullanılabilirdi. Vergilere şöyle bir örnek verirsek, 160 TL maktu ÖTV var. Ürünün fiyatı 1 TL bile olsa 160 TL vergi alınıyor. Buna ek olarak, radyo ve televizyon özelliğinden dolayı yüzde 7 oranında bandrol, TRT payı alınıyor. Ayrıca bunların da KDV'leri var. Yani bugün bedava gelen bir telefon, Türkiye'de 200 liraya yakın maliyete ulaşıyor. Bunlara gümrük masraflarını da eklemek gerekiyor. Daha yüksek fiyatlı ürünlerin piyasa satış fiyatı da böylece oldukça yukarıya çıkıyor. Yani telefonların fiyatlarının yükselmesinin nedeni vergilerin onu yükseğe taşımasından kaynaklanıyor.

Bir de son birkaç ayda dünyada ve Türkiye'de kurlardaki yüksek artışlar fiyatları etkileyecek. Bu nedenle bizim telefonumuz KAAN N1 ve diğer telefonlarda yüzde 10-15 dolayında fiyat artışı olacaktır.

2017'DE TÜRKİYE'DE ÜRETİM YAPACAĞIZ

- Şu anda kullanılan telefonlarda ithal ve yerli oranları hakkında bilgi verir misiniz?

- Önce, bu konudaki kavram kargaşasını düzeltmeye çalışalım. Yerli marka ile yerli üretimi birbiri ile karıştırmamak lazım. Önce yerli markaları ele alalım. Markanın yerli olması çok kıymetli bir şey. Bütün katma değerlerinin burada olması gibi bir sonuç çıkıyor ortaya. Ticareti ve hizmetleri de tümüyle yerli. Aynı zamanda yerli üretime dönmüş olması da başka değerleri beraberinde getiriyor. Yani aynı markanın Türkiye'de üretimi olabilir.

Şu anda, ismi yabancı da olsa Türk markası olarak üretilen cep telefonları var. Sayıları da giderek artıyor. Bunlardan bir kısmı, Türkiye'de üretime de geçmeye başladılar. Başarı'nın da böyle bir hedefi var. Biz de 2017 yılında Türkiye'de üretim yapmak istiyoruz. Şöyle bir konu var. Artık dünyanın hiçbir ülkesi, her şeyiyle bize ait diyeceği bir telefon yapma şansına sahip değil. Telefonu oluşturan parçaların o kadar farklı yerlerden tedarik edilmesi gerekiyor ki.

İKİ BÜYÜK İŞLETİM SİSTEMİ VAR

Örneğin işletim sistemini ele alsak, belli işletim sistemlerini kullanmak zorundasınız. Dünyada iki işletim sistemi çok baskın. Bunlara ek olarak, çok küçük paya sahip ve diğerleri diye tanımlanan işletim sistemleri var. Türkiye'de android işletim sistemi yüzde 65'lerin üstünde bir pazara sahip. İkinci sırada da Apple ürünlerinin işletim sistemi bulunuyor. Microsoft'un işletim sistemi çok küçük paya sahip. Eğer telefon üretip android kullanmaya karar vermişseniz gideceğiniz yer belli. Yeni bir işlemci sistemi geliştirmek de neredeyse mümkün değil. Birileri uzun zamandır bunun için çalışıyor.

Ekranları ele alalım. Dünyada ekran üretimi yapan üç beş tane büyük kuruluş var. Ekran üretiminin kuruluş maliyeti çok yüksek. Türkiye dünyaya ekran verecek yatırımını yapmış bir ülke olabilirdi. Yıllar önce bu tren kaçırılmış maalesef. Çünkü Türkiye cam üretiminde önde gelen ülkelerden bir tanesi. Bugünkü maliyeti gören kimse ekran üretimine girmiyor. Yani ekran camını bu üreticilerden almak zorundasınız.

Ama geri kalan kısmını Türkiye'den gönül rahatlığıyla alıp kullanabileceği birçok modern, ileri üretim yerleri var. Örneğin Manisa, elektronik ürünlerde çok gelişmiş ve sürekli kendisini geliştiren bir bölge. Önümüzdeki dönemde, Türkiye'nin sanayicileri de doğrudan cep telefonu üretimine dönük ürünler hazırlayacaktır.

YERLİNİN PAYI YÜZDE 15

- Peki KAAN N1'i nasıl ve nerede üretiyorsunuz?

- Başlangıçta, herkesin yaptığı gibi yurtdışında üretime geçtik. Çin'de birlikte çalıştığımız, üretim geliştirmede işbirliği yaptığımız ve Türkiye'nin ihtiyaçlarına uygun ürün oluşturduğumuz bir kuruluş var. Şimdi, cep telefonumuzu 2017 yılında Türkiye'de üretmeyi hedefleyen çalışmalar yapıyoruz. Umarız beklentilerimiz doğru yönde gelişir ve Türkiye'de arkasında Türk Malı yazan ürünleri piyasaya sunmaya başlarız.

Türkiye'de yıllardan beri dünyanın diğer ülkelerine göre çok daha acımasız bir rekabet yaşanıyor. Eskiden pazar lideri olan bir marka çok büyür ve diğer markalara şans tanımazdı. Son yıllarda akıllı telefonlarla birlikte markalar arasında dengelemeler olmaya başladı. Eskiden pazarda yerli marka yok iken şimdi yüzde 15 dolayında yerli marka var. Bu payın yüzde 40'lara ve daha da yukarıya çıkması çok mümkündür. Sahadaki oyuncular bu işin değerini bilerek hareket edeceklerdir. Biz bu sorumlulukla hareket ediyoruz.

CEP TELEFONUNDA ÖNCÜYÜZ

- Yerli markalı üretim yapmanın faydaları neler?

- Yerli üretimin faydaları saymakla bitmez. İşsizliğin ne kadar yüksek olduğunu biliyorsunuz. Çok sayıda bilgili, istekli genci istihdam etme fırsatı buluyorsunuz. Sonuçta ihracattan vazgeçip içeride üretim yaptığınız için cari açığa da önemli ve olumlu katkı sağlıyorsunuz.

- Neden cep telefonu üretimine girmeye karar verdiniz. Herhalde aylık 1 milyonluk cep telefonu satışının bunda etkisi olmuştur değil mi?

- Kimi yatırımcılar vardır. Ellerindeki para ile cazip gördükleri alanlara, hevesle yatırım yapmak isterler. Bizimkisi böyle bir heves değil. Biz, cep telefonu olmayan dönemlerde araç telefonlarıyla bu işin içindeydik. Çağrı cihazlarında da pazar lideriydik. Nokia'nın dünyada ve Türkiye'deki ilk distribütörlerinden biri olduk. Nokia'yı yüzde 35'lik pazar payına taşıdık. Daha sonra Samsung'un distribütörü olduk ve yine pazar payında birinci sıraya çektik. Birçok başka markalarla da işbirliği yaptık. Yani bu sektörde çok büyük ve önemli bir tecrübeye sahibiz.

Bu dönemde, üreticilerin ürün geliştirme süreçlerinde buradan yaptığımız katkılarla öncü roller oynadık. Birçok özelliğin telefonlarda yer almasını sağlayacak geri dönüşlerimiz oldu. Bu çok önemli bir birikim.

DECT TELEFON DA ÜRETTİK

Bu arada grubumuzda, bizden ayrı dizayn edilen bir servis şirketimiz var. Telefon servisi, diğer servislerden çok farklıdır. İşgücü ve ekipmanı pahalıdır. Başarı'nın Türkiye'nin her köşesinde milyonlarca kişiye ulaşabilen bir servis altyapısı var. Bizim için çok önemli diğer kanalımız da servis.

Ayrıca, biz Nokia'lı yılların hemen ardından Ankara'da bir fabrika kurduk. Bu fabrikamızda ilk dönemde yine KAAN markalı DECT telefonlar ürettik. O dönemde çok önemli ürünler ortaya konuldu. Hatta bu KAAN markalı DECT telefon, 2000 yılında tasarım ödülü aldı. Zamanla farklı teknolojiler gelişti ve DECT ürünleri pazar kaybetti.

Bu fabrikamız daha sonra tarifeleri ayıran akıllı elektrik sayaçları yaptı. Milyonlarca haneye giren elektrik sayaçlarının çoğu bizim sayaçlarımızdır. Şu anda da takograf üretiyor. Yani birçok ürünü üretme yeteneği olan bir fabrikamız var Ankara Esenboğa'da.

YAN ŞİRKETLERİMİZ GÜÇLÜ

- Yerli üretime geçince KAAN'ı da bu fabrikada mı üreteceksiniz?

- Evet, üretim üssümüz Ankara'daki fabrikamız olacak. Bizim bir de Başarı Mobile adı altında yazılım şirketimiz var. Bu firmamız katma değerli hizmetler veriyor. Oyunlar, uygulamalar hazırlıyor. Onlar da bize büyük faydalar sağladılar. Hatta bizim için bir arayüz geliştirdiler. Bu arayüzde haber akışları, serigraf tipi fotoğraf düzenlemesi, hava durumu gibi uygulamalar bulunuyor. Bu özellikler şu anda telefonumuzda var. Bunları zaman içinde sürekli güncelleyeceğiz.

Başarı'nın bu işe girmesinin nedeni, yıllara dayalı bilgi birikiminin yanında, bu işin üretimini sağlayan güçlü yan kanatlarının olmasıdır. Fabrika, servis ve yazılım şirketlerimiz var. Şimdiye kadar üretici firmaların distribütörlüğünü yapıyorduk. Şimdi üretici firma kimliğimizle kendi ürünlerimizi üreteceğiz.


YERLİLERE KARŞI ÖNYARGI VAR

- Kaan N1, ithal cep telefonlarıyla karşılaştırıldığında tüketicilerin talep ettiği tüm özelliklere sahip mi? Ayrıca dünyanın dev şirketlerinin inovatif hamlelerine karşılık verebilecek misiniz?

- Bu ürünlerde bizim daha da fazlasını vermemiz gerekiyor. Çünkü yerlilere kaygıyla, önyargıyla yaklaşım var. Onun için bizim sorumluluğumuz burada biraz daha fazla. Bir yandan da çok hızlı gelişen pazarda yeni trendlere ayak uydurmanız gerekiyor. Biz ilk tasarımımızı geçen yıl sonbaharda planladık, bu yıl da şahane bir ürünle piyasaya çıktık. Global markalardan geriye kalan hiçbir yanımız yok. Tüketicinin, yerli markaların kaliteli bir mal yaptığını görmesi, uzun vadede güven verici bir unsurdur.

Tüketiciler metal gövdeyi tercih ederler ama bunun fiyatı yüksektir. Metal gövdeler sağlam, pahalı ve yapımı kolay olmayan ürünlerdir. Biz metal gövdeyi tercih ettik. En üst markaların tercih ettiği ekran teknolojilerini kullanıyoruz.

Biliyorsunuz geçtiğimiz yıl 4.5G yatırımlarıyla sektör çok büyük hızlara ulaşmaya başladı. Cep telefonlarında hız artık çok önemli olduğu için Kategori 6 değerlerinde çıktık. Yani 300 megabite kadar indirme, 50 megabite kadar yükleme hızları olan bir cihaz ürettik. 32 GB sabit hafızası var ve 128 GB'a kadar SD kartla desteklenebiliyor. 3 GB RAM var. Bataryası da 3.000 miliamper gibi kıymetli bir batarya. Fotoğraf çekmeyi sevenler için de arkada 13 megapixellik ve önde 13 megapixellik kameralarımız var. Yani genel olarak baktığınızda çok tatmin edici, üst grup telefonların tüm özelliklerine sahip olduğunu görüyorsunuz.

Buna karşılık bizden orta grup fiyatlarında çıkmamız beklentisi vardı. Biz de bunu yaptık. Geçtiğimiz günlerde bir dergi bağımsız bir çalışma ile Kaan N1 ürününü 2016 yılının en iyi fiyat performans ürünü seçti.

E-POSTA GÖNDERİMİ VE FOTOĞRAF ÇEKİMİ

- Telefonlar büyüdü, teknik özellikleri de çok ilerledi. Kimi yerlerde notebookların tabletlerin yerine geçmiş durumda. Tabletlerden daha çok akıllı telefonlar kullanılıyor. Türk tüketicilerin telefonların hangi özelliklerini kullandığını çok merak ediyorum.

- Birincisi tabii ki e-posta gönderimi. İletişimde bugün en yaygın kullanılan yöntem. Bu oldukça kolaylaştı. Dünyanın her tarafı birbiriyle uyumlu biçimde haberleşebiliyor. Bir ağ haline geldi. Diğer unsurlardan önde geleni fotoğraf. İnsanoğlu fotoğraf makinesinin önünde olmaktan da arkasında olmaktan da hep mutluluk duymuş. Çeken de mutlu, çekilen de mutlu. Yaşadıklarını fotoğraflayıp, dondurmak ve saklamak istiyor. Bunu her yaş grubunda herkes kullanıyor.

Cep telefonlarının müthiş bellekleri var. Kullanıcılar hem operatörlere ulaşıp oradan müzik dinliyorlar hem de kendi oluşturdukları müzik dosyalarını gün içinde çok yoğun kullanıyorlar. Ayrıca radyo dinliyorlar ve müzik ihtiyaçlarını radyodan karşılıyorlar.

Ayrıca sosyal medya gibi siz hiçbir şey yapmasanız da sizi alıp başka dünyalara götüren yapılanmalar var. Türk kullanıcılar bu dünyalardaki paylaşımları, yerleştirmeleri çok sevdi.

DAHA ÇOK TELEVİZYON İZLENECEK

Önümüzdeki dönemde cep televizyonlarından televizyon izlenmesi giderek artacak. Cep telefonunun ilk yıllarında Asya ülkeleri antenler takarak televizyon izletmeye çalıştı. Çok iyi sonuçlar alınamadı ama yine de bu hedeften vazgeçmediler. Şimdi operatörümüz üzerinden televizyon yayınlarını izlemeye başladık. Zaten cep telefonlarının ekranlarının büyümesinin nedenlerinden birisi de bu.

Görüyoruz ki akıllı telefonlarla birlikte akıllı yaşam konsepti oluşmaya başladı. Birçok ürün birbirini görmeye, tanımaya başladı. Örneğin cep telefonlarıyla evinizdeki çamaşır makinesini, kombiyi, buzdolabını, fırını yönetecebileceğiniz bir ağın içine girmiş oluyorsunuz. Buna bağlı başka ürünler de geliştirilmeye başlanıyor.

Biliyorsunuz NFC (Near Field Communication) ya da Türkçe ismiyle Yakın Alan İletişimi ile birlikte cihazların birbirini okuyup tanıması olanakları ortaya çıktı. Mesela İstanbul'da ulaşımda kullandığımız kartlar yerine cep telefonlarını göstererek ulaşım araçlarını kullanabilen teknoloji şu anda da var ve uygulanıyor. Yakında cep telefonlarını cüzdan, bankamatik kartı olarak da kullanmak mümkün olacak. Hayatımızın pek çok alanına ulaşacak. Gelecekte insanların daha da vazgeçemez biçimde kullanacağı ürünler cep telefonları.

GÜVENLİĞİ ARTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ

- Bilgisayarlarda e-ticaret, online bankacılık uygulamalarını kullanıyoruz. Önceleri çok sorunlu olan bu alan bugün büyük ölçüde düzeldi ama yine de tam güvenlik sağlanamadı. Cep telefonlarından bugün hem online alışveriş hem de online bankacılık uygulamaları kullanılıyor. Güvenlik, cep telefonlarında ne durumda?

- Taşınabilirlik arttıkça hayat kolaylaşıyor ama bu arada güvenlik sorunları da ortaya çıkıyor. Ama, kullanım arttıkça daha çok şirket, güvenliği maksimum düzeye getirmek için kafa yoruyor. Zaman zaman da getirileri risklerden büyük olduğu için bu riskler dikkate alınmıyor. Bankacılık sisteminin yaptığı da bu. Biz orada yokuz, demek yerine belli riskleri alarak büyük bir ekonomiyi yönetiyorlar. Cep telefonlarının bilgisayarlara göre güvenlik anlamında daha sıkıntılı durumları var. Bankalar cep telefonları için arayüz oluşturup belli güvenlik seviyelerinde müşterilerine sunuyorlar.

Peki biz bunun için ne yaptık. Telefonumuza parmak izi okuyucusu koyduk. Hızlıca parmak izinizi okuyor ve telefonunuzu açıyor. Ailenin diğer üyeleri bile siz ona söylemediğiniz sürece telefonunuzu açamıyor.

En üst düzeydeki güvenliği sağlayabilmek için dünyadaki pek çok şirket kafa yoruyor. Bunun sıkıntısı, her türlü güvenlik önleminin işlemleri yavaşlatmasıdır. Kimse cep telefonu veya bilgisayardaki yavaşlamalara tahammül edemiyor. Sanıyorum önümüzdeki dönemde güvenlik açıklarının daha aza indirildiği, hızla ilgili problemlerin minimuma indiği yazılımlar geliştirilebilecek.

KUTU:

Cep telefonundaki radyo için oranlı vergi ödüyoruz

Yakın zamana kadar radyo eğer cihazın içinde hazır durumda geliyorsa CIF değeri üzerinden vergi ödeniyordu. Yoksa, internet üzerinden alınan radyo yayınları için vergi ödenmiyordu. Birkaç ay önceki bir düzenleme ile radyo içinde olsa da olmasa da internet üzerinden bu yayınlar alınabildiği için yüzde 6 zorunlu vergi getirildi. Eğer radyo cihazın içinde yerleşik ise bu oran yüzde 7 olarak belirlendi. Yani yüzde 1'lik bir fark vardı.

Radyonun telefonun içinde olması aslında tüketici için hoş bir avantaj. Çünkü, otobüste, dolmuşta, kulaklığınızı takıp herhangi bir bedel ödemeden bir radyoyu dinliyorsunuz. İçine konulmadığında bunu internet üzerinden alınca internet tüketimi için ödenen bir maliyet var. Yurtdışından gelen cihazların hemen hepsinde radyo vardı. Ancak maliyeti düşürmek açısından radyoları telefondan çıkarmaya başladılar. Şimdi vergi zorunlu olduğu için yüzde 1'lik farkı vererek telefonlardan radyoları çıkarmıyorlar.

Yüzde 6 gerçekten büyük bir oran. Bir de CIF değeri üzerinden alınıyor. Sektör aslında buna hayli itiraz etti. Otomobil örnek gösterildi. Yurtdışından gelen otomobildeki radyo vergisini otomobil fiyatı üzerinden mi alıyorsunuz, denildi. Elbette ki hayır. O zaman telefonda niye böyle bir uygulama yapılıyor? Radyodan birim değerli bir vergi alınsa çok daha sürdürülebilir olacaktır. Radyolardan alınan vergiler tümüyle TRT'ye gidiyor. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106