Öne Çıkanlar ÇOSB Dijital Dönüşüm Merkezi ÇOSB Türkonfed Technocast Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu

“Sınai mülkiyet konusunda güçlü, sağlam zemin oluşturduk”

Giray DUDA

Sanayi Bakanlığı’nın öncülüğünde, kısa süre önce Sınai Mülkiyet Kanunu yasalaşarak yürürlüğe girdi. Sınai mülkiyet, tescil, patent, coğrafi işaret gibi bir çok konuda toplu, çağdaş düzenlemeler getiren yasa ile ayrıntıları Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü’ye sorduk.

- Sayın Dr. Faruk Özlü, Sınai Mülkiyet Kanunu, getirdiği hangi temel yeniliklerle Türkiye’de bugüne kadar sorun yaratan hangi eksiklikleri tamamlıyor?

- Sınai Mülkiyet Kanunu ile bugüne kadar ayrı ayrı kanun hükmündeki kararnameler ile yürütülen iş ve işlemler tek bir çatı kanun altında toplanmış oldu. Böylelikle sınai mülkiyet konusunda ortaya çıkan hak ihlallerinde uygulanacak yaptırımların belirlenmesinde ve ihlal davalarının sonuçlandırılmasında karşılaşılan sorunlar artık yaşanmayacak.

Sistemin sağlıklı işlemesini sağlayacak, uluslararası mevzuatlara uygun, sınai mülkiyet konusundaki tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte, hukuki yönden oldukça güçlü, sağlam bir kanuni zemin oluşturuldu.

Ayrıca Türk Patent Enstitüsü’nün adı Türk Patent ve Marka Kurumu olarak değiştirildi ve kurumsal yapıyı güçlendirmeye yönelik düzenlemeler yapıldı.

SÜRELERİN KISALMASI OLUMLU KARŞILANDI

Kanunda, Tescil ve patent, marka ve tasarım başvuru sürelerinin genel olarak kısaltıldığını görüyoruz. Daha önceki uzun süreler ne açıdan sorun çıkarıyordu. Tercih edilen süreler iş dünyası tarafından nasıl karşılandı?

- Yeni kanun ile başvuruların daha kısa sürede sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla tescil sürelerini hızlandırmak için ilan süreleri kısaltıldı ve süreç basitleştirildi. Aslında koruma başvuru yapıldığı anda başladığı için tescilin ne zaman gerçekleştiği başvuru sahipleri açısından sorun oluşturmuyor, ancak tescil belgelerinin mümkün olan en kısa sürede alınması, o alanda yapılacak yatırımlarla ilgili belirsizliklerin ortadan kaldırılması açısından önem taşıyor. Bu nedenle başvuru sahipleri için tescil belgelerine kısa sürede sahip olmak önemlidir.

Dolayısıyla kanunla başvuru sürelerinin kısaltılması da iş dünyası tarafından olumlu karşılandı.

OLUMSUZLUKLAR ÖNLENDİ

— Etik kurallara ve genel ahlaka aykırı olacak şekilde insan hayatına veya diğer canlılara zarar verecek nitelikteki genetik veya biyolojik işlemlerin patentlenememesi hükmü oldukça dikkat çekici. Bu konularda Türkiye’de yaşanan problemler var mıydı?

- Bu daha çok kamuoyunun hassasiyet gösterdiği ahlaki ya da etik değerlerle ilgilidir. Bir patenti elde etmek için yapılan çalışmalarda kullanılan uygulamaların herhangi bir canlıya zarar vermemesi ya da canlıların doğal genetik kimliğini değiştirmeye yönelik olmaması konusunda toplum üzerinde genel bir hassasiyet ve beklenti bulunmaktadır. Türkiye’de bu konuda henüz ciddi bir problem yaşanmamakla birlikte kanun ile bunun ihtimalinin de önüne geçilmiş oldu.

Bir anlamda patent ve faydalı model sistemi daha nitelikli ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulurken toplumsal hassasiyet içeren etik ve ahlaki değerlere uygun çalışmalar yapılması da kanun güvencesi altına alınmış oldu.

AKADEMİ YAKINDA FAAL OLACAK

- Fikri Mülkiyet Akademisi ne gibi bir eksikliği giderecek? Akademinin kuruluş takvimi ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

- Fikri mülkiyet günümüzde uluslararası rekabette önemli bir araç haline gelmiş durumdadır. Bu nedenle toplumun tüm kesimlerinde fikri haklar ile sınai mülkiyet bilgisi ve bilincinin artırılması önem taşıyor. Akademiden beklenti bu konuda gerekli insan kaynağının yetiştirilmesi ve bu kişilerin toplumsal farkındalığın artırılmasına katkı sağlamalarıdır. Sınai Mülkiyet Kanunu ile Akademi resmen kurulmuş oldu. Akademinin fiilen faaliyete geçmesi için çalışmalara başladık, en kısa sürede çalışmaları tamamlayıp hizmet vermeye başlamayı hedefliyoruz.

AMAÇ ÜNİVERSİTELERİ TEŞVİK

- Üniversite mensuplarının buluşlarının hak sahipliğinin, en az üçte biri bulana ait olmak üzere üniversiteye verilmesi, Türkiye’deki üniversitelerdeki buluşlarda yoğun artışlar görülmesini sağlayabilecek mi?

- Üniversite mensuplarının buluşlarının hak sahipliğinin en az üçte birinin buluşu yapana ait olmak üzere yükseköğretim kurumlarına verilmesiyle üniversitelerdeki mevcut buluş potansiyelinin ortaya çıkarılması ve ekonomiye kazandırılması amaçlanmıştır. Böylelikle üniversitelerimizde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan akademisyenlerimiz için bir çeşit teşvik mekanizması oluşturmaya çalıştık. Beklenti elbette ki üniversite buluşlarının artması yönündedir.



TANITIM FAALİYETLERİ YÜRÜTÜYORUZ

- Her boyuttaki sanayicilere dönük olarak yeni yasanın getirdiği hükümlerin ayrıntılı anlatılmasını amaçlayan bir program uyguluyor musunuz? Sanayicilerin farkındalık oranı ne durumda?

- Yeni kanunun getirdiği yeniliklerini anlatmak için toplantılar düzenliyoruz. Aynı zamanda sınai mülkiyet farkındalığının artırılması yönünde çeşitli faaliyetler yürütüyoruz. Örneğin, geçtiğimiz yılın Temmuz ayında Bakanlığımız, Türk Patent ve Marka Kurumu ile Teknoloji ve Lisans Yöneticileri Derneği işbirliğiyle başlatmış olduğumuz Ar-Ge Merkezleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin Sınai Mülkiyet Kapasitelerinin Geliştirilmesi Projesi kapsamında çok sayıda firmamıza uygulama örnekleriyle kapsamlı olarak sınai mülkiyeti anlattık.

Sanayicilerimizin farkındalık oranıyla ilgili araştırmalara dayalı bir rakam bulunmuyor ancak firmalarımızın yeni fikirler üreterek, bunları reel hayata aktararak ülkemizin ekonomik büyümesine katkı sağlamaları yönündeki çabalarının giderek arttığını gözlemlediğimizi söyleyebiliriz. Bunda Bakanlığımızın ve hükümetimizin kanuni düzenlemelerle ya da vergi indirimleriyle doğrudan veya bağlı kuruluşlarımız TÜBİTAK ve KOSGEB vasıtasıyla özellikle Ar-Ge faaliyetlerinde sağladığı teşviklerin ve desteklerin katkısının büyük olduğunu düşünüyoruz.

YATIRIMCILARI TEŞVİK EDECEK

 - Sınai Mülkiyet Kanunu, hangi özellikleriyle yabancı sermayenin gelişini ve doğrudan yabancı sermaye yatırımını etkileyecek?

- Yabancı yatırımcılar, yatırım yapacakları ülkeyi seçerken, ülkedeki mevcut sınai mülkiyet sistemine, sistemin iyi işleyip işlemediğine bakarlar. Çünkü fikri ve sınai mülkiyet haklarının güvence altında olmasını isterler. Bu nedenle Kanunla sağlanan, sağlıklı işleyen, hukuki ve kanunu altyapısı güçlü bir sınai mülkiyet sisteminin varlığı yapancı yatırımcıları ülkemize doğrudan veya dolaylı yatırıma teşvik edici bir unsur olacaktır.

FİKİRLERİNİ ÜRETİME YANSITACAKLAR

- Sınai Mülkiyet Kanunu’nun sanayicilerin ihracat yetenek ve kapasitelerine katkısı olacak mı?

- Sınai Mülkiyet Kanunu’nun sanayicilerin ihracat yetenek ve kapasitelerine katkısı, ürettikleri yeni fikirler ve bu fikirleri üretime yansıtarak ortaya çıkaracakları katma değer sayesinde olacaktır.

Biz Türk Patent ve Marka Kurumumuz rehberliği ile sanayicilerimizin sınai mülkiyet konusundaki bilgi ve becerilerini dolayısıyla kapasitelerini artırmaya yönelik seminerler düzenleyerek, eğitimler vererek farkındalık faaliyetlerinde bulunuyor, bu doğrultuda hedef kitlelere özel projeler geliştiriyoruz.

COĞRAFİ İŞARET TESCİLLERİ YETERSİZ

- Coğrafi işaretler konusunda nasıl yenilikler getirildi. Bugüne değin Türkiye’de coğrafi işaret tescilleri ne durumdaydı ve beklentilere göre nasıldı?

 

Coğrafi işaretlerde en önemli yenilik, tescilli ürünlere amblem kullanımı zorunluluğu getirilmiş olmasıdır. Bununla tüketicilerin tescilli coğrafi işaretli ürünleri piyasada kolayca ayırt etmesi, elde edilen katma değerin artırılması, hem üreticinin, hem tüketicinin coğrafi işaret tescilinden azami faydayı elde etmesi amaçlandı.

Ayrıca, bu amblemin, tescilde belirtilen şartlara uygun üretilmeyen ürünler üzerinde kullanılması hukuki sonuçlar doğurabilecek. Böylece amblemin usulsüz kullanılarak tüketicilerin aldatılması engellenmiş oldu.

Tescilli ürün adlarının, tescilde belirtilen özelliklere uygun olarak doğru ürünler üzerinde kullanılıp kullanılmadığı, bütün aşamalarda sıkı bir şekilde denetlenecek. Bir diğer yenilik, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adını tescil ettirenlerin denetim raporu sunma süresinin 10 yıldan 1 yıla düşürülmesidir. Bu da yine korumanın etkinleştirilmesi, tüketicilere daha güvenli alışveriş imkânı sunulması amacını taşımaktadır. Ayrıca, başvuruların ilan süresi altı aydan üç aya indirilerek tescil süresi üç ay kısaltıldı.

COĞRAFİ İŞARETLERİ TESPİT EDECEĞİZ

Türkiye’de coğrafi işaret tescilleri son yıllarda oldukça artış göstermekle birlikte ülkemizin yöresel, kültürel değerlerinin zenginliği ve çeşitliliği dikkate alındığında yeterli olduğu söylenemez. Mevcut durumda tescilli coğrafi işaretimizin sayısı 200, başvuru aşamasındaki coğrafi işaretimizin sayısı ise 297’dir. İki adet coğrafi işaretimiz aynı zamanda Avrupa Birliğinde tescillidir. Bir adet coğrafi işaretimiz tescil edilmek üzere AB Resmi Gazetesinde ilan edilmiştir, ilan süresi sona erdiğinde resmen AB tescilli olacak. Altı adet coğrafi işaretimiz de AB tescili için inceleme aşamasındadır. Ulusal tescilin yanı sıra bu tescilleri uluslararasına da taşımak gerekiyor ki ekonomiye katkısı artsın. Biz yeni kanunla korumayı daha da etkinleştirerek aynı zamanda uluslararası başvuru yapıldığında tescilin elde edilmesini kolaylaştırmaya yönelik tedbirler almış olduk.

Kanuni düzenlemelerin yanı sıra Türk Patent ve Marka Kurumu öncülüğünde kurumlar arası işbirliği ile ülkemizde coğrafi işaret tesciline konu olabilecek değerlerimizin tespit edilmesi, ulusal ve uluslararası boyutta tescillenmesi, bunların küresel olarak markalaşmasının sağlanarak ekonomik kazançlara dönüştürülmesi için de projeler yürütüyoruz.  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106