Öne Çıkanlar ÇOSB ISO 50001 Prof. Dr. İlhan Helvacı ÇOSB Endüstri 4.0 laboratuarı TEKİRDAĞ İSTİHDAM FUARI 2018 İKV BAŞKANI AYHAN ZEYTİNOĞLU

Dijital dönüşümün dışında kalan hiçbir sektör yok

GİRAY DUDA

Endüstri 4.0 doğal olarak gündemimizin ön sıralardaki yerini koruyor ve daha uzun süre koruyacak. Dijital dönüşüm, iş dünyasındaki hemen hemen her sektörde faaliyet gösterenlerin kaçınılmaz biçimde tanışacakları bir olgu. Dijital dönüşümün ayrıntılarını ve gerekliliğini, dönüşüm yolunda hangi aşamalardan geçildiğini, birçok şirketle projeler yürüten Siemens’in Dijital Dönüşüm Sözcüsü Derya İren ile konuştuk.

- Sayın İren, siz Türkiye’de az sayıda kişinin yaptığı bir işi, Endüstri 4.0 sözcülüğünü yapıyorsunuz değil mi?

- Evet. Ben dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 konusunda şirket sözcülüğünü yapıyorum. Yaklaşık 18 yıldır Siemens Türkiye’de çalışıyorum. Yaklaşık 16 yıl kalite yönetimi, süreç yönetimi, proje yönetimi alanlarında görev aldım ve bunun son dört yılında da şirket bünyesinde iş mükemmeliyetçiliği görevini yürüttüm. Yaklaşık iki yıldan bu yana da Dijitalizasyon ve Endüstri 4.0 Pazarlama Yöneticisi olarak şirketin Dijitalizasyon ve Endüstri 4.0 konusunda sözcülüğünü üstlendim.

► ÇOK YÖNLÜ BİLGİLENDİRME YAPIYORUM

- Dijitalizasyon ve Endüstri 4.0 sözcülüğü ne anlama geliyor?

- Bizim adımıza bu işin birkaç boyutu var. Önce bir sosyal sorumluluk boyutu var. Ülke çapında bu konunun bilinirliğini ve bilinç seviyesini artırmak için üniversitelerde, sivil toplum örgütlerinde ve çeşitli kuruluşlarda seminerler veriyor, konuşmalar yapıyoruz. Bunun paralelinde de anahtar müşterilerimizle iş geliştirme çalışmaları yürütüyoruz. Yine buralarda, satış ekiplerimiz ve uzmanlarımızla birlikte müşteri ziyaretleri yapıyorum. Dijital dönüşüm projelerinin muhatabı artık teknik ekiplerin yanı sıra C-Level dediğimiz seviyedeki yöneticiler oluyor. Bu tarz dönüşüm projelerinde kararlar C-Level’da alınıyor. Uzman ekiplerimizle birlikte şirketlerin üst yönetimleri ile ilişkilerin yürütülmesi, birlikte iş geliştirme çalışmalarını yürütmek de bizim işimizin bir parçası. Ama bunun dışında dijitalizasyon ve Endüstri 4.0 adına makaleler yazmak, medya ilişkilerini yürütmek ve sunumlar hazırlamak şeklinde bir çalışma tempomuz var. İki yıldan bu yana 100’ü aşkın etkinliğe katıldım. Benim dışımda da uzman arkadaşlarımız, yöneticilerimiz birçok etkinlikte Siemens adına yer alıyorlar.

► ARKAMIZDA BÜYÜK BİR EKİP VAR

- Dijital dönüşüm ya da Endüstri 4.0 için şirketinizde kalabalık bir ekip mi çalışıyor?

- Bu alanda pazarlama kısmını ben yürütüyorum. Arka plandaki ekip ise gerçekten çok büyük. Biz Dijital Endüstriler, Akıllı Altyapılar, Enerji, sağlık, ulaşım gibi konularda dünya çapında iddialı bir şirketiz. Her konuda Türkiye ve Almanya’da ayrı ayrı uzman ekiplerimiz var. Yani geniş bir yelpazede değişik sektörlerde işler yapıyoruz. Bu konudaki en büyük şansımız ise Siemens’in elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalizasyon konusunda zaten uzun yıllardır çalışıyor olması.

Dolayısıyla Endüstri 4.0 henüz bu denli popüler bir kavram değilken bile dijitalizasyon uzmanlığımızla bu alanda çözümler geliştiriyorduk. Global yatırımlar ile bünyemize katmış olduğumuz bir çok yazılım şirketi ile de portföyümüzü oldukça geliştirdik.

Ben ağırlıklı olarak dijital endüstriler bünyesinde yer alıyorum. Elbette her aşamada ekip arkadaşlarımızla paralel çalışmalara da katılıyorum. Projelerimize başlarken Türkiye’deki veya başka ülkelerdeki değerli uzmanlarımızla bir araya geliyoruz. İş planını hazırlıyoruz. Yani arkamızda çok güçlü ekibimiz hazır bekliyor.

► KAMU İLE YAKIN TEMASTAYIZ

- Dijital dönüşüm, Endüstri 4.0 Türkiye’de 5-6 yıldır ön planda tartışılan bir gündem maddesi. Kamu kesimi, özellikle Sanayi Bakanlığı, dijital dönüşümde geri kalmamak, hızlı ve doğru hareket etmek adına çok yönlü ve yoğun bir çalışma içine girdi. Ancak son dönemde faaliyetlerin yankıları bize fazla ulaşmıyor. Belki de son bir yıl içinde 3 tane büyük seçimin yapılması ve bu seçimlerin yarattığı tartışmalar bizim dikkatimizi başka bir yöne çevirmiş de olabilir. Siz ne diyorsunuz? Ekonomi yönetiminin dijital dönüşüm yürütücüleri ile doğrudan bağlantınız var mı?

- Evet, arka arkaya gelen seçimler ülkenin kimi gündem maddelerinin geride kalmasına neden oldu. Bizim elbette farklı düzeyde ilişkilerimiz var çeşitli bakanlıklar ve bürokrasi ile. Dijital endüstriler bölümü direktörünün de dahil olduğu çalışma grupları var. Ben de bazı çalışma gruplarında yer alıyorum. Yani bizde bir çok farklı biçimde ve seviyede temsil yapılabiliyor.

► AYRINTILI BİR YOL HARİTASI OLUŞTURULDU

Dijital dönüşüm hakkında, spesifik olarak Kalkınma Bakanlığı’nın çalışma gruplarında yer aldım. Geçtiğimiz yıl bu konuyla ilgili Ankara’da birkaç paralel toplantı yapıldı. Sivil toplum örgütleri, üniversiteler, özel sektör şirketleri ve devlet kurumlarındaki uzmanlar bir araya gelerek tartışmalar yaptık ve görüşlerimizi paylaştık. Bir yol haritası hazırlanmadan önce hepimizden görüşler alındı. Ardından, gerçekten de bir çok bileşeniyle birlikte geniş kapsamlı, ayrıntılı bir yol haritası oluşturuldu.

► BİRAZ DAHA ODAKLANMALIYIZ

Bunun paralelinde de TÜBİTAK ve KOSGEB’le birlikte bu işin finansal olarak şirketlere destek sağlanması amacıyla bir takım programların çalışmaları yürütüldü. Bunun dışında örneğin İstanbul Kalkınma Ajansı’nın TÜRKONFED’le birlikte yürüttüğü bir Dijital Dönüşüm Merkezi projesi var. Onun Danışma Kurulunda görev alıyorum. Birçok projede, gönüllülük esasıyla, uzmanlığımızla, fikirlerimizle şirket olarak destek olmaya, katkı sağlamaya çalışıyoruz. Aslında bir takım faaliyetler yürüyor ama biraz daha odaklanmak, biraz daha gayret gerekiyor. Başlangıçtaki o heyecan, istek ve ivmeyi bir miktar yitirdiğimizi gözlemliyorum. Tekrar harekete geçmenin güzel olacağını düşünüyorum.

► DEĞİŞİM BÜTÜN DÜNYAYI ETKİLİYOR

- Yol haritasına, Sanayi Bakanlığı’ndan başlarsak, Kalkınma, Tarım, Enerji, Ulaştırma ve Ticaret Bakanlığı gibi neredeyse tüm bakanlıkların bir katkısı ve katılımı sözkonusu olmuş herhalde değil mi?

- Biz bunu dijitalizasyon şemsiyesinde toplamak istedik. Bir konsept olarak da baktığınızda işin üretim ve endüstri bacağı bir yana örneğin enerjinin üretimi ve dağıtımında arz ve talebin dengelenmesinde, akıllı şebekelerde dijitalizasyon hemen karşımıza çıkıyor. Sağlıkta dijitalizasyon başlığı altında birçok öncü çalışmalar görüyoruz. Akıllı binalar, akıllı şehirler ve akıllı altyapılar gibi konuları da düşünürsek bundan bağımsız bir sektör veya bir alan yok. Bu değişim dönüşüm bütün dünyayı etkiliyor. Her yerde de bunun uzantısı olarak neler yapılabilir diye düşünülüyor ve gerekli çalışmalar yapılıyor.

► NİCE DEV ŞİRKET BATTI

- Endüstri 4.0’da öncü ülke Almanya gibi gözüküyor. ABD ve diğer batı ülkelerinde de kayda değer ilerlemeler sağlanmış. Türkiye de treni kaçırmamak için azımsanmayacak çaba gösteriyor. Almanya ve diğer öncü ülkeler dijitalizasyon konusunda başlangıç hızıyla yola devam ediyorlar mı? Şu anda neredeler?

- Endüstri 4.0’ın adını koyan Almanya ama bu olayı doğru anlamak ve kavramak gerekiyor. Dünyada iş dünyasında 2000 yılından bu yana çok ciddi değişiklikler oluyor. Kimi dev şirketler ortadan kalktı. Fortune 500 listesindeki şirketlerin yarısı bugün yaşama veda ettiler. Yepyeni birçok genç şirket de inanılmaz hızla büyüdü. Şu anda dünyamızda her şey hızla değişiyor. Teknolojiler küçülüyor ve ucuzluyor. Teknolojiler birbirleriyle etkileşime geçerek farklı etki alanları yaratıyor.

► ALMANYA’NIN PLANI 20 YILLIK

Öte yandan müşteri beklentileri değişiyor. Yeni kuşaklar, yani Y ve Z kuşakları alıcı olmanın ötesinde karar verici noktalara geliyorlar. Aslında iş dünyasının dinamikleri değişiyor. Her ülke, bu değişime ben nasıl ayak uydururum, rekabet şansımı nasıl olur da kaybetmem ve geride kalmam diyerek şirketlerini, uzmanlarını, bilim insanlarını bir araya getirip yol haritaları hazırladı. İşte Almanya 20 yıllık bir plan, yol haritası hazırlayıp buna Endüstri 4.0 adını verdi.

Bunun karşısında Çin’in ‘Made in China 2025’ programı var. Amerika Birleşik Devletleri’nde endüstriyel faaliyetlerin yeniden ABD topraklarına getirilmesiyle ilgili çalışmalar yürütülüyor. Birçok ülke, oyunun kuralları değişirken, kartlar yeniden dağıtılırken işin neresinde olacaklarını belirlemek üzere yol haritaları oluşturdular. Aslında dijitalizasyona Almanya’dan çıkan bir değişim hareketi olarak değil de gelen dalgaya Almanya’nın hızlı bir biçimde cevap vermesi olarak bakmak daha doğru olur.

► DEĞİŞİM DÜNYA ÇAPINDA

- Endüstri 4.0 adını Almanya’nın koymuş olması ve sizinki gibi dev Alman teknoloji şirketlerinin kimi dijitalizasyon çalışmalarına her yönden yardımcı olması, projeler hazırlaması ve yönetmesi, dijitalizasyonla bu ülkenin özdeşleşmesi sonucunu beraberinde getirdi.

- Ama büyük resme baktığınızda, dünya çapında büyük değişim yaşandığını görüyorsunuz. İhtiyaçlar, üretim biçimleri değişiyor. Farklı müşteri talepleri ortaya çıkıyor. Şirketler bunları karşılayabilmek amacıyla mücadele ediyorlar, başarabilen ayakta kalıyor. 2000 yılından beri yaşananlar bunu ortaya koyuyor. Başaramayanlar yok oluyor.
Gittikçe acımasızlaşan ve belirsizleşen bir iş ortamı söz konusu. Karmaşık, belirsiz bir ortamdayız. Ben bunu siste araba kullanmaya benzetiyorum. Görüş mesafemiz kısalırken bir yandan virajlar artıyor ve aracımız hızlanıyor. Eskiden şirketler orta ve uzun vadeli planlar yapardı. Şimdi bu vadeler çok kısaldı. Pazara yeni ürün çıkarma süreleri kısaldı, ürün yaşam döngüleri kısaldı, bütçeleme dönemleri bile çok kısa. O yüzden çok hızlı hareket etmeniz, bu değişime ve dönüşüme cevap vermeniz ve daha esnek yapılara kavuşmanız gerekiyor. Aslında bütün mesele dijitalizasyonu kullanarak bu değişim ve dönüşüme ayak uydurmaktır. Dijitalizasyon, bu dönüşümü kapsayan bir kavram niteliğinde.

► ‘NEDİR’DEN ‘NASIL’A GEÇTİK

Almanya’da ara değerlendirme raporları yayınlıyorlar. İlk yıllarda bu nedir, ne oluyor ve altındaki teknolojiler neyi ifade ediyor diye konuşuyorduk. Şimdi de nasıl aşamasına geçtik. Nasıl yapacağız, hangi adımları atmalıyız diye soruyoruz. Bir de bir yerlerde pratikler ortaya çıktıkça, bir takım rakamlar ve dersler ortaya konuluyor. Nereden nereye gelindiğine bakarak bu süreçte de çok şey öğreniyoruz. Operasyonel alanda gerçekleşen projeler sonrası yayımlanan makaleler ile çalışmaların sonuçları ve yapılan iyileştirmeler rakamlar ortaya konularak açıklanıyor. Git gide “use case” dediğimiz bu örneklerin arttığını görüyoruz. Örneğin otomotiv devi Maserati, üretim süreçlerini Siemens çözümleri ile dijitalleştirdi.

► DÖNÜŞÜMÜN DÖRT ÖNEMLİ BACAĞI VAR

- Dijitalleşme ya da dijital dönüşümü siz çok daha geniş kapsamlı bir konsept olarak sunuyorsunuz.

- Dijital dönüşümün sadece operasyon bacağı yok. Proje örnekleri ağırlıklı olarak operasyon bacağını işaret ediyor ama aslında dönüşümün dört bacağı var. Sanayi 4.0 konseptiyle birlikte hız kazanan dijital dönüşüm, tüm şirketi baştan sona etkiliyor. Burada sadece üretimin/operasyonun dönüşümünden değil, müşteri ve pazara bakış, yeni iş modelleri, çalışanların kültürel dönüşümü, yeni ürün ve çözümlerin eliştirilmesi gibi bütünsel bir dönüşümü yaşıyoruz.

Her yerde bunu vurguluyoruz, anlatıyoruz. Müşterilerle yeni iş modelleri, yeni yaklaşımlar ortaya koymak için çabalıyoruz. Çünkü bugün baktığınızda paylaşım ekonomisinin olduğu bir dünyada yaşadığınızı görüyorsunuz. Artık satın alma değil, kiralama, abonman olma gibi kullanımlar yaygınlaştı. Bugün nasıl bisiklet kiralıyorsak aynı paylaşımlı model otomobiller için de geliştirildi. Modern makine üreticisi için makinasını parça başı kiraladığı iş modellerine geçildi. Şimdi bu modellere geçilmişken siz klasik, eski modellerle çalışırsanız rekabet şansınızı yitiriyorsunuz. O yüzden operasyonunuz ne kadar başarılı olursa olsun müşterilerle yeni yaklaşımlar, yeni iş modelleri kurmak zorundayız.

Elbette üründe inovasyon ve yeniliklere mecburuz. Aynı ürünü teknolojileri kullanarak çok daha verimli üretmeye devam edebilirsiniz. Ama sizinkinden daha inovatif bir ürün çıkarsa rekabet şansınız kısa sürede ortadan kalkabilir. O yüzden inovasyon ve yenilik dönüşümün bir başka ayağı.

► İNSAN UNSURU ÇOK ÖNEMLİ

Operasyon, müşteri ilişkileri, inovasyon ve yenilik dedik. Sıra çalışanlara geldi. Değişimin temel bir yanı insanı kapsıyor ve bunun da kültürel yanı var. Meslekler değişiyor, iş yapış yöntemleri değişiyor ama üretimin en çok katma değer yaratan ve gittikçe de daha fazla katma değeri yaratması gereken unsuru her zaman insandır. Dolayısıyla burada da etkinlikler anlamında insanın değişmesi ve dönüşmesi, kültürel anlamda değişmesi ve dönüşmesi, direnç noktalarının kırılması, hata yapma özgürlüğünün sağlandığı ortamlarla birlikte inovasyonun filiz vermesi işin çok önemli bir başka boyutu.

Bu dört unsuru ele alan şirketler daha orta ve uzun vadeli olarak geleceğe bakıyor. İçerik sürekli değişse de devam eden bir yolculuk var. Bu olay, bir şirketin hemen endüstri 4.0’a geçivereceği bir konsept değil. Biz şu anda değişen bir dünyadan bahsediyoruz ve bunun içerisinde yaşıyoruz. Buna adapte olan başarıya ulaşıyor, olamayan yok oluyor. Aslında bu kadar basit.

► SIKINTILARLA BİRLİKTE FIRSAT DA GELİYOR

- Anlattıklarınız zorluğu bir yana zaman ve finans açısından ürkütücü geliyor insana. Her bir ayakta ayrı ayrı ayrıntılı, derin projeler yürütülmesini gerektiriyor. Hele bugün iç piyasaya satamayan, nakit sıkıntısı çeken, dövizle boğuşan, ihracatı azalmış şirketlerimizin buna bakıp yola çıkması bayağı cesaret gerektiriyor.

- Yatırımlar sırasında para tabii ki en büyük engellerden, kısıtlardan birisidir ama biz de hiçbir zaman bolluk, rahatlık içinde yaşamadık. Sürekli olarak krizlerle, zorluklarla uğraştık. Biz hep bir mücadelenin içerisinden bir şeyler çıkarmayı başarmışız. Benzer şekilde kalkınan ülkelere bakıyorsunuz, hepsi de yokluklar ve zorluklar içinden başarıya ulaşmışlar.

Zorluklardan ve sıkıntıların içinden çıkmak için bu atmosferi bir fırsat olarak kullanabiliriz. Bugün bilgiye erişmek çok kolay. Aracıların ortadan kalktığı yeni pazarlara kolay ulaşabiliyorsunuz. Instagram artık bir Pazar yeri. Sosyal medyanın pazarlama anlamında güzel fırsatları var. Melek yatırımcılık hayli yaygınlaştı. Startuplar destekleniyor. Büyük şirketler, inovatif girişim ve fikirlere ortak olmak için hazırda bekliyor.

- Sanayi şirketlerinin hemen hepsinin dijitalleşmeye, dönüşüme hızlı adım atmak istediğini biliyoruz. Bunun için size gelip kapınızı çalsalar, siz onlara neler söylüyorsunuz? Nereden başlıyorsunuz?

- Bu bir ekosistem. Size Siemens’i örnek vereyim. Biz de bir yandan kendimiz dijital dönüşümü yaşıyoruz. Çalışanlarımızı eğitiyoruz, yeni inovatif ürünler ortaya çıkarıyoruz. Kendi dönüşümümüz sürüyor.

Bir yandan da dijital dönüşüm projelerinde edindiğimiz bilgileri yeni projeler için kullanıyoruz. Çok çeşitli sektörlerdeki işleyişi bilmek, o sektörü yakından tanımak elbette ciddi bir avantaj. Oradaki avantajımızı, yeni ürün ve çözümlerimizle müşterilerimizi dijital dünyaya taşımak için kullanıyoruz.

► KENDİNİZİ TANIMALISINIZ

Diğer yandan dijital dönüşümün birçok boyutu var. Eğer değişim yönetiminden bahsediyorsak, nerede olduğumuzu ve nereye gitmek istediğimizi bilmeden çözümlere girersek orada hayal kırıklığı yaşıyoruz. Ben bir şirket olarak açıklarımı, eksik noktalarımı doğru tespit edemezsem, bir yol haritası ortaya koymak anlamında kendi ihtiyaçlarımı ortaya koyamazsam nereye gitmek istediğimi doğru anlatamam.

Dijitalleşmeyi istiyorum ama ben yeni pazarlara mı ulaşmak istiyorum, ürünlerimde inovasyonu mu artırmak istiyorum gibi temel hedeflerimizi ortaya koymalıyız. Şirketlerin genel durumlarını kendilerine anlatan yönetim danışmanlığı sistemleri var. Ancak bizim uzmanlığımız operasyon. Yani biz sahada uzmanız. Büyük bir tecrübeye sahibiz ve bunu kullanarak müşterilerimize yön verebiliyoruz. Referans projelerde ve kendi fabrikalarımızda edindiğimiz bilgi ve tecrübeyi yeni müşterilerimiz için kullanıyoruz. Çok ciddi katkılar sağlıyoruz.

► ELİMİZDE PERİ TOZU YOK

- Sizin biraz önce saydığınız dört bacağı yeni gelen müşterilere sayınca korkanlar oluyor mu?

- Burada büyük bir konseptten bahsediyoruz. Bu iş çok kolay, hemen yaparız diye işe girişince bir süre sonra işin içinden çıkamıyorsunuz. Doğal olarak müşteri de mutlu olmuyor. Bizim hep birlikte bu gerçekliği doğru anlamamız gerekiyor. Burada bir peri tozu yok. Konuyu tüm boyutlarıyla doğru anlatmalıyız. Doğruyu algılayıp yol haritasını buna göre saptamadığınız zaman paraları boşa harcamış oluyorsunuz. O zaman da ‘ben bu kadar yatırım yaptım, neden karşılığını alamıyorum’ diyoruz. Resmi doğru çizersek, daha akıllı adımlarla, geri dönüş sürelerinin daha doğru olduğu biçimde yol alırız.

İşin tabii şöyle bir boyutu da var. Özellikle KOBİ’lerde bunu yaşıyoruz. Bu iş dalga dalga. Kimi altyapısal eksikliklerinizi tamamlamadan örneğin makine öğrenmesi, yapay zekaya geçemiyorsunuz. Şimdiki altyapınızla bilgi güvenliğiniz var mı, veri toplayabiliyor musunuz, bu verilerin doğruluğundan emin olabiliyor musunuz? Çeşitli yatırım aşamalarıyla belli bir süre sonra en üst düzeye gelebilirsiniz. Bu yolda, geçmişte yapmadığınız ödevler karşınıza çıkıyor ve sizden yapılmasını bekliyor. Aşama aşama, adım adım yol almak zorundayız.

Dijital dönüşümün kısa bir yolu olmadığını anlamak gerekiyor. Teknolojik bir altyapınız, doğru bir networkunuz yoksa bunun üzerine bilgi sistemlerini kuramıyorsunuz. Eğer iyi bir bilgi sisteminiz yoksa üzerinde ERP sistemleriyle iş analizi yapamıyorsunuz. İşte bu yüzden bu iş 20-30 yıllık dönüşüm.

Evet, bütün bunlar gerçekten konuşurken korkutucu geliyor. Çevremizdeki, filmlerdeki süper teknolojilerden, robotlardan dolayı hepimiz kaygılanıyoruz. Bilinmezlik korku yaratıyor. Ama siz bu işi yapacaksanız değişimden kaçmanız mümkün değil. Gerekeni ne kadar doğru ve hızlı yaparsanız ayakta kalıyorsunuz.

► KÜÇÜKLER, BÜYÜKLERİ DEVİREBİLİR

- Sanayiciler, üretim yaparken, içinde bulundukları sosyal ve ticari ortamda, mesleki temaslarında, ihracat faaliyetlerinde dijital dönüşümün kendileri için gerekli, zorunlu olduğunun farkına varıyorlar. Örneğin Fransa’ya sattığınız üründe rakipleriniz bu dönüşümü başarmış ve maliyeti düşürüp verimliliği artırmışsa, birim fiyatı sizden daha düşük olarak sunuyorsa onun şansı artıyor.

- Evet, bugünün devleri bir anda büyük bir çöküntü yaşayabiliyor. Siz bir bakıyorsunuz ki inovatif ürün satan küçük şirketler pazarı tamamen ele geçirmiş durumda. Bunun çok örneği var. Sektörde dengeler çok hızlı biçimde değişebiliyor. Arz ile talebi buluşturan platformlar bir anda sektörleri değiştirebiliyor. Benzer yapılar gitgide iş dünyasının her yerine yayılıyor. Siz buna hazır olmalısınız.

Bugün otomotiv sektörü harıl harıl şunu konuşuyor. Elektrikli arabalar gerçekten satılacak mı yoksa kiralanacak mı? Otomobilin asıl faydası sizi bir yerden başka yere götürmesi. Yeni nesil bir yerde yatıp duran şeye değil faydaya yatırım yapmak istiyor. Eski nesiller için sahip olmak çok önemli idi ama şimdi değer, fayda daha önemli. Bunu doğru kavramadığınızda, şirketinizin vizyonunu, geleceğini buna yönelik şekillendirmediğinizde dev bile olsanız rüzgarın önünde duramayıp yıkılıyorsunuz. ●

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Altay Onur 5 yıl önce

Derya Hanım dijital dönüşümü ve sirketlere yansiyan boyutlarını çok kompakt şekilde özetlemiş. Teşekkürler.

banner115

banner114

banner113

banner112

banner111

banner110