GİRAY DUDA
Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı askeri işgal hareketi ile başlayan savaş devam ediyor. Tüm dünyanın Ukrayna için üzüldüğü bir ortamda, bu ülkede olan işinsanlarımızdan, Türk Ukrayna İşadamları Derneği Başkanı (TUİD) Burak Pehlivan ile görüştük. Burak Pehlivan, bize şu anda içinde bulundukları ortamı, Ukraynalıların yaşamını anlattı. Savaş nedeniyle tahrip olan veya eskiyen altyapının yenilenmesi için birkaç yüz milyar dolarlık harcama yapılması gerekeceğine dikkat çekti.
- Sayın Burak Pehlivan iyi çalışmalar. Sizinle Skype aracılığıyla görüşüyoruz. Şu anda neredesiniz?
- Ukrayna’da Kiev’deyim.
- Savaşın başından beri orada mısınız? Türkiye’ye de geldiniz mi?
- Savaş başladıktan sonraki 6 aylık dönemin tahmin ediyorum 3 ayını Ukrayna’da geçirdim. Birkaç haftasında Türkiye dışında başka ülkelerde bulundum. Bunun dışında hep Ukrayna’da kaldım.
SAVAŞ UZAYINCA İLGİ AZALDI
- Savaş 24 Şubat’ta başladı ve aradan tam 6 ay geçti. Son birkaç aydır savaşa olan ilgi azaldı neredeyse savaşla ilgili hiçbir haber yayınlanmıyor gazetelerde, televizyonlarda. Şu anda savaş ne durumda, orada neler yaşanıyor bize anlatır mısınız?
- Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil. Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşla ilgili istatistiklere bakacak olursak, batıda da, ülkemizde de, gerek sosyal medya yazılarında gerekse google sorgulamalarında çok keskin düşüşler olduğunu görüyoruz. İnsanların ilgisinin azalması da doğal olarak gerek görsel medyanın, gerek yazılı basının ve gerekse sosyal medyadan yayın yapanların ilgisini azalttı. Bunu da doğal görmek lazım. Ancak, 24 Ağustos’ta savaşın altıncı ayında ve Ukrayna’nın bağımsızlığının 31’inci yıldönümü vesilesiyle Kievle ilgili haberlerde artış görüldü. Savaşla ilgili haberler daha çok gündeme geldi.
Aynı şekilde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Ağustos’ta beraberindeki 5 bakan ile gerçekleştirdiği bir ziyaret vardı. O ziyaret öncesinde, ziyaret sırasında ve sonrasında Türk medyasında Ukrayna’nın ciddi biçimde gündeme geldiğini gördük. Bu da doğal karşılanmalı. Savaşın o ilk aylarındakine benzeyen bir askeri hareket de yok. Kiev’in yakın çevresinde Kiev Muharebesi olarak nitelendirilen bir savaş vardı. O da elbette haftalarca konuşuldu. İnsanlığın yaşadığı şokun, Avrupa’nın göbeğindeki bir yerde 77 yıl sonra böyle bir savaşın nasıl yaşanabileceğinin yarattığı travmanın oluşturduğu bir durum da sözkonusuydu. Aradan geçen aylar sonra insanların ilgilerinin başka yönlere kayması doğal görülmeli.
YÜZDE 20-25’İ İŞGAL ALTINDA
- Peki savaş ne durumda? Ukrayna’nın nereleri işgal edildi? Çatışmalar hangi boyutta devam ediyor?
- Ben de bu konuda herkese açık olan bilgileri paylaşabilirim. 2014 senesinde, Ukrayna’daki yönetim değişikliği sonrasında Rusya Federasyonu Kırım’ı ilhak etti. O dönem için ülkenin sanayisinin yüzde 25’inin bulunduğu, ihracatının yüzde 25’ini gerçekleştiren Dombas bölgesinde Lugansk ve Luhansk eyaletlerinin bir bölümünü işgal etti. Bu savaş sırasında doğuda Donets ve Lugansk eyaletlerinin bir bölümünü ele geçirdi. Ukrayna’nın şu anda yüzde 20-25’inin geçici olarak Rusya’nın işgali altında olduğunu söylememiz mümkün.
KİEV’DE HER TÜRLÜ ÜRÜNÜ BULMAK MÜMKÜN
- Şu anda kentlerde yaşam nasıl sürüyor? Yiyecek içecek sıkıntısı var mı? Gerekli olan şeyler kolayca tedarik edilebiliyor mu?
- Ben başkent Kiev ve daha batıda yer alan şehirler için konuşabilirim. Ukrayna ekonomisi bu süreçte çok büyük dayanıklılık gösterdi. Bankacılık sistemi ve Merkez Bankası tıkır tıkır çalışıyor. Ukrayna dış borçları nedeniyle iflas etmedi. Geçtiğimiz günlerde bir yeniden yapılandırma gerçekleştirdi. Ülkede bir döviz krizi, ithalat krizi yok. Her ne kadar lojistik problemi olsa da hemen hemen her türlü ürünü bulmak mümkün. Kiev’de de bulmak mümkün.
İkinci önemli konu, Ukrayna halkı çok dayanıklı bir halktır. Adaptasyon yeteneği çok yüksek olan renkli insanlardır. Savaşın getirdiği yeni şartlara çok hızlı biçimde uyum gösterdiler, adapte oldular. Bu, herkesin savaşı benimsediği anlamına gelmiyor. Tabii ki kimse savaşın devam etmesini istemez. Ancak Ukraynalılar açısından toprak bütünlüğünün ne kadar önemli olduğunu anlamamız lazım. Sonuçta ülkeleri işgal altında. Dolayısıyla mevcut şartlarda bir yandan vatan savunmalarını gerçekleştirirken bir yandan da yeni duruma adapte olmaya çalışıyorlar.
SİRENLER ÇALINCA SAVAŞI HATIRLIYORUZ
Ülkenin belli bölgelerinde, hatta tamamında diyebiliriz, savaşı şöyle hissediyorsunuz. Rusya biliyorsunuz füze saldırıları gerçekleştiriyor. Füzeler algılandığı zaman hava sirenleri çalıyor. Hava sirenleri, ülkenin neresinde olursanız olun size savaşı hatırlatıyor. Ama onun dışında, günlük yaşamın içerisinde Şubat, Mart aylarında yaşandığı gibi Kiev, Harkov, Sumi, Nikolaev gibi önemli kentlerde sıcak savaş ortamı yok.
SANAYİ ÜRETİMİ GERİLEDİ, İŞSİZLİK YÜZDE 50’YE ÇIKTI
- Peki iş yaşamı nasıl sürüyor? Ofislerde, fabrikalarda çalışmalar devam ediyor mu? Bankalar normal çalışıyor mu? İnternet, elektrik, su altyapıları işliyor mu?
- İnternet, elektrik, su, telekomünikasyon altyapılarının hemen hemen savaş öncesi kapasitesinde çalıştığını söyleyebilirim. Bütün lojistik sistemleri çalışıyor. Bankacılık işlemleri de sorunsuz devam ediyor. Her türlü ürün grubunu çarşıda, pazarda, marketlerde bulmanız mümkün. İthalat ve ihracat çökmüş durumda değil.
Fakat savaş ekonomisi, kaybedilen topraklar, liman ablukaları sorun çıkarıyor. Biliyorsunuz Türkiye’nin inisiyatifiyle geliştirilen bir tahıl koridoru var. Tahıl koridoru, yani Karadeniz’deki üç liman üzerinden dünyaya ihracat fırsatı doğdu. Ama ihracat ve ithalatın geçmişte savaş öncesinde dış ticaretinin yüzde 80’ini deniz yoluyla gerçekleştiren bir ülkeden söz ediyoruz. Dolayısıyla buradaki kapasite kaybı ekonomiye ciddi olumsuz etkide bulundu. Sanayi üretimi oldukça geriledi. İşsizlik yüzde 50’lere ulaşmış durumda. Kısacası, Ukrayna ekonomisi, bu savaştan insani kayıplarda olduğu gibi iktisadi anlamda da çok ciddi biçimde etkilendi.
ZAPORİJYA AVRUPA’NIN EN BÜYÜK SANTRALİ
- Bu arada Ukrayna, Türkiye ve birçok ülke çok önemli bir tehlike atlatmışız. Zelenski’nin açıklamasına göre Zaporijya nükleer santralinin elektrikleri kesilmiş. Çernobil benzeri büyük bir felaketle karşı karşıya kalmışız. Sizin bu konuda bilginiz var mı?
- Ukrayna’nın elektrik üretiminin yüzde 55’i nükleer enerjiyle sağlanıyor. Zaporijya’a 6 reaktör var ve Avrupa’nın en büyük nükleer santrali olarak biliniyor. Ukrayna’nın yenilenebilir enerji kaynaklarının büyük bölümü güney bölgelerinde. Bugün baktığımızda, Rusya Federasyonu, Ukrayna’nın rüzgar enerjisinin kapasitesinin yüzde 90’ını, güneş enerjisinin yüzde 30’unu, nükleerleri de içine alan termik enerjinin de yüzde 50’sini geçici olarak kontrol altına almış durumda. Bu yaklaşık 45 bin megawattlık toplam kapasitenin 14 megawattına karşılık geliyor. Bir de 8 megawattlık enerji santralleri savaş bölgelerinin çok yakınında duruyor. Dolayısıyla enerji konusu önümüzdeki günlerde de savaşın seyrine göre çok sık gündeme gelecek. Süreç, Zaropijya’da olduğu gibi Rusya’nın enerji santralleri Ukrayna şebekesinden koparıp kendi kontrol ettiği elektrik şebekesine bağlaması biçiminde ilerliyor.
Türkiye’nin, Birleşmiş Milletlerin, Fransa’nın bu konuda ciddi girişimleri var. Uluslararası Atom Enerji Ajansının Zaporijya gibi nükleer santralleri ziyaret edip durumu yakından görmesi insanlığın yüreğine su serpmesi açısından çok önemli. Böyle güzel gelişmeler inşaallah olacak ve biz bu gelişmeleri takip ediyoruz.
SAVAŞ MAALESEF BİR SÜRE DAHA SÜRECEK
- Bu savaşın nasıl sona ereceği konusunda konuşulan tahminler neler?
- Sonuçta her savaş bir şekilde sona eriyor. Bu barışla da olabiliyor, ateşkesle de olabiliyor. Eninde sonunda bu savaş müzakere masasında sona erecek. Ne zaman ve nasıl olacak? Şu anda barışın çok yakında olduğunu söylemek maalesef mümkün değil. Türkiye’nin bu noktada Mart ayında yapmış olduğu güzel girişimler vardı. İstanbul’da taraflar bir araya geldiler ama sonuç alınamadı. Savaşın bir süre daha süreceğini öngörebiliriz maalesef. Olması gereken adil, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü dahilinde bir barışın olması gerekiyor.
ENFLASYON YÜZDE 23
- İstenilen mallar bulunuyor dediniz ama bu koşullarda fiyatları ne durumda? Enflasyon yüzde kaç oranında seyrediyor?
- Enflasyon, Ukrayna Merkez Bankası’nın akılcı politikaları sonucunda, dünyada yüksek enflasyon olmasına rağmen, yüzde 23 gibi görece çok ılımlı seviyelerde kaldı. Bu da çok büyük bir başarı aslında.
Bu konudaki bir başka önemli nokta da Ukrayna’ya gelişmiş endüstriyel demokrasilerin katkıları var. Biz aslında bu katkının olması gerekenin çok altında olduğunu düşünüyoruz. Ama öyle ya da böyle Ukrayna’ya 6 ayda 14 milyar dolar nakit girdisi sağlandı. Bunun yüzde 40’ı hibe ve yüzde 60’ı da uzun vadeli ve düşük faizli borç şeklinde. Yani ayda 2.5 milyar dolarlık nakit giriyor ve Ukrayna bütçesinin de 5 milyar dolar olduğunu düşünecek olursak, bütçe gelirlerinin yarısı batı ülkelerinden sağlanıyor. Ukrayna bankaları, kreditörlerle anlaşarak dış borçlarının hepsini uzun vadeli olarak erteledi. Dolayısıyla bugüne kadar bir tek iflas yaşanmadı. Bunlar tabii ki Hazineye rahatlama getirdi, bütçe açıklarının oluşmasını engelledi. Sonuçta savaş şartları düşünüldüğünde enflasyonun yüzde 23 oranında seyrettiğini görmekteyiz.
Sanayi üretiminde, elektrik üretiminde yarıya yakın bir küçülme var. Ukrayna’nın ağır sanayi tesisleri, enerji santralleri üretime zorunlu olarak ara verdiler. Üretilse bile lojistik problemlerden dolayı ürünler yurt dışına sevkedilemedi.
ŞU ANDA DERNEĞİMİZİN İKİ ŞUBESİ FAAL
- Derneğiniz Ukrayna’da 6 ayrı kentte faaliyet gösteriyor değil mi?
- Türk-Ukrayna İşadamları Derneği, savaş öncesinde, dünyadaki tüm işadamı dernekleri arasında en geniş şube ağına sahiptik. Ancak, takdir edersiniz ki savaşla beraber bu şubelerin hepsini yaşatmamız mümkün olmadı. İlk sıcak günlerde şubelerimizin çoğunu kapattık. Liviv şubemiz açık kaldı ve Kiev şubemizi de Nisan ayı başından itibaren açtık. Bu iki şubemizle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
İŞİNSANLARI ŞİRKETLERİNİ UZAKTAN YÖNETİYOR
- Türk işinsanları savaş başlayınca Ukrayna’dan ayrıldı. Aradan geçen bu dönemde onların işleri ne oldu? Yeniden geriye dönenler oldu mu?
- Devletimiz savaş başlayınca bütün vatandaşlarımızın ülkeyi terketmesi yolunda bir mesaj yayınladı. 17 bin dolayında TC vatandaşı Ukrayna’dan tahliye edildi veya kendisi ayrıldı. Onların içinde çok sayıda işinsanı var. Bizim burada 700 dolayında şirketimiz vardı. Savaşın başlamasından birkaç ay sonra sınırlı sayıda işinsanımızın Ukrayna’ya geriye döndüğünü gördük. Çoğunluk dönmedi. Bunun da tabii nedenleri var. Bu koşullarda gelip gitmek çok zor.
Bir başka neden de pandemi döneminde karantinalar zamanında hepimizin kazanmış olduğu bazı yeni çalışma tarzları var. Bunların en başında da uzaktan çalışma, uzaktan yönetim geliyor. Dolayısıyla çok sayıda firmamızın yönetici, işyerlerini Türkiye’den ya da başka ülkelerden yönetiyorlar. Dünyanın bütün dernekleri arasında başkanı yabancı olan ve şu anda Ukrayna’da olan tek dernek bizim derneğimiz. Çok sayıda işinsanımız, profesyonelimiz, yöneticimiz de halen Ukrayna’da çalışıyor.
TAHIL KORİDORUNUN GENİŞLEMESİ GÖRÜŞÜLDÜ
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ukrayna’yı yanındaki 5 bakanla birkaç gün önce ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında ekonomik amaçlı ne tür plan, proje ve anlaşmalar gündeme geldi?
- Ziyarete katılan bakanlarımızın portföylerine baktığımızda hangi konuların konuşulacağı belli oluyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızın heyetinde enerji, ticaret, dışişleri, savunma ve tarım bakanları vardı. Enerji çok önemli. Nükleer santral konusu var. Ukrayna’daki yenilenebilir enerji yatırımlarında Türkiye ilk üç ülke arasında yer alıyor. Ukrayna’nın kontrol altında tuttuğu bölgelere bakarsak yenilenebilir enerji belki de birinci sırada yer alıyor.
İkinci konu tarım. Savaş başlamadan önce Türkiye’nin gıda ithalatının yüzde 40’ı Rusya ve Ukrayna’dan yapılıyordu. Biz Ukrayna’dan ayçiçek, ayçiçek yağı, buğday gibi yağlı tohumları alıp, işleyip, ülke içerisinde tüketiyorduk veya yurt dışına ihraç ediyorduk. Ukrayna bizim için önemli bir hammadde kaynağıdır yıllardan beri. Buna ek olarak tahıl koridorunun Türkiye’nin, Birleşmiş Milletlerin çabasıyla açılmış olması hem Türkiye’nin diplomatik anlamda dünyadaki gücünü göstermesi açısından hem de bölgedeki sorunların çözümü açısından önemli bir olaydır. Bu koridorun daha da genişletilmesi ve işlevinin artırılması da görüşüldü.
Güvenlik ve savunma sanayi iki ülke ilişkilerinde zaten savaş öncesi de önemli bir alandı. Bu alanda basına yansıyan birçok anlaşma yapıldı.
YENİDEN İMAR İÇİN İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ
Bir başka önemli unsur da altyapı ve ticaret. Ticaret Bakanımız Mehmet Muş ile Ukrayna Altyapı Bakanı Oleksandr Kubrakov arasında, Ukrayna’nın yeniden imar ve yapılanmasına dönük olarak Türkiye-Ukrayna işbirliğini öngören işbirliği protokolüne imza atıldı. Ukrayna’nın 100 milyar dolar dolayında tespit edilmiş altyapı zararı var. Buna, bu ülkenin eskiyen ve eksik altyapısı da eklendiğinde savaş sonrasında Ukrayna’nın imar ve yapılanmasında sağlanması gereken kaynağın birkaç yüz milyar dolar olduğunu görüyoruz. Türk inşaat ve altyapı firmaları, savaş öncesinde, aralarında Kiev Borispol Havalimanı’nı, ülkenin en modern statlarından birisini, 5 yıldızlı otelleri, yüzbinlerce metrekare yaşam alanını, yol ve otoyol inşaatlarını, alışveriş merkezi ve endüstriyel tesisleri inşa ettiler. Toplam tutarı 8 milyar doları geçen 200’ün üstünde projeden söz ediyoruz. Türk müteahhitlerinin 2020 yılında en çok iş aldıkları ülke Ukrayna idi. 2021 senesinde ise üçüncü ülkeydik. Devam eden 2 milyar doların üstünde işimiz var. Ukrayna’nın yeniden yapılanmasında en büyük katkıyı verecek, Ukrayna ile teknik, mühendislik, altyapı anlamında işbirliği yapacak ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz. Bu mutabakat zaptı, çalışma/görev gücü de Türkiye’nin know how’ının aktarılmasını sağlayacak hem de Türk inşaat firmalarının bu süreçte etkin rol almasına katkıda bulunacak. Bu da gezinin en önemli kazanımlarından birisi olarak karşımıza çıktı.
YENİLEME ÇALIŞMALARI BAŞLAMALI
- Yeter ki savaş bir an önce sona ersin…
- Savaş sona ermese bile, belli bir tempoda uzunca bir süre devam etse bile Ukrayna’nın yeniden imar ve yapılanması süreci özellikle güvenli bölgelerde bir an önce başlamalıdır. Bu, birkaç nedenden dolayı önemli. Nedenlerden bir tanesi, Ukrayna halkının ülkelerinde güzel şeyler olduğunu, değişimin/dönüşümün devam ettiğini görmesidir. İkincisi, biraz önce bahsettiğimiz işsizliğe, ekonomik sıkıntılara çözüm getirmesi, ekonominin hareketlenmesi açısından önemli. Üçüncüsü de Ukrayna’nın eskiyen bir altyapısı var. Fiziksel altyapınını yenilenmesi ekonomiye katkı sağlayacaktır. Savaş orta ve uzun vadede devam edecekse de bu çalışmalara hemen başlanması Ukrayna’nın menfaatine olacaktır.