Öne Çıkanlar ÇOSB Kreş ve Gündüz Bakımevi KOSGEB BAŞKANI GİRAY DUDA Türkonfed ÇOSB Habertürk Bakış programı

70 şirket Teknopark’ımıza girmek için sırada bekliyor

GİRAY DUDA

Teknokentler ve Teknoparklar, sanayi üretimini büyütmek, yeniliklere fırsat tanımak ve inovatif ürünler geliştirmeyi amaçlayan stratejik büyüme planlarının en önemli parçalarını oluşturuyor. Hem sanayi ile bilim dünyasını buluşturuyor, hem de yeni girişimcilere fırsat açıyor. Teknoparkların işlevini ve çalışma biçimini ‘Global Sanayici’ için Namık Kemal Üniversitesi Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Bülent Eker ile konuştuk.

- Üniversiteniz bünyesindeki Teknokent hakkında bilgi verir misiniz?

- İki tane Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nden oluşuyor burası. Bunlardan bir tanesi TGB-1 olarak burada. TGB-2 adlı Teknoloji Geliştirme Bölgesi de Çorlu’da Mühendislik Fakültesi’nin yanı başında. Şu anda faal olan da orası. Yaklaşık olarak 21 tane firma var. Teknoloji Geliştirme Merkezi içerisinde Teknopark, Teknoloji Transfer Ofisi, TEKMER ve üniversite bünyesindeki Kuluçka Merkezi bulunuyor.

Teknoparklar, özel firmaların kiraladıkları, belirli alanlar içerisinde Ar-Ge ve inovasyon etkinliklerini gerçekleştirdiği yerler. 32 ile 34 metrekarelik alanlar içerisinde bunu gerçekleştiriyor firmalarımız. Bunların arasında uluslararası düzeyde de olan firma var. Bunun haricinde, Türkiye’de bilişim sektöründe en üst sıralarda yer alan bir yazılım firmamız var. Ayrıca, tarım, makine, tasarım kökenli firmalarımız var.

TEMİZ, GÜRÜLTÜSÜZ ÜRETİME AÇIĞIZ

- Firmalar çalışmak için neden Teknopark’a geliyor?

- Temel olarak iki neden sayabiliriz. Birincisi vergi sıfır. Yüzde 18 vergi ödemiyorlar. Şirketleri orada kuruyorlar veya şube açıyorlar. Ancak, Teknopark’ta Ar-Ge çalışmalarını yapmak zorundalar. Yani bilfiil imalat gerçekleştirmiyorlar.

Bununla ilgili şimdi bir model gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Şu andaki Teknopark’ın yanına her biri 40’ar ofisten oluşan ikişer katlı binalar yapılacak. Buralardaki ara bölmeler kaldırılarak, kısmi prototip imalatın yapılabileceği alanlar oluşturulacak. Kısmi prototip oluşturulursa bu kez seri üretime geçme ihtiyacı hissedecekler. Eğer temiz bir sanayi ürünüyse, örneğin burada gördüğünüz benim yaptığım görüntü işleme test aparatı gibiyse izin vereceğiz. Dolayısıyla sessiz, temiz bir ürünün seri imalatı orada mümkün kılacağız. Ama tornalı, gürültülü patırtılı olaylarda yokuz. Çünkü orada sessiz, sakin bir alan oluşması lazım.



AKILLI KARTLA BESLENEN HAYVAN  

- Teknokent’ten önemli yenilikler, ileri teknolojik ürünler beklentiniz olduğu belli oluyor

- Size güzel bir örnek vereyim. Hayvanların vücut özelliklerine göre yeme, içmesini ayarlıyoruz.  Mesela bir hayvanı buraya sokuyoruz ve kızıl ötesi kamera ile hayvanın kaslarını, kemiklerini, yağ miktarını ortaya çıkarıyoruz. Bununla bağlantılı olarak da bu hayvanın günde ne kadar yem yiyebileceğini hesaplıyoruz. Çünkü hayvanın önüne siz ne kadar yem atarsanız atın onu patlarcasına yer. Burada sınır yoktur. Onun fazla yemesi hayvana yararlı değil zararlıdır. O halde geliştirebileceği, süt ve et miktarına endeksli bir çalışma yapıyoruz. Biz buna ‘body index’ diyoruz. Bilirsiniz, spor tesislerine gittiğiniz zaman hemen boyunuzu ölçerler ve kilonuzu alırlar. Size body index denilen bir index çıkarırlar. Örneğin bu 27-28 ise 17-18’e düşürmeniz gerekir. Şu kadar ekmek, peynir, zeytin yiyeceksin diye bir reçete verirler.

İşte burada da tamamen otomatik beslenme ve su sistemi var. Hayvan, boynuna konulan bir akıllı kart vasıtasıyla buraya yaklaşıyor. Yaklaşınca kapı açıldığı zaman oraya doğru gidiyor. Bizim istediğimiz kadar yemi yiyor ve suyu içip çekiliyor. Dolayısıyla bu tip uygulamaların Teknopark içerisinde uygulanmasına evet diyoruz. Ama ağır, gürültülü ve çevreyi kirletebilecek sanayi faaliyetlerine hayır diyoruz. Örneğin bir tekstil ürünü ile ilgili olarak tezgahın çalışmasını istemiyoruz. Ama özel dokulu bir tekstil ürününün ortaya çıkarılmasını isteriz, destekleriz. Bu tip imkanlara sahip olmamız ve bunlar için de alanlar oluşturmamız gerekiyor.

SGK’YA YARISINI ÖDÜYORSUN

- Teknopark’ta çalışan kaç şirket var?

- Şu anda 21 firma var ama 74 firma da sırada bekliyor. Yeni binamızı bekliyorlar. Bize getirilen çeşitli teklifler de var. Örneğin bir tanesi şirketlerimizin çalışacağı binaların ve diğer yan birimlerin yap-işlet-devret sistemi kurulmasını teklif ediyor. Yani biz 5 kuruş para ödemeyeceğiz. Dolayısıyla şu anda Çorlu kampusu içindeki binalarımızla ilgili tekliflere açığız. Mesela büyük şirketler bize Ar-Ge birimini Teknopark’a taşımak istiyorum derse kabul ediyoruz. Onun karşılığında cirodan belirli oranda pay ve genel hizmet giderleri için para alacağız. Kira benzeri bir ücret olacak. Bu model dünyanın pek çok yerinde uygulanıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa Kampusu’ndaki Teknopark’ta bu uygulama yapılıyor. Hatta Ziraat Bankası Ar-Ge’sini orada kurdu.

Ben de bunun üzerine kimi bankalara teklifte bulundum. İş Bankası bana Çerkezköy yolu üzerinde benim ‘call center’ım var dedi. Al bu merkezi benim oraya getir. Bir kere SGK’ya yaptığın ödemenin yarısını ödeyeceksin. Mesela bir mühendisin 2 bin lira maaş aldığını düşünelim. Firma, mühendisimiz için SGK’ya 940 lira para öder. Ama Teknopark’ta olursa bunun yarısından da az 413 lira ödüyor. Bu da, baktığınız zaman bir ofis içerisinde dört kişi çalışıyorsa, devlet indirimlerini de düşündüğünüzde bir kişinin parası bedavaya gelir. Devlet tarafından karşılanmış olur. Yani üç kişinin parasını şahıs ve dördüncünün parasını da devlet öder.

Mesela önümde bir firmanın raporu var. Ukrayna’ya 1.5 milyar liralık proje yapmış. Teknokent’te bunun KDV’sini ödemiyor. Bir ihaleye girseniz ve yüzde 18 daha düşük fiyatla teklifte bulunursanız avantajlı konuma gelirsiniz.



KOSGEB’DEN PROJE DESTEKLERİ

- Devlet teşvikleri gerçekten girişimciyi teşvik edici nitelikte mi?

- Biraz önce söylediklerimiz, işin maddi yönünden baktığımız şeyler. Maliye portföyü içerisinde sadece bunlar yok. Sen küçük ölçekli bir işletme isen KOSGEB’den proje yap, sana 150 bin liralık Ar-Ge projesi desteği var. O projeyi bitirdin ve arkasından endüstriyel uygulama projesi yaparsan 550 bin liralık hibe desteği alabilirsin.

Mesela devlet öğretim üyesine dönüyor diyor ki; düşündüğün projeleri gerçekleştir ve ben sana 100 bin lira hibe vereyim. Hem öğretim üyesine, hem de girişimciye, sen bir proje sun, bunun karşılığında önce 27 bin 500 lira para vereyim; bununla bilgisayarını, masanı koltuğunu al, diyor.

Ayrıca TEKMER içinde ücretsiz yer veriyorum, diyor. Şu anda bizim 6 tane böyle yerimiz var. İki tanesi dolu ve dört tanesi talep olmadığı için boş. İnsanlar bunu bilmiyorlar. Ayrıca, sana 7.500 lira veriyorum bir yıl içinde kullanman için, bir yıl sonra bunu bana taksit taksit öde. Sen ayağa kalk, inovasyon geliştirebilecek duruma geldiğini hissettiğin anda dön Teknopark’ın içindeki ofisi kirala ve burada çalışmaya devam et, diyor.

Bu saydığım imkanları almamak için insanın akılsız olması lazım. Sadece KOSGEB de değil. TÜBİTAK’ın TEYDED dediği destekler var. Hem küçük hem de büyük ölçekli sanayiciye verdiği destekler var. 1507 koduyla küçük ölçeklilere 450-500 bin liralık hibe desteği veriyor. Bu hiç de az değil. Küçük sanayiciye yüzde 75, büyük sanayiciye de yüzde 60 oranında hibe vereceğini belirtiyor.

Sonuçta baktığınız zaman, bir firmanın, yer kirası ödemeden, KOSGEB’den alacağı 100-150 bin liralık ve 400-450 bin liralık destekler bir firmaya yıllık 300-400 bin liralık gelir anlamına geliyor. Bunun içerisinden 100 bin lirayı personel vs. giderler olarak sayarsanız geriye kalan şirket için iyi, temiz bir paradır. İşte genç ya da yaşlı olsun, şirket ya da yeni girişimci olsun herkes için buralar bulunmaz yerler olarak karşımızda duruyor.

Teknoparklarda sunduğunuz projelerde de devlet size yardımcı olmaya çalışıyor. Sen Teknopark firmasısın, amacın Ar-Ge’dir, ben sana sıkıntı çıkartmadan destekleri veriyorum, diyor. Dışarıda yine aynı desteklere başvuru yaptığınızda orada kılı kırk yarıyor. Dışarıdakine senin Ar-Ge yaptığını ben bilmiyorum, diyor. Bu da büyük bir avantaj.

TESCİL VE PATENTLEME YARI FİYATINA

- Teknopark’taki şirketlerin öğretim üyeleriyle bir iletişimi, ortak çalışması, akıl fikir danışması oluyor mu?

- Öğrenciler açısından bir avantaj var. Son sınıfta veya ikinci eğitimde olan öğrencilerin orada istihdam edilebilmelerini sağlıyor. Öğrenci gündüz Teknopark’ta çalışıyor ve akşam da dersine giriyor. Büyük avantaj. Şirket yöneticileri, yaptıkları çalışmalar sırasında karşılaştıkları sorunları, doğrudan gelip hocalarla tartışabiliyor, akıl danışabiliyorlar.

Ayrıca Üniversitemizin burada bir merkez laboratuvarı var. Firmalar o laboratuvarın olanaklarından yararlanabiliyorlar. Çıkan ürünler kolaylıkla patentlenebiliyor. Bununla ilgili bir modelimiz var. Biz çözüm ortağı oluşturduk. Bir patent şirketi ile anlaşma yaptık. Piyasadaki patentleme için yapılan bedelin yarısını alıyor Teknopark şirketlerinden. Marka tescili veya patent alınacak olsa yarı fiyatını ödüyor şirketler.

Patent için de devlet desteği var. Devlet 3.450 lira destek veriyor. Benim de dört tane patentim var ve ben de destek aldım. Ama ben o parayı görmüyorum. Bir taraftan alıyor ve Türk Patent Enstitüsü’ne kaydırıyor. Bana hiçbir şey gelmiyor. Aracı olan kuruma 300-400 lira veriyor.



BİR YILDA TAKDİRNAME ALDIK

- Çorlu’daki Teknopark ile Rektörlük arasında herhalde mekik dokuyorsunuz.

- Bakın cep telefonumdan şu anda Teknoparkımızı online olarak izleyebiliyorum. Değişik kameralara girerek içini dışını, kimin ne yaptığını her an görebiliyorum. Vali bey bunu görünce ‘sen işkoliksin hoca. İşini çok ciddiye alıyorsun’ diyor. Almasam olmaz. Çünkü ben böyle başlarsam benden sonrakiler de öyle götürür. Buradaki yapıyı bir yıl içerisinde Bakanlık takdir edilen teknoparklar arasına soktu. Ben şu anda 3 tane Teknoparkı da kurma çabası içindeyim. Bunlar Hatay’da, Afyon’da ve Balıkesir’de üniversite bünyelerinde kuruluyorlar. Teknopark’ın her şeyine çok dikkat ediyoruz. Benim şu anda kasamda harcayabileceğim 353 bin lira tutarında param var.

- Teknoparkların bütçesinin artıda olması sürdürülebilirliği açısından çok önemli. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

- Ben elimizdeki parayı başka kaynaklar için kullandırtmıyorum. Çünkü Teknopark’ta personel, güvenlik elemanı, temizlikçi çalıştırıyorum. Bu arada portal işletimi, elektrik, su gibi çeşitli harcamalarım var. Teknoparkların zarar etmesi bu işi biraz amatörce yürütmelerinden, bilmeyen kişilerin bunun başında olmasından kaynaklanıyor.

ODALARI, OSB’LERİ GEZİP ÇAĞRI YAPIYORUM

- Hocam sanayiciye bir çağrı yapsanız. Deseniz ki, burada vergi avantajı var, madde madde saysanız gelmez mi?

- Bunları yapmaktan neredeyse çatladım. Sanayi İl Müdürümüz ile OSB’leri dolaşıyoruz. Sorunlarınızı tespit edin ben de sorunların çözümü için yardımcı olayım, diyorum.   İstanbul’da Türkiye İnovasyon Haftası düzenleniyor. O haftaya katılmaları için para değil iyi niyet mektubu istiyorum. Kimisi imzalamıyor. Neden imzalamıyorsun diyorum, bana bunun altında bir şey vardır, diyor. Bunun altında sizi tanıtmaktan başka bir şey yok diyorum.

FİRMALARIN WEB SAYFALARINI OLUŞTURDUM

Teknopark bünyesinde firmaların web sayfalarını oluşturdum, ürünlerinin bedava reklamını yapıyorum. Öğrenciler bu portala üye oluyor ve iş buluyor. Teknik Meslek Yüksek Okulu’ndan mezun olanlar iş buluyor. Ya da sık sık nerede staj yapabilirim diye soruyorlar. Buraya üye olunca staj yerlerini görüp staj yapabiliyorsun. İş alanlarını inceliyorsun. Bununla ilgili olarak ben kesinlikle 5 kuruş para almıyorum. Bunu Kocaeli Üniversitesi ile Teknoparkı birlikte hazırlamışlar. Bana sınırsız kullanmak üzere bedava verdiler. Ben de şimdi bu programın içine kendi bölgemin firmalarını koymaya çalışıyorum.

TORSAB’DA BİZ DE YER ALACAKTIK

- Şu anda durdurulan Tekirdağ Sanayi Odası (TORSAB) projesine de katılacaktınız değil mi?

- Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, üniversite sanayi işbirliği için bize yardımcı olacağını açıkladı. Biz burada Tekirdağ Organize Sanayi Bölgesi’ni (TORSAB) kuruyoruz, bunun içinde size bir Teknopark binası yapmaya söz veriyorum, dedi. TORSAB’taki çalışmalar şimdi durduruldu, mahkeme kararı bekleniyor. Bence bu doğru bir mantıktı. Teknopark’ın OSB’nin içinde olması ve doğal olarak üniversitenin sanayinin yanı başında olması çok güzel bir yaklaşımdı. Çok büyük bir katkıydı.

‘TRAKYA VALLEY’ OLUŞTURALIM  

Biz bu arada şöyle düşündük. Trakya Üniversitesi, Kırklareli Üniversitesi ve bizde NKÜ’de ayrı ayrı teknoparklar kurmak yerine, Çorlu’daki büyük arazimizde aynen Amerika’daki ‘Silicon Valley’ gibi ‘Trakya Valley’ oluşturalım dedik. Gelin bu üç üniversitenin güçlerini birleştirelim daha güçlü bir Teknopark oluşturalım diye teklifte bulunduk. Bizim üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek kendileriyle görüştü. Trakya Üniversitesi karşı çıktı, istemedi. Edirne’de sadece 160 tane sanayi kuruluşu var. Bu kadar az sanayiciye nasıl Teknopark hizmeti verilecek orada. Bizim kentimizde ise 1.700 tane sanayi kuruluşu var. Kapımız açılınca İstanbul’dan buraya akın akın insanlar gelecek. Hele butik oteli de gerçekleştirsek hafta sonunda bilimsel toplantılar bile yapacağız. Gelenler burada kalacak.  Sonuçta Trakya’da tek ve güçlü bir Teknopark kurulabilir.

SERMAYE ŞİRKETİ GİRİŞİMİ

Bizim, bir de sanayici, finans, girişimcinin bütünleştiği bir sistem kurma projemiz var.  Firmalarımızın sermayelerini sağlamaları için kendileri tarafından bir sermaye şirketi kurulacak. Bunu Türkiye’de sadece ODTÜ yapıyor. Sizin paraya ihtiyacınız olunca gidip falanca bankadan kredi almıyorsunuz. Kendi ortağınız olan şirkete geliyorsunuz. Onun ortakları arasında bankalar da olacak ve şu anda 3 tanesi evet dedi. Dışarıdan yüzde 1.2 faizle para alacak iken bana yüzde 0.7’den verecek bu şirket parayı. Ben Teknopark olarak buradan herhangi bir pay da almıyorum. Doğrudan şirketler için avantajlı olan bir durum. Biz, mezun olan öğrenciler de buna ortak olsun dedik. Ar-Ge’si güçlü olan öğrenciler kendi şirketlerinde çalışsınlar. Bu da bir modeldi.

KULUÇKA MERKEZLERİMİZ VAR

Dış ilişkiler de kurmaya çalışıyoruz. Eskiden, bir yıl öncesine kadar Teknoparkların içerisinde yabancı şirketlerin yer alması yasaktı. Şu anda girebilirler. Öğretim üyeleri ve son sınıf öğrenciler için kuluçka merkezlerimiz var. Beş kuruş para almıyoruz. Burada Teknokentlerin bir işlevi daha ortaya çıkıyor. Öğrenciler daha son sınıfta ve işin başında iken şirketli öğrenciler haline dönüşmeye başlıyor. Markalı şirketler oluşmaya başlıyor. Marka ve şirketi kuran öğrencilere, devlet 150 bin lira teknoloji girişim desteğini hibe olarak veriyor. 150 bin liralık hibeyi peşin veriyor. KOSGEB’de öyle değil. Harcamalarınızı yapıyorsunuz, faturalarınızı ibra ediyorsunuz, uzmanı gelip imzalıyor ve bir ay sonra ödeniyor. Yani dört ay sonra alabiliyorsunuz. Bütün bunlar girişimcilere, sanayicilere avantaj sağlıyor.

 

  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106