GİRAY DUDA
Sanayi kuruluşlarının, düzenli, planlı, altyapıları tamamlanmış, modern Organize Sanayi Bölgelerinde üretim yapmalarının büyük faydaları nedeniyle son dönemde arka arkaya OSB’ler kurulmaya başlandı. Türkiye’de geçen çeyrek yüzyılda toplam 255 OSB kuruldu ve yenilerinin hazırlıkları sürüyor. OSB’lerin üst örgütü OSBÜK’ün başkanı Memiş Kütükcü ile OSB’leri her yönüyle konuştuk.
- Sayın Memiş Kütükcü, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’nu (OSBÜK) bize tanıtır mısınız?
- OSBÜK, 4562 sayılı OSB Kanunu ile kurulmuş, ülkemizdeki tüm OSB’lerin tek çatı kuruluşudur. OSBÜK’te organize sanayi bölgelerimizi ilgilendiren, OSB’lerimizin gündemindeki her türlü konu ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Kanun, mevzuat, enerji, istihdam, dijitalleşme, yeşil dönüşüm, mesleki eğitim gibi konular bu başlıklardan sadece birkaçı.
OSBÜK olarak, yönetim kurulumuz, yüksek koordinasyon kurulumuz, ihtisas komisyonlarımız ve ülkemizin üreten gücü haline gelen OSB’lerimizle birlikte yaptığımız çalışmaların ortak amacı organize sanayi bölgelerimizin rekabet gücünü artırmak.
402 ORGANİZE SANAYİ BÖLGEMİZ VAR
- Son yılları ‘OSB Yılları’ olarak değerlendirmek galiba doğru bir yaklaşım olacak. Şu anda hangi bölgelerde kaç adet OSB var. Bunlar hangi bakanlıklara bağlı. Yıllara göre OSB sayısını verebilir misiniz?
- Evet doğru bir tespit. Türkiye’de ilk OSB’miz 1961 yılında Bursa’da kurulmuştur. Yani ülke olarak, 63 yıllık, köklü ve güçlü bir OSB tecrübesine sahibiz. Bunun için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Cumhuriyet döneminin en önemli endüstriyel kazanımı organize sanayi bölgeleri uygulamasıdır.
Ülkemizde şu anda 361’i Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mıza, 41’i Tarım ve Orman Bakanlığı’mıza bağlı olmak üzere 402 organize sanayi bölgemiz var. Bu 402 OSB’mizin de 281’i halihazırda işletme aşamasında. İşletme aşamasındaki 281 organize sanayi bölgemizde 67 bin fabrikamız üretim yapıyor. Organize sanayi bölgelerimiz, ülkemizin toplam sanayi üretiminin yüzde 45’ini gerçekleştiriyor, 2 milyon 600 bin insanımıza doğrudan istihdam sağlıyor. Yani, organize sanayi bölgelerimiz Türk sanayisine lokomotiflik yapmaktadır.
EN ÇOK MARMARA BÖLGESİNDE
Öte yandan OSB’lerimizin bölgesel dağılımına bakacak olursak, Marmara Bölgesi’nde 98, Akdeniz Bölgesi’nde 43, Karadeniz Bölgesi’nde 66, İç Anadolu Bölgesi’nde 71, Ege Bölgesi’nde 64, Doğu Anadolu Bölgesi’nde 28 ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise 32 OSB’miz bulunmaktadır.
Bu yılın ilk çeyreğinde OSB’lerimizde yaklaşık 30 bin kişiye daha istihdam sağlandı. Yine bu süreçte Afyonkarahisar, Çorum ve Uşak illerimizde toplam 3 yeni OSB kurulmuş, bin yeni parsel açılmış ve 400 firmamız daha üretime geçmiştir. Aslında bu rakamlar OSB’lerimizin ve sanayicilerimizin üretim iştahının tüm zorlu şartlara rağmen devam ettiğini gösteriyor.
TARIMA DAYALI İHTİSAS OSB’LERİ ÇOK ÖNEMLİ
- Tarım OSB’lerinin hızla yaygınlaşması dikkat çekiyor. Bu OSB’lerin geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
- Şu anda 35 ilimizde 41 Tarıma Dayalı İhtisas OSB’miz var. Sürdürülebilir gıda üretimi, firmalarımızın markalaşması ve dünya genelinde rekabetlerini artırmaları için TDİOSB’lerimiz çok önemli bir yere sahip. Hayvancılıktan süs bitkilerine kadar tarım sektörünün tamamına hizmet veren bu OSB’lerimiz, tarım sektörünün sürekli gelişmesine katkı veriyor.
Özellikle 2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisi ve sonrasında yaşadığımız süreç, tarıma dayalı ihtisas OSB’lerimizin ülkemizin gıda güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. İnşallah önümüzdeki dönem bu OSB’lerimizin hem sayılarının hem de niteliklerinin daha da artacağı bir dönem olacak.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KALKINMA MESELESİ HALİNE GELDİ
- Yeşil OSB’lerin özellikleri nelerdir? Yeşil OSB Projesi hangi aşamada ilerliyor? Hedefleri neler?
- İklim değişikliğinin, sonuçları itibarıyla sadece çevre ve ekolojiyle ilgili olmaktan çıkarak iktisadi faaliyetleri ve üretim faaliyetlerini de içine alacak şekilde bir kalkınma meselesi haline geldiği bir süreci yaşıyoruz. Bu kapsamda, malumunuz ülkemiz Paris Anlaşmasına imza koyarak, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında yapılması gerekenlerle ilgili adımlarını atmaya başladı.
Yeşil dönüşüm süreci, organize sanayi bölgelerimizi ve 67 bin sanayicimizin tamamını ilgilendiren bir süreç. Dolayısıyla, biz OSBÜK olarak OSB’lerimizi bu sürece en güçlü şekilde hazırlayarak, yeşil dönüşüm konusunda OSB'lerimizi Türk sanayisine lokomotif yapma hedefiyle çalışıyoruz.
Tabi bu konuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın öncülüğünde yürütülen Yeşil OSB Projesi de çok kıymetli. Bu proje kapsamında Yönetim, Çevre, Ekonomik ve Sosyal konulardaki 4 başlıkta 40 performans göstergesi belirlendi. OSB’ler bu başlıklarda açıklanan çalışmaları hayata geçirerek yeterlilik seviyesine uygun olarak Yeşil OSB Belgesi alacaklar.
Öte yandan OSBÜK olarak, yeşil dönüşüm ve bu sürecin olmazsa olmazı haline gelen dijital dönüşüm konusunda OSB’lerimize yönelik sürekli eğitimler düzenliyor, projeler hayata geçiriyoruz.
Başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere bakanlıklarımız, Türk Standartları Enstitüsü, TEPAV ve diğer kurum kuruluşlar ile Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, Emisyon Ticaret Sistemi, Karbon Ayak İzi Hesaplama, Mevzuat Döngüsü Adımları, Sera Gazı Emisyonlarının Hesaplanması gibi pek çok konuda bilgilendirme toplantıları ve eğitimler düzenledik, düzenlemeye devam ediyoruz.
YEŞİL DÖNÜŞÜM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MERKEZİ KURDUK
OSBÜK bünyesinde kurduğumuz Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Merkezi ile yeşil dönüşümde politika oluşturulması, OSB’lerden gelen taleplere cevap verilmesi, çözüm yolları bulması ve daha pek çok uygulamanın hayata geçirilmesini sağlıyoruz.
Yine kurduğumuz Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik İhtisas Kurulu ile, OSB’lerimizin talep, sorun ve beklentilerini değerlendirecek, ortak akılla konusunun muhatabına ulaştıracak ve çözümü için çalışacağız. Alanında deneyim sahibi uzman isimlerin yer aldığı kurulumuz, kurumlarla da ortak çalışmalar yürütecek. Böylece yeşil dönüşüm sürecinin daha koordineli ve sorunların hızlı çözümüne katkı vermeye devam edeceğiz.
2.000 DİJİTAL ELÇİ YETİŞTİRECEĞİZ
- Sanayicinin bugün ve yarınki gündemi İkiz Dönüşüm olarak devam edecek. Siz sanayicilere bu konularda destek vermek için nasıl projeler yürütüyorsunuz?
- Dijital ve yeşil dönüşüm olarak adlandırdığımız İkiz Dönüşüm birbirini tamamlayan ve asla göz ardı edilemeyecek bir alan. OSBÜK olarak bu konuda başta imzaladığımız protokoller olmak üzere çok çeşitli çalışmaları bir arada yürütüyoruz. OSB’lerimizde bu alanlarda çalışan personellerin eğitiminden çalıştaylara hatta finansmanına kadar pek çok projeyi hayata geçirdik.
Öncelikle Vodafone ve Yıldız Teknik Üniversitesi ile 1000 Dijital Elçi yetiştirdiğimiz OSB’lerde Dijital Dönüşüm Programının bu yıl ikincisine başladık ve hedefimiz bu programda dijital elçi sayımızı 2.000’e çıkarmak. Yine Vodafone Türkiye ile “Bu Atıklar Kod Yazıyor” projesinde OSB’lerimizden toplanan elektronik atıkların geri dönüşümünden elde edilen gelirle kodlama sınıfları kurulmasına katkıda bulunuyoruz. OSBÜKbulut, OSBÜKnet, EBYS ve Enerji İzleme Sistemi konularında OSB’lerimizin dijitalleşmesi çalışmalarına katkı verdik.
SANAYİCİMİZİN TALEBİNİ MUHATAPLARINA İLETİYORUZ
- Elektrik, doğalgaz, akaryakıt gibi enerji kaynaklarına yapılan zamların maliyetleri durmaksızın artırıp rekabet gücünü azaltmasına karşı neler yapılabilir? Bu konuda ekonomi yönetimi, sanayi ve enerji bakanlıkları ile görüşmeler yapabildiniz mi? Nasıl taleplerde bulundunuz?
- Enerji, sanayicilerimizin en önemli girdi kalemlerinden birisi. Dünya genelinde yaşanan çatışmalar, ülkemizdeki yüksek enflasyon haliyle sanayicilerimizi de etkiliyor. OSBÜK olarak, OSB’ler ile bakanlıklarımız ve diğer kurum ve kuruluşlarımız arasında köprü görevi görüyoruz. OSB’lerimizden hangi talep gelirse gelsin muhatabına bu talebi iletiyor ve takibini gerçekleştiriyoruz.
Örneğin Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Alparslan Bayraktar ile OSB’lerimizi bir araya getirdik. OSB’lerimiz bu toplantıda ve yaptığımız diğer tüm çalışmalarda tüm taleplerini dile getirdi.
OSB’LERİMİZDE 3.973 YENİLENEBİLİR ÜRETİM SANTRALİ VAR
OSB tüzel kişiliklerinin toplu GES yatırımlarından Türkiye’nin enerji haritasının çeşitlendirilmesi çalışmasına kadar çok geniş bir alanda biz görüşmelerimizi yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Ülkemiz artık yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini gördü ve bu alanda çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Sanayicilerimiz çatı GES’leri başta olmak üzere bu alanda yatırımlarına hız vererek maliyetlerini düşürme yoluna gidiyorlar. Burada bir rakamı vermek yerinde olacaktır. OSB’lerimizde şu anda 3 bin 973 yenilenebilir enerji üretim santrali var ve toplam kurulu gücümüz 4 bin MW’ı aşmış durumda. Bu sanayicilerimiz ve OSB’lerimiz için gerçekten çok önemli bir yatırım.
YAPISAL REFORM TALEPLERİMİZ
- Yerel seçimler sonrasında ‘yapısal reformları hayata geçirme’ çağrısı yaptınız. Ne tür yapısal reformlar yapılması talebinde bulunuyorsunuz?
- Öncelikle yerel seçim sonuçlarının hayırlı olmasını temenni ederim. Artık önümüzde seçim gündemi olmayan bir 4 yıl var. Ülke olarak üretim, istihdam, yatırım ve ihracat denkleminde bir motto ilan edildi. Sanayiciler olarak biz bu adımı doğru buluyoruz. Ülkemizin daha çok üretmeye, istihdama, yatırıma ve ihracata ihtiyacı var.
Bu kapsamda enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülme mücadelesi çok önemli.
Türk sanayisinin üretim gücünü artırmak için yapısal reformları çok önemli. Daha önce OSB Kanunu’nda yaptığımız düzenlemeler gibi, sanayicinin yatırım ve üretim avantajını artıracak düzenlemeleri hızla hayata geçirmeliyiz. Dünya çok hızlı şekilde dönüşüyor. Bu konuda sanayicilerimizin yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerini daha fazla desteklemeli, bu konuda finansmandan mevzuat çalışmalarına kadar yeni argümanlar geliştirmeliyiz.
Demiryollarının organize sanayi bölgelerimiz için önemi çok büyük. Maliyetimizi düşürücü ve lojistik avantajlarımızı artırıcı çalışmaları her zaman destekliyoruz. Sanayi üretiminde insan kaynağı sorununu çözmek için Mesleki Eğitim Reformunu hayata geçirmeliyiz.
Öte yandan geçtiğimiz yıl deprem gerçeği ile bir kez daha, hem de çok acı bir şekilde yeniden yüzleştik. Şehirlerimizi depreme daha dayanıklı hale getirmeliyiz. Şehirlerimizin yanı sıra, şehirlerimizdeki sanayi bölgelerimizin de deprem direncini artırıcı çalışmalar yapmak zorundayız.