Öne Çıkanlar İKV BAŞKANI AYHAN ZEYTİNOĞLU ÇOSB Kreş ve Gündüz Bakımevi KPMG TÜRKİYE Sinem Cantürk TÜRK Eximbank irtibat bürosu açıldı GİRAY DUDA

İlaçta doğrudan teşvik sistemine geçilmeli

ARİF ESEN

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, “ilaçta rekabet ettiğimiz ülkeleri incelediğimizde, vergisel teşviklerin yanında doğrudan teşviklerin daha hızlı ve kesin sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Bunun en güzel örneği Güney Kore. Bizim de teşvik sistemimize doğrudan teşvikleri içerecek bir kurgu eklememiz gerekiyor” dedi.


- Son şekli verilen Üretim Reform Paketi ilaç endüstrisi sektörünün gelişimine ne gibi katkılar verecek? Bu paket sektör olarak sizin taleplerinize ne ölçüde yanıt verebilecek?


- Söz konusu pakette yer alan düzenlemeleri genel itibarıyla olumlu buluyoruz. Paket, sanayicinin mali yüklerini azaltmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda vergisel muafiyetler ve indirimler getirmektedir. Bunun yanında Ar-Ge’yi ve üniversite-sanayi işbirliğini destekleyen; öğretim üyelerine Ar-Ge alanında çalışmaları için bir yıl ücretli izin verme ve Ar-Ge personeli ücretlerinin belirli bir kısmını ödenekten karşılama gibi destekler endüstrimiz açısından son derece anlamlıdır.


TÜRKİYE İLAÇ ENDÜSTRİSİ, DÜNYADA 16. SIRADA


- Dünya ilaç pazarının ve Türkiye ilaç sanayiinin büyüklüğü 2016 rakamlarıyla ne kadar? Bu pazarda Türkiye’nin payı yüzde kaç? Türkiye’nin ilaç ihracatı ve ithalatı hakkında son verileri bizimle paylaşır mısınız?

- Dünya ilaç pazarı 2016 yılında 1.10 trilyon dolara ulaşmıştır. Türkiye ilaç endüstrisi, dünyada 16. sırada yer almaktadır. Pazar 2016 yılında tutarda 20.67 milyar TL, kutuda ise 2.23 milyar kutu olmuştur.

İEİS olarak, Türkiye’nin 2023 yılında, Ar-Ge yetkinliğini artırmış, özellikle biyoteknoloji alanında olmak üzere, daha yüksek katma değerli ürünler üreten, küresel bir ilaç üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelmesini hedefliyoruz. Bu kapsamda, Ar-Ge, üretim ve ihracat alanlarındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Endüstrimiz son yıllarda ihracat alanında önemli bir atılım içinde. Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 150’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.

Geçtiğimiz yıl, Türkiye ilaç ihracatı 863 milyon dolar, ithalat ise 4.5 milyar dolar olmuştur. Son 6 yılda ihracatımız yüzde 43.1 düzeyinde artış göstermiş, ithalatımız ise yüzde 5.3 azalmıştır. Aynı dönemde, Türkiye toplam ihracatı ise yüzde 25.2 oranında büyümüştür. Ar-Ge ve üretim alanında gerçekleştirilecek ilerlemeyle ihracatımız ve ihracatımızın katma değeri artmaya devam edecektir.

BİYOTEKNOLOJİK İLAÇ PLATFORMU’YLA REKABET GÜCÜMÜZÜ ARTIRACAĞIZ


-
İEİS olarak 19 ilaç firmasını bir araya getirerek Türkiye Biyoteknolojik İlaç Platformu’nu kurdunuz. Bu platformu hangi amaçla kurdunuz? Biyoteknolojik üretim Türk ilaç sektörünün dünyadaki yerini nasıl etkileyecek? Bugün Dünya Ve Türkiye’de Biyoteknoloji İlaç Üretimi Ve Pazar Büyüklüğü Ne Kadar?  Toplam Reçeteli İlaç Pazarının Yüzde Kaçı?

- Türkiye Biyoteknolojik İlaç Platformunu, 2016 yılının sonunda, biyoteknoloji alanında endüstrimizin yetkinliğini ve rekabet gücünü artırmak, ülkemizde bu alanın gelişimine daha etkin katkı sağlamak hedefiyle kurduk. Platform, biyoteknoloji alanında ülkemizde geliştirme ya da üretim faaliyeti olan veya planlayan tüm ilaç firmalarına açık bir oluşum.

Platformumuz 5 ana alanda çalışmalarını sürdürüyor. Bu alanlar mevzuat, teşvik, nitelikli işgücü, rekabet öncesi işbirliği ve iletişim.



30 BİN HASTALIKTAN ANCAK 10 BİNİNİN TEDAVİSİ YAPILABİLİYOR

Tüm dünyada bitkisel ve kimyasal kaynaklı ilaç üretimi, bilim ve teknoloji alanındaki yeni gelişmeler kapsamında hızla yerini biyoteknolojik ilaçlara bırakıyor. Bugünkü koşullarda bilinen yaklaşık 30 bin hastalıktan ancak 10 bininin tedavisi yapılabiliyor. Aralarında kanser, alzheimer, kalp hastalıkları ve diyabeti de içeren 200 hastalığın tedavisi için geliştirilen ilaçların büyük bir kısmını biyoteknolojik ilaçlar oluşturuyor.

Dünyada biyoteknolojik ilaçların kullanım oranı yüzde 20’leri aşmış durumda ve artmaya devam ediyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de biyoteknolojik ürünlere doğru bir yönelim var. Bu ilaçların pazardan aldığı pay günden güne artıyor. Türkiye’de biyoteknolojik ilaçlar 2016’da 3.4 milyar TL ile reçeteli ilaç pazarı içerisinde yaklaşık yüzde 16.5’luk bir paya sahip olmuştur.

BİYOTEKNOLOJİ YATIRIMLARI GELECEK 5 YILDA ÖNEMLİ SONUÇLAR VERECEK

Firmalarımız, ülkemizi biyoteknoloji gibi stratejik bir alanda geliştirmek için var güçleriyle çaba gösteriyorlar, bu alana uzun vadeli bakış açısıyla, yüksek maliyetli yatırımlar yapıyorlar. Platform üyelerinin bu alanda bitmiş ve devam eden fiziki yatırımlarının değeri 600 milyon dolar, yine yapılmış ve devam edecek olan Ar-Ge çalışmalarına ilişkin harcamaları da 200 milyon dolar tutarında. Birçok firma geliştirme ve üretim faaliyetlerine başlamış durumda. Gelecek 5 yılda bu alanda önemli çıktılar bekliyoruz.

 

CİDDİ İNSAN KAYNAĞI AÇIĞIMIZ VAR

- Sanayide genel olarak hep kalifiye eleman sıkıntısı dile getirilir. Sektörün biyoteknolojik üretim için insan kaynağı yeterli mi?

- Biyoteknoloji alanı uzun yıllardır deneyim kazandığımız konvansiyonel ilaç alanına göre yeni olduğumuz bir konu. Dolayısıyla bu alanda ciddi insan kaynağı açığımız bulunuyor. Bu açığın kapatılmasına yönelik çaba göstermemiz gerekiyor.

4 ECZACILIK FAKÜLTESİYLE PROTOKOL İMZALADIK

Üniversitelerimizin sanayiye vereceği en büyük destek nitelikli işgücünün yetiştirilmesi alanında olabilir. İEİS olarak üniversitelerle işbirliğini önemsiyor ve bu alanda çalışmalar yürütüyoruz. Bugüne kadar Ankara, Gazi, Hacettepe ve İstanbul üniversiteleri eczacılık fakülteleriyle Ar-Ge ve insan kaynağı alanlarında protokoller imzaladık. İşbirliğinin gelişimi için çaba gösteriyoruz. Sırada başka üniversiteler de var.

24 AKREDİTE AR-GE MERKEZİ NDE1053 AR-GE ÇALIŞANI VAR


- Sayın Tökgöz sektörde kaç Ar-Ge birimi faaliyet gösteriyor? Bu Ar-Ge merkezlerinde kaç kişi istihdam ediliyor? Bu konudaki devlet destekleri yeterli mi?

- İlaç endüstrisi, 24 akredite Ar-Ge merkezi ve 1053 Ar-Ge çalışanıyla ülkemizin sanayi dönüşümüne katkı sağlayan öncelikli sektörler arasında yer alıyor.

Ülkemizde Ar-Ge ve bu kapsamda biyoteknoloji teşviki konusunda çok önemli adımlar atıldı. Bu adımlar, sektörün bu alana olan ilgisini ve yatırımını da artırdı.

Ar-Ge alanındaki teşvikler, zaman içinde sektörümüzün görüşleri de alınarak önemli oranda gelişme kaydetmiş durumda. Örneğin 50 olan Ar-Ge merkezi çalışan sayısı zorunluluğu 15’e indirildi. Bu değişiklik sadece ilaçta değil birçok sektörde merkezlerin artması sonucunu doğurdu. Yabancı çalışan istihdamı kolaylaştırıldı. Çalışanların Ar-Ge faaliyeti gereği merkez dışında geçirdiği süreler teşvik kapsamına alındı. Gelecek yıllara devreden teşvik tutarlarının reel değerinin korunması sağlandı.

AR-GE VE BİYOTEKNOLOJİ YATIRIMLARA TEŞVİKLER ARTIRILMALI

Biyoteknolojik ürünlerin yurtiçinde geliştirilmesini ve üretimini teşvik eden yaklaşımlar kamunun stratejik eylem planlarında da yer almaya başladı. TÜBİTAK biyoteknolojiye ilişkin çağrılar açıyor. Ancak bu planların geliştirilmesi ve somut önerilere dönüştürülmesi gerekiyor. Sektör olarak rekabette öne çıkabilmemiz için kamunun Ar-Ge ve biyoteknoloji yatırımlarına sağlayacağı desteğin artırılmasına ve farklı teşvik mekanizmaları kurgulanmasına ihtiyaç var.


DOĞRUDAN TEŞVİK SİSTEMİNE GEÇİLMELİ

Rekabet ettiğimiz ülkeleri incelediğimizde, vergisel teşviklerin yanında doğrudan teşviklerin daha hızlı ve kesin sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Bunun en güzel örneği Güney Kore. Bizim de teşvik sistemimize doğrudan teşvikleri içerecek bir kurgu eklememiz gerekiyor. Bunun yanında, firmaların Ar-Ge’ye ayırdıkları pay baz alınarak pozitif ayrımcılık sağlayan bir sistemin kurulması, firmaların Ar-Ge faaliyetlerinin artmasını sağlayacaktır.

Ayrıca, bildiğiniz gibi ilaçta Ar-Ge yüksek yatırım isteyen ve uzun süren bir süreçtir. Desteklerin miktarı ve süresinin bu gerçek çerçevesinde belirlenmesi önemlidir.

Bunların yanında, hedefimizi destekleyici bir mevzuat ikliminin yaratılması, özellikle ruhsatlandırma, fiyatlandırma ve geri ödeme sisteminin; yatırımı anlamlı kılacak nitelikte düzenlenmesi büyük önem taşıyor.

İHRACAT PLATFORMUNUN 4 HEDEFİ


- Yine İEİS olarak 7 yıl önce Türkiye İlaç İhracatçıları Platformu’nu kurdunuz. Plaftorm, Türk ilaç sektörünün küresel oyuncular karşında kalıcı ve sürdürülebilir rekabet gücüne nasıl katkılar verdi?

Endüstrimizin ihracat hedefi kapsamında 2012 yılında üyemiz olan ve olmayan ihracatçı firmaların katılımıyla, Türkiye İlaç İhracatçıları Platformu’nu kurduk. Bugün 33 üyesi olan Platform, endüstrinin dış pazarlarda tanıtımı ve ihracat olanaklarının artırılmasına yönelik çalışmalar yürütmektedir.

Platformun temel çalışma alanları şu şekildedir;

·     
-   
Türkiye ilaç endüstrisinin ihracatının artırılması için politika ve stratejiler geliştirmek,

·     
-   
Hedef pazarlarda, Türkiye ilaç endüstrisinin tanıtılması için etkinliklere katılım sağlamak,

·     
-   
Platform üyeleri ile hedef pazarlardaki otoriteler arasındaki ilişkileri geliştirmek, mevzuatta karşılaşılan sorunları gidermek,

·     
-   
Ülkemizdeki ilgili resmi otoritelerle düzenli iletişim kurmak.

  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106